Belki de hiç aşık olmamışımdır

Testeresi ve isyankar tarzıyla bir anda dikkatlerimizi çekse de, biz onunla çok daha önceden tanışıyorduk aslında. Sıla Gençoğlu, gerek Kenan Doğulu’nun vokalisti iken, gerek “Sıla” dizisinin şarkısını söylerken gerekse Ferhat Göçer gibi sanatçılara verdiği söz ve bestelerle parlayacağının sinyallerini çoktan vermeye başlamıştı. Sanatçıyla, Sıla’yı ve albümü “Sıla”dan sonrasını konuştuk.

Çıkış şarkısı “...dan Sonra” zor beğenenlerin bile çok beğendiği bir şarkı oldu. Nasıl hissediyorsunuz?

Çok emek verdiğimiz bir albümdü. Çıkış şarkısının da iyi bir yere oturması ekipçe bizi çok onurlandırıyor. Çok keyfimiz yerinde.

“...dan Sonra” R&B, hip hop tarzı bir şarkı. Albümdeki diğer dokuz şarkı arasında ise rock, pop, flamenko olanlar var. Hangisi sizin tarzınız?

Hepsi... Çok geniş bir yelpazede müzik dinliyorum. Halk müziği de, sanat müziği de, caz da dinliyorum. Diğer taraftan genelde şarkılarımı  kendim yazıyorum ve ben her sabah farklı uyanıyorum. Dolayısıyla her bir şarkı içimde barındırdığım kadınların farklı söylemleri oluyor.

Peki ama herkesin bir tarzı var. Ajda Pekkan, Tarkan, Sezen Aksu... Hepsi olmaya çalışmak kişiyi, hiçbirine götürmez mi? Böyle genel yaklaşmanız hedef kitlenizde kafaları karıştırmayacak mı?

Yok karıştırmaz, alışırlar. Ben böyle, çok renkli biriyim.  Hepsi tek elden çıktığı için mantıksız hiçbir hareket yok. Dinleyici de daha çok gördükçe, tanıdıkça anlayacaktır. Bence bir sıkıntı olmayacak.

“Kenar Süsü” adlı parçanızın klibinde, elinde testereyle koltuk kesen Sıla gitmiş, yerine uçuşan bir elbise giyen bir kadın gelmiş. Bir uçtan öteki uca giden iki imajı  nasıl oturtmamızı hedefliyorsunuz?

Beyinlerimizi zorlamamız lazım diye düşünüyorum. Çok kolay şeylere çok  alıştık. O kadın da benim, diğer kadın da bendim; her şarkının farklı bir söylemi var. Şarkı ne istiyorsa biz onu veriyoruz.

‘İçimden geleni yaptım’

Şarkıcılar, ilk çıkışlarında adlarını duyurabilmek için, kabul görecek tarzda müzik yapıp, yerleşip ardından istedikleri tarzla yürümeyi seçiyorlar. Hande Yener gibi... Siz, müzik olarak çıkarken durduğunuz yeri beğeniyor musunuz?

Ben o şekilde düşünmedim. Zorunda olduğumuz için yaptığımız hiçbir şarkı olmadı. Tam olarak içimden gelen müziği yaptım. Öte yandan bugün, böyle olsun da yarın şu tarafa kayarım gibi bir arayışım da yok.Yaptığım işten de, şarkılardan da memnunum ama tabii hayat insana ne getirir bilemiyorum.

Kimle düet yapmak isterdiniz?

Efe Bahadır’la çok düet yapmak isterdim ve yaptık zaten. Efe benim yol arkadaşım, onunla söz ve beste yapıyoruz beraber. Lara Fabian’la düet yapmak isterim. Ayrıca Kenan da düet sayılmasa da rap yaparak katıldı bana.

Kenan Doğulu’nun klibinizde oynaması, onun hayran kitlesini de çekmek gibi bir stratejiden mi kaynaklanıyordu? 

 Aslında biz bunu strateji olarak hiç düşünmedik. Kenan  şarkıyı çok beğendi ve rap bir bölüm yazmak istedi, yazdı da... Dinledik ve çok da güzel olmuştu. Biz de devam ettik.

Müzik piyasasında en çok beğendiğiniz kadın şarkıcı kim?

Sezen Aksu. Hande Yener’i de çok beğeniyorum. Ses rengini, şarkıcılığını,radikal kararlarını beğeniyorum ve iyi tercihler yaptığını düşünüyorum. En azından hayattan istediğini söke söke alan bir kadındır.

Sahnenin karşı tarafına geçsek ve beraber sizi izlesek. Kendinizde neyi beğeniyorsunuz?

Biraz kendine has, biraz özgün biriyim. Duruş olarak da beğenirdim: Ben sadece işimi yapıyorum sahnede, şarkı söylüyorum, hakkını vermeye çalışıyorum. Kendimi geliştirmeye çok çalışıyorum.

Dövme olarak boynunuzda bir Japon savaş gülü olan Sarkuza ve sırtınızda da iki melek var. Dövme yaptırmak dışarıdan biraz radikal, isyankâr bir tarz olarak algılanıyor. Dövme  yaptıran biri için biraz cici, süslü  giyinmiyor musunuz?

Belki biraz daha marjinal, serseri bir tarz bekliyorlar ama ben çok şık giyinmeyi, feminen giyinmeyi seviyorum. Bunun yanı sıra spor giyinmeyi de seviyorum. İçimden nasıl gelirse öyle davranıyorum, özellikle bir tezat oluşturmak adına yapmıyorum.

‘Şık giyinmeyi seviyorum’

Şöyle demişsiniz ya şarkınızda “Kenar süsü oldum hayatında, Yani olmasam da olurdu, Yokluğum boşluk yaratmazdı.” Ne yaşadınız da bunu yazdınız?

Bu benim yaşadığım bir hikâyeydi. Öyle hissetmişim demek ki kendimi. Çok yerinde gitmeyen bir ilişkiydi demek ki ben de üzülüp öyle yazmışım.

Hem söz yazan hem müzik yapan hem de ikizler burcu olan biri olarak aşkı nasıl yaşıyorsunuz?

Sert! Diplerde yaşıyorum. Her duyguyu diplerde yaşıyorum zaten. Çok mutlu olurum ben, çok  mutsuz olurum ben, çok  ağlarım, çok gülerim. Gün içinde ruh hallerim çok değişir. Allah’tan üzülüp kendini günlerce ve kapatan biri değilimdir. Bir delik bulurum kendime çıkacak. Çok kendimi paralamam.

Kaç kere âşık oldunuz?

 Belki de hiç olmamışımdır. Üstünden vakit geçince belki de aşk değil miydi diyorsunuz.

Karşı cinsten biri olsaydınız kendinizi neden beğenirdiniz?

Başarılı ve kendinden emin biriyim. Herhalde bu yönümü çok beğenirdim. Fizik konusunda bir şey söyleyemiyorum çünkü insan kendini aynada gördüğü gibi zanneder ama aynada gördüğü gibi değildir. Zevk meselesi.

Alkış için yapıyoruz

Power Türk’ten, yılın en iyi çıkış yapan sanatçısı ödülünü aldınız. Ödül, insana nasıl geliyor?

Ödül, yaptıklarınızın iyi bir teyidi oluyor aslında. Ben ödüllere çok önem veren biri değilimdir. Neye, kime göre diye düşünürüm ama bu halkın oyladığı bir seçimdi. Halk tarafından alkışlanmak ve halk tarafından bu ödüle layık görülmek benim için büyük bir şeref. Biz bu işi daha çok alkış için yapıyoruz aslında. Mesela hiçbir doktoru ameliyattan çıktıktan sonra alkışlamazlar ama bizim öyle bir şansımız var.

Türkiye’de verilen müzik ödülleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Power Türk’ün müzik ödüllerine bir önceki sene de Kenan’la gitmiştik. O zaman da çok beğenmiştim. Power Türk’ün adil olduğunu düşünüyorum ben. Hiçbir sanatçı için neden bu ödülü aldı diye hiç sorgulamadım kendimi. Gerçekçi sonuçlardı.

Deliler tımarhaneye!

Asla beğenmeyeceğiniz tip?

Pasif insanlardan hoşlanmam. Hayattan ne almak istediğini bilen, dürüst ve ruh sağlığı yerinde insanları seviyorum. Dengesiz tiplerden hoşlanmam.

Ne demek o?

Deli olmaktan çok daha önemli bir şeydir akıllı olmak diye düşünüyorum. Tuhaf kaçış yolları, tuhaf mazeretlerle kendimizi geçiştirdiğimizi düşünüyorum. Hep bir şeylerin arkasına saklanıyoruz. İşte ben deliyim kardeşim, ben böyleyim falan. Öyle bir şey yok! Deliler tımarhaneye!

İki dedesi de milletvekili olan biri olarak Meclis’te kadın milletvekillerinin elli sene öncesinden az olması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Söylenen sebeplerin mazeret olduğunu düşünüyorum. İşini yapmak isteyen insan zaten yapıyor. Kadın ya da erkek olmak çok önemli değil bu noktada! Çoğalsınlar! Denecek başka bir şey yok.

Daha az olmalarına sebep olan bir sistem yok mu?

Olduğunu düşünmüyorum.

Siz bir kadın olarak kadın olmanın zorluğunu yaşamadınız mı?

Hayır yaşamadım. Ben çok cinsiyetlerle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Çok başarılı kadınlar var. Onlar başarılı oluyorsa diğerleri de olacaktır.