CaddeAşk beni uyuşturuyor

Aşk beni uyuşturuyor

28.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Aşk beni uyuşturuyor

Aşk beni uyuşturuyor


Hayatım duruyor. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimdem


Aslında zikzaklar sanatçı kişiliğinde ve ürettiği şarkılarda değildi. Zaten kendi deyimiyle aldığı “taban eğitimine" rağmen bu kadar çok sevilen şarkı üretmenin eleştirilecek ne yanı olabilir ki? Zikzakları yaşam çizgisinde çizdi ve bu yüzden kendisinden istikrar bekleyenler, çok kez hayal kırıklığı yaşadı. Hakkında yazılanlar o denli birbirinden ayrı kutuplardaydı ki; kâh bulutların üzerine çıkıyor, kâh yerin yedi kat dibine giriyordu.
Kimdi bu Yıldız Tilbe? Büyük bir sanatçı mıydı yoksa geldiği yere; pavyonlara dönmeye layık bir üvertür mü?
Ne oldu da böyle oldu diye sorduk Tilbe’ye. O da yanıtını, karşı soruyla verdi:
“Nasıl bir Yıldız Tilbe olsaydım herkesi memnun etmem mümkün olurdu"
Tavrı çok “delikanlım" dilinin sivriliğini koruyor. Beyoğlu’nda Dem adlı bir türkü kafede sahne almasını “düştü" diye sunanlara karşı alaycı bir edayla “Evet düştüm. İyi ki de düştüm" yanıtını vermekten kaçınmıyor.

Ben farklıyım
Gazetelerde şimdiye kadar çıkmış olan haberlerde iki farklı Yıldız Tilbe var. Biri bulutların üzerinde, diğeri yerin altında.
İkisi de mevcut bende. Çünkü ruh halimle de, yaşamımdaki iniş çıkışlarla da öyle. Kimin kimi yukarı çıkarıp aşağı indirdiği umurumda değil. Çünkü ben ne olduğumu biliyorum. Zaten birinin bana vereceği payeye ihtiyacım yok.
Bu sözler iddiasız gibi dursa da farklı iddiaları içeriyor gibi. Haksız mıyım?
Doğru. Farklı olduğumu düşünüyorum. Yaşam biçimimle, tarzımla, düşüncelerimle farklıyım. Bu farklılık da zaten ortada. Ben bakımsız bir tiptim. Salaş gezerdim. Sürekli ‘güzel giyin, saçlarına fön çektir, makyaj yap, derlerdi. İçimden geleni yaşamaya çalışıyorum. Ama insanın her içinden geleni yapması pek de mümkün olmuyor.

Evet düştüm
Sekiz yıldır müzik dünyasındasın. Feleğin çemberinden geçtim demen için yeterli bir süre mi?
Hayır. Eğer yaşarsam onu 70’imde söyleyeceğim. Ama birçok şeyi gördüm. Öncelikle kendim için yaşıyorum. Kendim için yaşamazsam kimse için yaşayamam zaten. İnsanlar bende kendilerine ait birçok şeyi bulabilirler. Aşk ve sevgi konusunda insanları provokasyona da getirebilirim. Çünkü çok güçlüdür bu duygular bende.
Dem Kafe’ye çıkmanın ardından Yıldız Tilbe düştü denildi.
Evet düştüm. İyi etmişim. İyi ki de düşmüşüm. Mükemmel değilim, doğru da yaparım, yanlış da. Yerin dibindeki Yıldız’ı da ben yarattım. Eskiden kendimi çok sorgulardım. Hiçbir şey sormuyorum şimdi. Her şeyi olduğu gibi yaşıyorum.

Dünyamın güzeliyim
Peki kendinle barışık bir kişi değil misin?
Kusursuz değilim. Ama insan kendini beğenmek zorunda. Güzel olmadığımı biliyorum ama beğeniyorum kendimi. Burnum yamuk ama gözlerim güzel, dişlerim çarpık ama dudaklarım, saçlarım güzel. Boyum kısa ama narinim. Ben de beğeniyorum kendimi ama dünyanın en güzeli olmadığımı bilerek. Kendi dünyamın en güzeliyim. Dünyamı yine kendi etrafımda döndürüyorum ve bu bana yetiyor.
Senin emniyetten bir çıkışın vardı. Delikanlım’ı söyleye söyleye. Nasıl bir duygu, nasıl bir motivasyon ve ruh haliydi bu?
Tam altı gün kaldım emniyette. Tövbe ettim altı günde. Bırakılınca çok mutlu oldum. Bütün mikrofonlar bana yönelmişti. Hangi birine cevap vereyim ki. İçimden şarkı söylemek geldi ve söyledim.
Daha önce bu aleme dayanamadığın için esrar içtiğini söylemiştin. Nasıl hayat ki bu, illaki esrar çekmek gerekiyor?
Evet o zamanlar esrar çekmeden bu hayata dayanamıyordum. Şimdi düşünüyorum da gözümde büyütmüşüm bazı şeyleri. Hayatı ancak esrar çekerek küçültmüşüm. Şimdi her şeyi, kendimi de olduğu gibi kabul ediyorum. Sorun kendi cesaretsizliğimdeydi.

Önce beste, sonra söz
Yeni kaset?
Sekiz parçanın okuması bitti. Kendi şarkılarımı okuyorum. İki tane türkü var. Türkülerden biri Neşet Ertaş’tan. 10 sözüm 9 bestem var. Daha önce Tarkan’ın seslendirdiği “Kış Güneşiöni okudum. Bana göre hepsi hit.
‘Bu söz bu besteye oturdu’ diyebilmen için nasıl bir yöntemin var?
Önce beste yapıyorum, sonra sözleri yazıyorum üstüne. Bazı bestelerime iki üç söz yazarım. O sözlerden biri beni yakalar.
Beste yapmak için aşık olmak gerekiyor mu?
Benim beste yapmam için birilerine aşık olmam gerekmiyor. Çünkü o duyguyu biliyorum. Aşk beni dumura uğratıyor. Hayatım duruyor, hareketsizleşiyorum. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimdem. O insanın yanında konuşamam, gülemem, ağlayamam, bana dair ne varsa hiçbirini yapamam. Ben de kendimi tanımıyorum. Yani bana aşık olmak yaramıyor. Hani diyorlar ya yazıyorum ediyorum falan ben hiçbir şey yapamıyorum. Tek bir şey oluyor hayatımda ona kilitleniyorum. Ne yazacağım, yaşadığımın kelimesi yok ki. Bir anlamda aşk bende uyuşturucu etkisi yapıyor. Zaten tatlı bir aşk yoktur.


KEŞFETYENİ
İsmail Balaban ayağının tozuyla başpehlivan oldu
İsmail Balaban ayağının tozuyla başpehlivan oldu

Cadde | 25.05.2025 - 13:13

İsmail Balaban Türkiye'ye döner dönmez kariyerine hızlı bir giriş yaptı. İşte detaylar...

Yazarlar