DVD’nin üzerindeki ‘eçcinsel’ etiketi, Hürrem’in yedi göbekten akrabası Şenlik ve ‘Yalan Dünya’dan yükselen dayatma kahkahalar... Mönüde, pazar sualleri üzerine birkaç ‘gelecek program’ tavsiyesi var
BİRKAÇ TUHAF SORU
BÖYLE?BU UYARI GEREKLİ Mİ?
DVD’lerin, film afişlerinin üzerine yaş sınırını belirten sembolün hemen yanına iliştirilmiş kimi ‘uyarı’ cümlelerine alışkınız. “Cinsellik içerir” ya da “Şiddet sahneleri vardır” uyarılarının kullanımı tamam da şöyle bir uyarı cümlesine ne demeli?: “Eşcinsel sahneler içermektedir, çocuklar için uygun değildir.” Bu etiketle raflara dizilmiş film, malum sahneler sebebiyle ülkemize dağıtımcı bulamayıp, DVD raflarından girmiş ‘I Love You Philip Morris.’ Başrolde Jim Carrey ve Ewan McGregor’un olduğu film, Steven Rusell’ın gerçek hikayesinden uyarlama. Eşcinsel öpüşme/sevişme sahnelerinin olduğu bir filmin, ‘eşcinsel’ etiketiyle satışa sunulması Türkiye’de bir ilk. Neden ‘cinsellik içerir’ şablonuyla yetinilmemiş, üzerine durumu detaylandırıp, sakıncalı sahnelerin eşcinsel sahneler olduğunu belirtilmiş anlamak güç.
Kahkaha şart mı?
Gülse Birsel’in ‘Yalan Dünya’sına dair, Nişantaşı/Cihangir, Engin Günaydın/Olgun Şimşek, Binnur Kaya/Gupse Özay (meşhur nişanlı Nurhayat) karşılaştırmalı geyik edebiyatını atlayıp sadede geliyorum: Bu kadar kahkaha efekti gerçekten gerekli mi? Salonumda, koltuğuma gömülmüş, keyfe keder komedi dizisi izlemek istiyorum. Arkamdakinin gülmesinden, önümdekinin gürlemesinden rahatsız olmadan, hiçbir dayatma/sosyal zorlama olmadan istediğim zaman gülmenin hafifliğinden bahsediyorum. ‘Yalan Dünya’, bu açıdan pek konforlu değil. Yerli/yersiz arkadan verilen kahkaha efektiyle, altan alta gönderilen ‘Bak, bak burası çok komik; gülmen lazım’ mesajları... Dozunda kullanıma itiraz yok, fakat fazlası gereksiz baskı/manasız kirlilik yapıyor.
Cheesecake Factory tutar mı?
Global açılım konusunda isteksiz, Amerika’nın meşhur restoran zinciri Cheesecake Factory’nin Türkiye’ye gelişi kesinleşti, uygun AVM bakılıyor. Malum, dünyaca ünlü eğlence markalarını/restoranlarını öldürmekte üzerimize yok: Spice Market, Hakkasan... Cheesecake Factory, bu listenin sonuna eklenir mi? Yanıt, şimdilik “Hayır.” Sebebi de şu: Restoranın hedef kitlesi ‘orta’yla ‘üst’ sınıf arası, tarzı ‘casual dining’. Türkçe meali, fiyat politikası ve yemek kalitesi ortalamanın bir tık üzeri. Kasmadan şık yemek. İşte aradığımız lezzet.
BiRKAÇ GÜZEL ÖNERi
Bu Koreli başka Koreli
İkinci albümü ‘Same Girl’ çıktığında bahsetmiştim Youn Sun Nah’tan. Hatırlayalım: “Kore’den çıkmış Fransız usulü terbiye edilmiş jazzy bir ses. İki arada bir derede, tuhaf bir teslimiyet halinde, yüreği çelikten, sesi pamuktan, birleştiren bir ‘köprü’ olma hali... Dinlendiren ama uyutmayan, derinden sarsan ama can yakmayan sesi Asya’yla Avrupa, popla caz, minimalle taşkınlık arasında köprü olmuş altından ne sular akıyor (...) Norah Jones gibi kendini naza çekmeden, Madeleine Peyroux gibi şarap sarhoşluğu etkisi yaratmadan sesini tamamen serbest bırakıyor söylüyor şarkılarını.” Bu muhteşem hatun, 21 Ocak’ta İstanbul’a geliyor. Ulf Wakenius Duo’yla sahne alacağı konser Borusan Müzikevi’nde.
Bu parti başaka parti
Ayın 21’i için bir öneri daha: Kulüp çocuklarının yakından tanıdığı Booka Shade ve birlikte kurduğu plak şirketi ‘Get Physical’, Indigo’da sağlam bir parti veriyor. DJ kabininde M.A.N.D.Y ve DJ T de olacak.
Bu Hürrem başka Hürrem
Bizim Hürrem’in yedi göbekten akrabası Şenlik’le tanıştınız mı? Kendisi, Muhteşem Sülüman’ın kaderini tersten etkilemiş bir kedi. Barış Pirhasan’ın yazdığı, Ceren Oykut’un çizdiği ‘Hurrem’ kitabında, Sokak kedisi Şenlik’in Sülüman’ın Hürrem’ine dönüşümü anlatılıyor. Kitabın inceliğine, ‘çocuk kitapları’ serisi altında çıkışına aldanmayın. Nefis bir kara mizah, yerinde bir popüler kültür taşlaması. Yatmadan önce, büyüklere masallar niyetine, ‘fırrt’ diye okuyun. Sabah, suratınızda minik bir pençeyle uyanmanız garanti.
