26.05.2025 - 17:19 | Son Güncellenme:
Küf, nemli ve havasız ortamlarda hızla çoğalan mikroskobik mantarlardır. Peynir gibi nemli ve organik yapıya sahip gıdalar, bu mikroorganizmalar için ideal bir üreme alanıdır. Özellikle peynir açıkta veya uygun olmayan şekilde saklanırsa, küf kısa sürede oluşabilir. Kaşar peynirinin yüzeyinde beliren yeşilimsi veya beyazımsı küf tabakası, hem görünüm hem de tat açısından olumsuz etkiler yaratır.
ZEYTİNYAĞI KALKANI
Mutfak uzmanlarının en çok önerdiği yöntemlerin başında zeytinyağı geliyor. Kaşar peynirinin tüm yüzeyine ince bir tabaka halinde zeytinyağı sürülerek saklanması, küf oluşumunu büyük ölçüde engelliyor. Zeytinyağı, peynirin hava ile temasını keserek koruyucu bir bariyer oluşturuyor. Ayrıca doğal olması ve peynire zarar vermemesi de büyük bir avantaj.
CAM KAVANOZDA SAKLAMA
Peynirin plastik kaplarda değil, cam kavanozlarda saklanması öneriliyor. Cam, peynirin nefes almasını sağlar ve kimyasal etkileşimlerin önüne geçer. Kaşar peynirini hava almayan cam bir kavanoza yerleştirdikten sonra kapağını sıkıca kapatın. Böylece peynirin ömrü uzar, küf oluşma riski azalır.
PEYNİR KAĞIDI VEYA PAMUKLU BEZ KULLANIN
Streç film veya buzdolabı poşeti yerine, peynirin etrafını nefes alabilen pamuklu bir bezle veya özel peynir kağıdıyla sarmak da etkili bir yöntemdir. Bu sayede peynir hem nemini korur hem de fazla nemden uzak tutulmuş olur. Bu denge, küf oluşumunu büyük oranda önler.
BUZDOLABINDAKİ YERİ ÇOK ÖNEMLİ
Kaşar peynirini buzdolabında nereye koyduğunuz da önemlidir. Genellikle sebzelik bölgesi veya kapak kısmı gibi daha az soğuk olan alanlar tercih edilmelidir. Aşırı soğuk ortamda peynir kuruyabilir, fazla nemli alanda ise kolayca küflenebilir. Orta raflar, peynir için en ideal saklama noktalarıdır.
KÜFLÜ KAŞAR PEYNİRİ TÜKETİLİR Mİ?
Kaşar peynirinin sadece yüzeyinde küçük bir küf tabakası varsa, bu kısmı kesip atarak kalan kısmı tüketmek bazı kaynaklarca kabul edilebilir. Ancak uzmanlar, özellikle yumuşak peynirlerde küfün içe doğru yayılabileceğini ve gözle görünmeyen kısımlarda da mikrobiyal faaliyetlerin devam edebileceğini vurguluyor. Bu nedenle, sağlık açısından risk almamak en doğrusu olacaktır.