Yaşam Son parasını ATM'ye yatırdı! 1447 kiracısından kira almamıştı: 'Yine olsa yine yaparım'

Son parasını ATM'ye yatırdı! 1447 kiracısından kira almamıştı: 'Yine olsa yine yaparım'

18.05.2024 - 06:42 | Son Güncellenme:

ATM ve para sayma makineleri, milyonlarca kişinin günlük yaşamının kolaylaştırılmasında ve finans işlerinin hatasız yapılmasında önemli rol oynuyor. Bu makinelerin 1920’lere uzanan geçmişine rağmen Türkiye’ye 67 yıl sonra gelmesi şaşırtıcı olsa da serüvenin ardında elindeki son parayı bu işe yatırarak Türkiye’ye getiren biri var!

Son parasını ATMye yatırdı 1447 kiracısından kira almamıştı: Yine olsa yine yaparım

Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Bankalara yolu düşen herkesin gözünün takıldığı, hızlı ve hatasız para sayan makinelerin hikâyesi de kendileri kadar hayranlık uyandırıcı. 1987’den sonra bankalarda görmeye başlanan bu makinelerin ardında ise ilginç bir gerçek yatıyor. Pek çok kişi, elinde kalan son parayla ne yapacağı konusunda mantıklı ve garantici kararlar vermek istiyor olabilir. Kutuplarda yaşayan bir kişinin deniz makarnasına ihtiyacı olmayacağı düşünülse de bu orantı her zaman böyle çalışmıyor. Tıpkı 130 bin dolarlık son servetiyle para sayma makinesi alan Dikran Masis gibi. Makineyi aldığında sayacak parası kalmasa da milyon dolarlar kazandıracak günlere kararlılıkla işte böyle yürüdü.

Haberin Devamı

Son parasını ATMye yatırdı 1447 kiracısından kira almamıştı: Yine olsa yine yaparım

PARA SAYMA MAKİNESİNİN KÖKLERİ ÇOK ESKİ

Para sayma makinesi ilk olarak çalışan hatalarını en aza indirmek için Washington'daki Federal Bill Counter Company tarafından üretildi. İlk otomatik para sayma makinesi ise ABD'de 1920'li yıllarda kullanılmaya başlandı. Bu icat yıllar içinde ATM’lerle birleşerek bankalarda yaşanan hatalı sayımların önüne geçti. Başlarda yırtık ve yıpranmış paraları sayamayan makineler zamanla en güvenli sonucu veren cihazlara dönüştü. Bankacılık işlemlerini kolaylaştırmaya odaklanan İngiliz mühendis John Shepherd Barron da otomatik makinelerden çikolata alabildiğini düşünerek neden para çekilemeyeceği sorusunu gündeme getirdi. Bu düşünceyi 1967'de hayata geçirerek bir ATM tasarladı ve bu cihaz, İngiltere'nin Enfield Kasabası'nda kullanılmaya başlandı.

Haberin Devamı

John Shepherd Barron’un babası Wilfred Shepherd-Barron, o zamanlar Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası olan Kuzey Bengal'deki Chittagong Liman Komiserleri'nin başmühendisiydi. İnşaat Mühendisleri Enstitüsü'nün başkanı olmadan önce Londra Limanı İdaresi'nin başmühendisliğini de yaptı. Barron’un annesi Dorothy ise olimpiyat tenis oyuncusu ve Wimbledon çift bayanlar şampiyonuydu. Barron son derece entelektüel olan ailesinin de etkisiyle, Stowe School’da, Edinburgh Üniversitesi'nde ve Cambridge Trinity College'da eğitim gördü. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hava Kuvvetleri'nde görevlendirildi ve 159. Paraşüt Hafif Alayı'nda görev yaptı.

İLK ATM TÜRKİYE’YE NASIL GELDİ?

Türkiye’deki ilk ATM ise Ermeni asıllı iş insanı Dikran Masis'in İş Bankası için 25 Aralık 1987 tarihinde ithal etmesiyle hizmete sunuldu. Ancak bu yazıldığı ya da söylendiği kadar sıradan bir yenilik değildi. Para sayma makinesinin Türkiye’ye gelişinin perde arkasında Dikran Masis’in ilginç hikâyesi var. 1920’lerden başlayarak 1962’deki modern para sayma makinelerine uzanan süreç, Masis’in de para sayma makinesini Türkiye’ye getirmesine ilham oldu. Bilgisayar tabanlı olan ve eskilere nazaran çok daha gelişmiş makineler 1981’de üretilmeye başlandı. Finans sektörünün göz bebeği hâline gelen para sayma makinesi, saat başına sayısız kâğıt para sayma özelliğiyle piyasanın en iyisi olmayı başardı. Sahte ve hasarlı olan paraları bile tespit edebilme özelliği de döneme damga vurmuştu. Dikran Masis’in dikkatini de tam olarak bu özellikleriyle çeken makineler, dünyanın aksine Türkiye’ye çok geç geldi.

Son parasını ATMye yatırdı 1447 kiracısından kira almamıştı: Yine olsa yine yaparım

130 BİN DOLARI VARDI, HEPSİNİ BU İŞE YATIRDI

1987 takviminden yapraklar birer eksiliyordu. Türkiye diğer ülkelere göre çok geç tanıştığı bir teknolojiye 'merhaba' demek üzereydi. Dikran Masis elindeki parayı değerlendirmeyi bilen biriydi. Hatta akıllıca hamleler yaparak kazandığı servetinin sırrı sorulduğunda Masis, elinde kalan son paraları bu tarz işlere harcadığını ve asla pişman olmadığını söylüyordu. Dikran Masis’i elindeki son serveti para sayma makinesine vermeye iten olay da bankalarda yaşanan zorluklara şahit olmasıyla başlıyordu. Bir gün gittiği bir bankada içinde eski ve yırtık paraların da olduğu kağıt destesini saymakla bitiremeyen banka çalışanına, “Bunun makinesi yok mu?” sorusunu yönelten Masis’in aldığı cevap para makinesinin Türkiye’ye gelişini hızlandırdı. Banka çalışanı Masis’e, böyle bir icadın olduğunu fakat içine yırtık paraların koyulmadığını, onları sayacak kadar gelişmediği cevabını vermişti.

Haberin Devamı

Masis bankada şahit oldukları üzerine ABD’deki kız kardeşine böyle makineler geliştirebileceği bir fabrika bulmasını söyledi. Bu fikrini geliştireceği fabrikayı bulununca elindeki tek servet olan 130 bin doları da bu makine için harcadı. Masis, para sayma makinesini Türkiye’ye sokarak ilk milyon dolarını da kazandığını söylüyor.

Son parasını ATMye yatırdı 1447 kiracısından kira almamıştı: Yine olsa yine yaparım

SALGINDA BİN 447 KİRACISINDAN PARA ALMADI

Haberin Devamı

Özellikle Kovid salgını döneminde birçok işletmeci ve kiracı, kiralarını ödeyemez hâle gelmişti. Kiralarda indirim yapan ya da kira talep etmeyen mülk sahiplerinden olan Dikran Masis, o dönemlerde de bu haberlerle gündeme oturdu. Masis bin 447 kiracısından kira almayarak örnek bir yardımseverlik adımı atmıştı. Katıldığı bir programda da yaptığı işler hakkında söylediği sözler ise herkese ekonomi dersi verecek nitelikteydi. Masis her fırsatta önemli olanın para değil, başarı hesabı yapmak olduğunu vurguluyordu.

“Bugün 100 bin dolarım olsa onu yine milyon yaparım. Ben ufku açık her işe girerim. Limon satsam bir senede limon kralı olurum. Bunun sırrı para değil, başarı hesabı yapmak. Para sonradan gelir. Dürüst ve güvenilir olup işini başarılı yapmaya çalışınca para gelir. Bu ülkede son 50 yılda dürüst, namusuyla para kazanmış insanların heykelini dikmek lazım. Ben her zaman dürüst olduğum için kredibilitem hiç azalmadı.” –Dikran Masis

Son parasını ATMye yatırdı 1447 kiracısından kira almamıştı: Yine olsa yine yaparım

DİKRAN MASİS’TEN KAYAHAN’A

Dikran Masis iş dünyasında önemli biri olmanın yanında, sağlam dostluklar kurabilen biri olmasıyla da öne çıkıyor. Pek çok kişi tarafından sevilen bir dost olan Masis’in 3 Nisan 2015 tarihinde aramızdan ayrılan ünlü sanatçı Kayahan’a hediyesi de tam anlamıyla kendisini yansıtır nitelikte. Nilüfer, Bircan Usallı Silan'ın kaleme aldığı 'Hepsi Bu' adlı kitabında telif hakları yüzünden 9 yıldır küs olduğu Kayahan'a özel bölüm ayırmış ve Dikran Masis ile Kayahan arasındaki özel diyaloğa burada değinmişti. Nilüfer ‘Meraklısına Kayahan’ adını taşıyan bu bölümde Kayahan’ın bir sırrını da deşifre etti. Nilüfer’e göre Kayahan’ın evinde bir para sayma makinesi vardı. Nilüfer kitabında, “Kayahan hiç para kazanamıyordu. Çok fakirdi. Sonradan para kazandı. Hatta çok kazanınca evine para sayma makinesi bile aldı. Bu sırrını yakınları dışında kimse bilmez” sözlerine yer verdi.

Haberin Devamı

Kayahan ise eski dostuna, Evimde para sayma makinesi olduğu doğrudur. Bu makine antikadır. Yakın dostum, antikacı Dikran Masis hediye etmiştir. Dikran bu hediyeyi verirken içine şöyle bir not düşmüştü: ‘Para sayılabilir ama dostlar asla sayılamaz. Eski dost Nilüfer saçmalamış. Nedense son zamanlarda her şeyi yanlış hatırlıyor. Evet, bir dönem para kazanamadım. Para kazanmaya birlikte başladık. Ben kazanırken o da kazandı” diye yanıt vermişti.

Yazarlar