Cadde Altın Portakal aldı ama ehliyet alamadı!

Altın Portakal aldı ama ehliyet alamadı!

16.04.2016 - 11:57 | Son Güncellenme:

Oyuncu Ufuk Bayraktar, "Toplu taşıma kullanan, taksiye binen biriyim. Altın Portakal’ı aldım ama ehliyeti alamadım" dedi.

Altın Portakal aldı ama ehliyet alamadı

TRT ekranlarından yayınlanacak olan 'Sevda Kuşun Kanadında' dizisiyle ekrana dönmeye hazırlanan oyuncu Ufuk Bayraktar, kendisinin yazıp yönettiği ödüllü filmi 'Kümes'ten özel hayatına kadar bilinmeyenleri Sabah Gazetesi'ne anlattı.

Haberin Devamı

Sizi ekranda ne zaman göreceğiz?
TRT'de 'Sevda Kuşun Kanadında' diye bir hikayeye başlıyoruz. 68 kuşağının anlatıldığı, sağ, sol, İslamcılar ve askeri durumun kaleme alındığı bir hikayede 'Ömer' adında adalet arayan bir karakteri canlandıracağım. 'Ömer' de kendi davası için yaşayan, güçlü bir karakter.

'KÜMES' İLK ÇOCUĞUM GİBİ

'Kümes' filmiyle ikinci kez Altın Portakal aldınız ve şimdi filminiz İstanbul Film Festivali'nde gösteriliyor. Duygularınızı öğrenebilir miyiz?
İlk aldığım ödül oyunculukla alakalıydı, kendi çektiğim 'Kümes' filmiyle de Antalya'dan 'Ulusal İzleyici Ödülü' ve Antakya'dan da 'En İyi Film ve Senaryo Ödülleri'ni aldım. Sonuç itibariyle o sahneye çıkmak heyecan vericiydi. 'Kümes' benim ilk çocuğum gibi... Ben ona yapacağımı yaptım ve bitti. Filmim artık kendi yolunu kendi çiziyor.

Haberin Devamı

Antalya'da ödülü Erdal Özyağcılar'dan aldınız. Bir ustanın elinden ödül almak nasıl bir duygu?
Erdal Ağabey filmimizi izleyince güzel şeyler söylemişti, ödülü vermek ona nasip oldu. Dönem olarak da onların dönemini anlatan bir hikaye zaten, sinemanın kült olarak tabir edilen, onların içinden geçtikleri zamanlara denk geliyor. İş böyle olunca ödülü onun elinden almak gurur verici oluyor.

'Kümes' filmi ilk yönetmenlik denemeniz, zorlandınız mı? Hangisi daha zor; yönetmenlik mi, oyunculuk mu?
Zorlandığım yerler tabii ki oldu. Heyecanla atıldığım bir işti, bakanlık desteği de gelince işin içinde girmiş olduk. Bazı sahnelerde oyunumu oynayıp hemen monitöre koşmak zorundaydım. Şimdilerde saçımın tepesi açılmaya başladı. O zamanlara yoruyorum, ben bunu. (Gülüyor) Yönetmenlik zor, oyunculukta iyi iş çıkarmak kendini zorlamanla alakalı...

Özel hayatınız pek bilinmiyor. Ufuk Bayraktar kimdir, nasıl yaşar?
İki çocuğum oldu, ellerinizden öperler. (Gülüyor) Babamdan kalan bir kahvehane var. Orasıyla ilgilenmeye çalışıyorum. Set dışında hayatım çok normal. Toplu taşıma kullanan biriyim. Balık istifi gibi araca biniyorum, yanımdakilerden biri eli askıda, 'Ağabey fotoğraf çekelim mi?' diyebiliyor. Altın Portakal'ı aldım ama ehliyeti alamadım, onu almak istiyorum.

Haberin Devamı

OYNAMAK NEFES ALMAK GİBİ

Hep Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan ve Semih Kaplanoğlu gibi usta yönetmenlerle çalıştınız. 'Kümes'i izlediler mi, yorumları ne oldu?
Zeki Ağabey senaryoyu okuduğunda onun gözündeki ışığı gördüğümde doğru yolda olduğumu anladım. Nuri Ağabey'in de filmi izledikten sonraki güzel yorumları benim için son nokta oldu. Semih Ağabey de izler, beğenir umarım.

Hep 'Ramiz Dayı'nın gençliğinin de aralarında bulunduğu fenomen karakterlere hayat verdiniz. Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz?
Rollere hazırlanırken özel bir şey yapmıyorum. Öyle kitap falan okuyan biri de değilim. Zaten bunlar bir yere kadar, nefes alıp veriyorum işte. Oyunculuk nefes alıp vermekle alakalı bir durum.

Sizi tiyatro sahnesinde görmedik. Tiyatroyla ilgili bir düşünceniz var mı?
Bir dönem Yılmaz Güney'in hayatını tiyatroda canlandıracaktım, olmadı. Ölmüş bir oyuncunun hayatını canlandırmak o zaman için doğru gelmemişti. Tiyatro konusunda bakalım zaman ne gösterecek