04.11.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
FİSUN YALÇINKAYA
“Filinta beşini sürüyor. Bazen boynu bükük ve sonsuz mahzun, bazen şimşek gibi çakıp gürleyen bir çocuk. Fatoş ablasını ve seni öper”. Unutulmaz şair Ahmed Arif, 1977’de, Leyla Erbil’e yazdığı mektubunda, oğlu Filinta ve Erbil’in kızı Fatoş’dan böyle bahsediyor. Bugün, mektupta bahsi geçen çocuklardan Filinta Önal 41, Fatoş Erbil Pınar ise 53 yaşında. Bu iki ünlü ismin çocukları, dün 32. İstanbul Kitap Fuarı’nda Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan ‘Leylim Leylim’ kitabı vesilesiyle düzenlenen söyleşide buluştular.
Kitap, 1954 - 1959 arasında ve 1977’de Ahmed Arif’in, “Hasretinden prangalar eskittim” dediği Leylâ Erbil’e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Ve Fatoş Erbil Pınar, moderatörlüğünü kitabın editörü Ruken Kızıler’in yaptığı söyleşide anne ve babalarını anlattılar. Filinta Önal, Kızıler’in “Aşk sürgün yıllarında Ahmed Arif’i özgür kıldı mı sizce?” sorusuna, “Evet” diye yanıt verdi ve ekledi, “Aşk soylu bir duygu, babam da iyi ki yaşamış. Çok konuşulmazdı ama bilirdim Erbil’e duyduğu sevgiyi. Yıllar içinde o aşk, yerini dostluğa bırakmış tahminimce. Babam arşiv konusunda disiplinli değildi. Erbil’in ona cevaben yazdığı mektupları da saklamamış, onlar da gitmiş” dedi.
Platonik bir aşktı
Her ikisi de Ahmed Arif’in Erbil’e duyduğu aşkın karşılıksız kaldığını söylüyor. Pınar, “Anneme, ‘Hiç Ahmed Arif’e karşı aşk duygusu hissettin mi?’ diye sorduğumda, ‘Hayır’ demişti. Ama dostluklarını saklamazdı, sürgüne gitmiş değerli bir dost olarak görülürdü Ahmed Arif. Ankara’da ya da İzmir’deki evde Ahmed Arif’i sakladıkları da anlatılırdı. Mektupların 1959’da kesilmesini ise iki nedene bağlıyorum. Annem o yıl bana hamileymiş bundan olabilir. Bir de Ahmed Arif sürgünden döndüğünde ve artık iyi durumda olduğunda, annem ona karşı görevinin tamamlandığını düşünmüş olabilir” diyor. Filinta Önal ise, “Bu platonik masum kalmış bir aşk diyebiliriz. Eskide kalmış insanların asaletiyle yaşanmış bir aşk” diyor.
Yaşasaydı bir kitap daha olacaktı
Filinta Önal, Ahmed Arif’in yeni bir şiir kitabı yazma fikriyle vefat ettiğini söyledi: “Babam şiirleri aklına yazardı. Ölmeden önce annemle ısrar ettik. Yaz aklındaki şiirleri diye. ‘Yazarken çok duygulanıyorum. Ama bir hafta sonra ben okuyacağım, kayda alınır, yayınevi yayımlar o şekilde’ dedi. Sonra dediğini yapamadan, sırlarıyla vefat etti.”