Minicik çocukların her sabah gün doğmadan yola çıkıp akşama kadar 'ders' adı altında, pek de ilgilerini çekmeyen konularla oyalanması yeterince can sıkıcı bir durum. Halbuki 8-15 arası öyle önemli yaşlar ki; insanoğlu ilk kez ailesi dışında birileriyle ilişki kurmayı, sosyalleşmeyi öğreniyor. Hobi ediniyor, spora başlıyor, eğleniyor, çocukluğunun tadını çıkarıyor. Ama okul ve kurallar hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin gözünü kör ediyor çoğu zaman. Müfredatın dışına çıkmak şöyle dursun, yaratıcılıktan bile korkar oluyorlar.
Bu yüzden sınıflarında kedi besleyen öğrencileri görünce, "Zamanında biz bunu niye düşünemedik?" dedim kendi kendime. Ne kadar eğlenirdik kimbilir! Dahası sevmeyi, sevilmeyi, bir canlıyı besleyip büyütmeyi o yaşlarda deneyimlemenin keyfi de bir başka olurdu.
İzmir Bayraklı'daki okulun üçüncü sınıf öğrencileri çok şanslılar. Okulları ve öğretmenleri kedi beslemelerine müsaade etmiş. Suyunu mamasını eksik etmemişler ki, Tombi adını verdikleri kedi de onlara çok alışmış. Ama her ortamda piyasaya çıkan o 'işgüzar' burada da devreye girmiş. Bir veli şikayetçi olunca Tombi sınıftan uzaklaştırılmış.
Her hikayede iyi olan kazanmıyor ama bu hikaye mutlu sonla bitiyor...
Kedileri gidince içlerine kapanan, çok mutsuz olan öğrenciler Milli Eğitim Müdürü'nün dikkatini çekiyor. Tombi hızla sınıfına, yani evine, yuvasına geri dönüyor. Ne şahane hikaye değil mi? Umarız minik öğrenciler ve minnoş kedi Tombi, en azından okul tatiline kadar mutlu yaşarlar :)
