Cadde AŞK VE ŞÖHRET HEPSiNi KAZANDI

AŞK VE ŞÖHRET HEPSiNi KAZANDI

22.10.2011 - 22:21 | Son Güncellenme:

Avustralyalı top model Miranda Kerr’le mutlu bir evliliği olan Orlando Bloom, yeni filminin çekimleri sırasında Paris Match’a konuştu.

AŞK VE ŞÖHRET HEPSiNi KAZANDI

İnançlı olmanın kendisine tevazuyu öğrettiğini söyleyen aktör, “Hayatımın merkezi oğlum. Artık delice koşuşturmaktan bıktım. Sadece oğlumun büyümesini izlemek istiyorum” diyor

Haberin Devamı

‘Yüzüklerin Efendisi’nin seksi elfi, ‘Karayip Korsanları’nın Will Turner’ı... Oyuncu Orlando Bloom, yeni bir proje için kolları sıvadı. Fransız yazar Alexandre Dumas’nın ‘Üç Silahşörler’ isimli eserinin 3D versiyonunda rol alan aktör, işine aşık olduğunu ve özellikle bu son filmden büyük keyif aldığını söylese de, çekim arası verdiği söyleşide inanılmaz yorgun ve canı sıkkın bir şekilde çıkıyor karşımıza.

* Yine at ve kılıç sahneleriyle dolu bir film. Bu yapımcıların hayal güçlerindeki zayıflık mı yoksa dönem filmlerinde ilk akla gelen isim olmanız size özgü bir durum mu?
Tek tip rollerde hapis kalmayı reddediyorum. Son dönemde bir rock star, polis ve bir de doktoru canlandırdım. Kendimi çok çağdaş ve modern buluyorum. Bana kalırsa yapımcılar yarattıkları karakterlere biraz modernizm katmak istiyor. Bununla beraber bende ne bulduklarını anlamakta zorluk çekiyorum. Dumas’nın bu eseri, okullarda verilen okuma listesinin en başında yer alıyor. Benim yaşlarımdaki herkes gibi ben de bu romandan çok etkilenmiştim. Bu rolü teklif ettiklerindeki nasıl tepki verdiğimi tahmin edebilirsiniz.

* Siz Hollywood’ta bugün pek çok gencin hayalindeki bir konuma geldiniz. Geleceğe dair planlarınız nedir?
Hayatım koşturmaca içinde geçti. O kadar ki, kim olduğumu düşünmeye vaktim olmadı. Hiçbir şeyden korkmadım. 21 yaşında, akrobasi yaparken pencereden düştüm. Kaburgalarım kırıldı ve bir daha hiçbir zaman yürüyemeyeceğimi sandım. ‘Karayip Korsanları’ndan sonra kendi kendime “Dinlenme zamanı geldi, tempoyu düşürmeliyim” dedim. Bu arada baba rolüme tamamen alıştım. Bugün benim tüm önceliğim oğlum Flynn. Hayatımın merkezi oldu. Onun mükemmelliğinde kendi eksiklerimi görüyorum. Onun sayesinde hayatın ve geçen zamanın kırılganlığını fark ediyorum. Artık çılgınca koşuşturmak istemiyorum. Vaktimi onunla geçirmek, onu büyürken izlemek istiyorum.

AŞK VE ŞÖHRET HEPSiNi KAZANDI

Haberin Devamı

“İnanç bizi aşan bir şey”

* Oğlunuz Flynn, sizin gözünüzde nasıl bir yerde?
Her şeyin yazılacağı beyaz bir sayfa gibi. Mükemmel bir insan olma potansiyeli var. Ben çocukken disleksiydim (bir çeşit öğrenme bozukluğu). Bu engel, gelişmem için beni hırslandırsa da her şeyden şüphe etmeme neden olmuştu. Oğlumun kendine güveninin tam olması için iyi bir eğitim almasını sağlayacağım.

* ‘Karayip Korsanları’ndan bu yana Hollywood’un yeni idolüsünüz. Şöhret hastalığına yakalanmamak için ne yapıyorsunuz?
Ben inançlı bir insanım. İnanç bizi aşan sınırsız, engin bir şey. İnanç insanı mütevazı yapıyor. Bu, bu kadar basit. Şöhret her şeyin merkezi olduğunuz duygusunu veriyor. Ben nereden geldiğimi ve kim olduğumu biliyorum. Bir aktör olmak için oyunculuk eğitimi aldım, ünlü olmak için değil. Meşhur olmak, her istediğini yapmak için yeterli bir neden değildir. Para ve ün umurumda değil. Önemli olan kim olduğunuz değil, ne yaptığınızdır. Her bir hareketimizin ne kadar anlamsız görünse de insanlık üzerinde bir yankısı var. Rosa Parks isimli siyah kadın, 1955’te yerini bir beyaza vermeyi ve otobüsün arkasına geçmeyi reddederek tarihin akışını değiştirdi.

* 2010 yılı temmuz ayında Miranda Kerr’le gizlice evlendiniz. Bu çağda büyük bir başarıydı. Kaçabileceğiniz hiçbir yer yokken bunu nasıl başardınız?
Bir İngiliz halk deyişi var. Sanırım “Kedi kutudan burnunu çıkarttığı an hapı yutar” gibi bir şeydi. Eğer bir sır saklamak istiyorsanız kimseye güvenmeyin.

* Sinema dışında sizi peşinden sürükleyen bir tutkunuz var mı?
Sadece bir tane: oğlum, oğlum, oğlum. Johnny Depp’in yaptığı gibi kendi çocuğum için filmler çekmek istemişimdir. Kim bilir belki sonra başka bir tane daha olur, çocuklarım için demek daha doğru.