11.12.2008 - 10:00 | Son Güncellenme:
BAYRAM KAYGUSUZ
Lise yıllarında katıldığı tiyatro yarışmasında kendisini izleyen Erol Günaydın’ın kaderini değiştirdiğini söyleyen Sinan Tuzcu, “Oyuncu olmama vesile olan Erol Günaydın’dır” diyor. Melik Saraçoğlu ile Hakkı Kurtuluş’un senaryosunu yazıp yönettiği “Orada” adlı sinema filminde rol alan Sinan Tuzcu ve Dolunay Soysert’le Büyükada’daki film setinde konuştuk.
Sinan Tuzcu:
“Orada” filmindeki karakterinizi biraz anlatır mısınız?
Fransa’da eğitim görmüş ve orada çok zor şartlarda çalışmış. Daha sonra ailesini araştırmaya başlamış. Annenin vefatından sonra Türkiye’ye geliyor ve babasını ziyaret ediyor. Modern yaşamın aile içi bağları nasıl kopardığını anlatan bir hikâye.
Kendi çocukluğunuz ile şimdiki zamanı nasıl değerlendirirsiniz?
Filmdeki gibi hikâyeler yaşanıyor. Ben de yurtdışında bulundum. Fakat şartlar ve sistem o kadar zor ki insan ana dilini ve ailesini özlüyor.
Filmin hikâyesini okuduğunuzda babanızı aradınız mı?
Hayır, aramadım ama çok daha farklı bir şey oldu. Eşimle birlikte Erol Günaydın’ın evinde okuma provası yaptık. Erol Ağabey’le ilk kez yan yana geldiğimiz bir gündü ve orada kendi gözyaşlarıma hakim olamadım. Erol Ağabey’in de sinirleri bozuldu. Komik bir durumdu Erol Ağabey’le özleştiriyor olmak onu, çok başka bir duygu. Bir de benim tiyatroya başlama sebebim Erol Ağabey’dir.17 yaşındayken Erol Ağabey bizim liseye geldi.Yarışmalarda jürilik yapıyordu. Kulise gelip yanağımı okşadı ve “Sen oyuncu ol, başarılısın” dedi. O günden bugüne Erol Ağabey’le ilk kez bu projede bir araya geldik.
Filmde iki kardeşi canlandırıyorsunuz. Hayranlarınız sizin evli olduğunuzu biliyor, bu anlamda filmde gerçekliği vermez diye bir tedirginlik yaşadınız mı?
Evet, böyle bir tedirginlik oldu. O enerjiyi yakalayabilir miyiz diye... Herhangi iki kardeş gibi değiller aralarında bayağı dağlar kadar fark olan kardeşler. Bu anlarda zorlanmadık dersek yalan olur. Birlikte olan sahnelerimiz için çok çalıştık. O hikâyeyi doğru anlatmak için çalıştık.
“Sürmanşet”te eşiniz Dolunay Soysert ile Beste Bereket’in öpüşme sahnesini yazmasaydım dediniz mi?
Yok, olmadı. Bu filmde abla kardeşi oynuyoruz, buna bir tepki yoksa ona da bir tepki yoktur. Oyunun içerisinde akışkanlıkla yürüyen bir sahne, bu kadar yorum beklemiyordum.
Dolunay Soysert:
‘Evdeki dengeler iyi tutturulmalı’
Filmdeki karakterinizden bahseder misiniz?
Film, bir anne ve babayla iki çocuğu arasındaki zamanla dağılan ilişkileri anlatıyor. Canlandırdığım Neslihan annesinin kahrını çekmiş bir karakter.
Modernleşmenin aile bağlarını koparttığını söyleyebilir miyiz?
Artık ikili bir yaşam, daha az tahammül var ve çabuk çözülüyoruz. Boşanmamış olanlar enteresan bir vaka haline gelmeye başladı.
Sizi enteresan vaka olarak görebilir miyiz?
Yani...(Gülüyor) Şu anda benim çocuğum yok tabii ki. Evliliğimizin üçüncü yılını yaşıyoruz. Elimizden geldiğince çabalıyoruz. İnşallah başarabilenlerden oluruz diyorum.
Hikâyede aile ilişkileri anlatılıyor. Bu hikâyeyi okuduktan sonra kendinizi nasıl hissettiniz?
Hemen Erol Ağabey’le hemen görüşmek istedim. Nitekim ilk provamızda da bizi çok etkiledi ve ağlattı okumasıyla... Onun o babayı okuyuş şekliyle ilgili olarak benim rolüm ortaya çıkacaktı. Öyle bir babayla karşılaştım ki, ‘Tamam ben bu kızı anladım’ dedim.
Oyuncunun oyuncuyla birlikteliği çok zor gibi gözüküyor. Nedeni nedir?
Yıpratıcı bir mesleğimiz var bizim. Aslında bizi bizden daha iyi anlayanı bulmak da çok zor. Çok stresli bir yaşamın içerisindesiniz. Olabildiğince o stresi eve taşımamak gerekiyor. Egosantrik bir iş. Ben, ben iyiyim, ben nasıl oldum, benim vitrinim ben iyi çıktım mı?” hep bunun üzerine mesleğimiz olduğu için iki kişi aynı evin içerisinde dengelerin çok iyi tutturulması gerekiyor.
‘Bayram sabahı çok önemli’
Sizin ailenizle ilişkileriniz nasıl?
Biz eşimle ikimiz birbirine paralel ailelerden geliyoruz. Örf ve gelenek göreneklerine bağlı, bayram günlerinde bir araya gelmeye özen gösteren bir aileyiz. Birimiz Antepli, birimiz Adanalıyız. Bizde bayram yemeği ve bayram sabahı en önemli şeylerden bir tanesidir. İşimiz engel olmadığı sürece her bayram sabahı bir araya geliyoruz.
“Beste’yle öpüşme sahnemizde ailemiz destek oldu”
Sizi “Sürmanşet” adlı oyunda Beste Bereket’le öpüşürken gördüklerinde ailenizin tepkisi ne oldu?
Hem benim ailem, hem Sinan’ın ailesi bize destek oldu. Herkes tiyatroların ölmesinden yavaş yavaş yok olmasından şikâyet ediyor. Biz bir grup insan bir şekilde mlarımızı toparlayıp uğraşarak didinerek bir çalışma çıkardık. ortaya...