28.01.2012 - 23:02 | Son Güncellenme:
Yazı: Elif SeyrekbasanFotoğraflar: Ersen Çörekçi
Klasik tarzda döşenmiş, beyazın başrolde olduğu bu ev oldukça ihtişamlı. Sevim Emre, “Yorgunum biraz. Çünkü evin her şeyiyle ben ilgilendim. Sıfırdan tasarladım” diyor. Hikayeyi en başından dinliyoruz. Sevim Emre ve Orhan Gencebay, bu eve 1980 yılında yani tam 32 yıl önce taşınmış. Yıllar içinde evde değişiklikler olmuş elbette. Mobilyalar ve aksesuarlar birçok kez yenilenmiş ama daireden hiçbir zaman vazgeçmemişler. Bunda eşsiz Boğaz manzarası da etkili olmuş. “Defalarca taşınmayı düşünüp ev baktık. Birçok ev gezdik ama buraya gelince hep vazgeçtik” diye ekliyor Emre.
Evin iç mimarı kendi oldu
Yedi ay önce evin tüm iç dekorasyonunu değiştirmeye karar vermişler. Sevim Emre kolları sıvamış. Önce birkaç tane iç mimardan fikir almış. Ama onların sunduğu çözümler içine sinmeyince, “Burada 32 yıldır yaşıyorum, evimi en iyi ben tanırım” düşüncesiyle başlamış işe. Mobilyacıları dolaşıp, yıllardır kafasında kurguladığı modelleri çizip, istediği renk ve kumaşlarla yaptırmış. Emre, 1963’te Türkiye Güzeli seçilmeden önce Güzel Sanatlar Akademisi’nde okuduğunu, dekorasyona o zamandan beri ilgisi olduğunu söylüyor. Klasik tarzı seviyor. Oymaların, altın varakların manzarayla çok güzel örtüştüğünü düşünüyor.
Aksesuarlar göz alıcı180 metrekarelik ev, dört oda ve bir salondan oluşuyor. Kapıdan içeri girildiğinde tam karşıda mor bir dinlenme koltuğu ve hemen arkasındaki duvarda boydan boya bir ayna yer alıyor. Girişin hemen solunda mutfak, sağ tarafındaysa küçük bir banyo var. Mutfağı geçip salona girildiğinde muhteşem bir deniz manzarası çarpıyor gözünüze. L şeklindeki salon üçe bölünerek tasarlanmış. Bir bölüm yemek odasına ayrılmış. Bembeyaz masaya mor kadife kumaşla kaplanmış ve altın renkle detaylandırılmış sandalyeler eşlik ediyor. Masanın üzerinde İtalyan Capodimonte biblolar ve aksesuarlar var.
Rahatlık ve eğlence de unutulmamışŞöminenin bulunduğu alansa oturma bölümü olarak düzenlenmiş. Sevim Emre, boydan boya cam kaplı pencerenin kenarında iki küçük koltuk ve bir sehpayla keyif köşesi yaratmış. Salon kapısından çıkıp koridoru takip ettiğinizde sol tarafta çiftin yatak odası bulunuyor. Buraya da klasik tarz ve beyaz renk hakim. Detaylarda yine altın rengi var. İrili ufaklı melek bibloları mekana huzurlu bir hava katıyor. Buradan açılan kapı, Gencebay-Emre çiftinin spor yaptıkları küçük odaya çıkıyor. Hemen ilerisinde krem rengin hakim olduğu banyoyla mor ve beyazın dikkat çektiği misafir odası var. Koridorun sonunda çiftin TV ve film seyretmekten keyif aldıkları bir sinema odası duruyor. Geniş ve rahat bir kanape ve üzerindeki yastıklar oldukça konforlu görünüyor.
Yaşanmışlıkları ve yeni dokunuşlarla burası tam bir huzur yuvası. Zaten Orhan Gencebay-Sevim Emre çifti de tam 38 yıldır birlikte. Birbirlerine de hâlâ aşıklar. Her ikisine de birbirlerini bunca yıldır birbirine bağlı kılan şeyin ne olduğunu soruyoruz. Sevim Emre önce davranıyor: “Bir aşk bir ömre yeter. Evde kadın çok önemli. Çünkü eve sıcaklık katıyor ve mutluluk da kendiliğinden doğuyor. Ben, ‘Git,’ demesem Orhan Bey evden gitmez. Evini sever, burada huzur bulur.” Emre, 38 yıldır kapıyı Gencebay’a kendisinin açtığını, eve hiçbir zaman ondan sonra geldiğini hatırlamadığını gururla söylüyor. Evde yardımcısı olmasına rağmen yine de her şeyle kendi ilgilendiğini vurguluyor. Sabah kahvaltılarını, yemekleri kendisi hazırlıyor. Bu durumun yorucu değil, mutluluk verici olduğunu söylüyor ve ekliyor, “İlk görüşte aşk derler ya. O, heyecan sadece. Asıl uzun yıllar birlikte olduğunuzda aşk oluyor. İki kardeş bile anlaşamazken, iki ayrı insan bir araya gelip bir ömrü paylaşıyor. Bu noktada sabır çok önemli.”
“Aşkın planını yapmadık”
Yıllardır aşk üzerine yazmış, beste yapmış bir sanatçı olarak Orhan Gencebay’a soruyoruz aynı soruyu, “‘Olsa da elinde en büyük kudret, verirken titreyen elden istemem’ diye bir sözüm var. Her şey gönülden olmalı. Sevgi de böyledir. Hesaplı sevgi olmaz. Aşktan canı yanan insanlar için de, ‘Eğer aşka büyük cevap verebilseydim, onun da benim gibi sevmesini isterdim’ demiştim. Ben size bu konuyla ilgili çok söz söyleyebilirim çünkü sevenin gerçeği aşktır.”
Her şeyin son derece uyumlu göründüğü bu evde hiçbir şeyin tesadüf eseri olmadığının bir kez daha farkına varıyoruz. Birbirine büyük bir aşkla bağlı çiftin söyledikleri, özellikle Orhan Baba’nın son sözleri kulaklarımızda yankı buluyor, “Biz 38 yıldır birlikteyiz, bir plan yapmadık bu konuda. Yaşamın master planı yapılmaz!”