Beyoğlu’nda pavyon kültüründen Anjelique’ePolo 13’te ‘Birebir Show’, George, Vogue’da 5. yıl, Serpil Benay’dan Ümit Besen’e nostaljik bir gece, Zindan, Yaga, Aşina da kasetlendi, Cem Karaca’nın performansı...Mevsim değişikliğinden mi nedir, son günlerde keyfim hiç yerinde değil. Ellerim, ayaklarım ağrıyor, bir de başıma siyatik çıktı. Neyse Bioenerji Uzmanı Dr. Yegane Mutlu var da tüm sıkıntılarımı atıyorum. Akapunktur ve bioenerjiyi yabana atmamak gerek. Yegane’nin ofisinde bir bankanın üst düzey kadın yöneticisini tanıdım. Kadıncağız, Ortaköy’deki evinin çıkışında kapkaççıların saldırısına uğramış. Evrak dosyasını kaptırmamak için metrelerce sürüklenmeyi göze almış, bu arada kolu çıkmış. Gitmediği fizikçi, kapısını çalmadığı çıkıkçı kalmamış. Elini saçına götürmekten acizmiş ama Yegane 8 seansta parmaklarını ve kolu harekete geçirmiş. Can dostum İzzet ile ben de 4 yıldır hastasıyız, pozitif elektrik veriyor, bizi mutlu ediyor. Hastaları arasında sosyetenin pek çok ünlü ismi var ama garibanlara da bakıyor. İlgilenenler için telefon numarası (0212) 284 20 80. Neyse efendim, bütün hafta yine sokaklardaydım. Belki bir yıldır gitmediğim Beşiktaş Plaza’nın çatı katındaki Vogue Restaurant & Bar’a davetliydim. Karı-koca ahbaplarım çok ısrar edince, biraz da değişiklik olsun diye gittim. Kalitesini aynen koruyor. Açıldığı günü hatırlıyorum, 20 Haziran 1997’di. Vogue’a öğle yemeğine bir kaç kez bir sanatçı dostumla gitmiştim. Zaten özellikle kadınların ve iş adamlarının tercih ettiği yerlerden biri Vogue. Bir kere muhteşem manzarası var. Sonra dünya ve Akdeniz mutfağından zengin bir mönü sunuyor. Ayrıca benim gibi sushi meraklıları için 70’e yakın alternatif var. Üstelik fiyatları
dolar değil, TL bazında. O gece tesadüf, hepimiz aynı yemekleri seçtik. Başlangıç olarak ahtapot salatası, ardından ızgara somon balığı ve roka salatası sipariş verdik. Üzerine de creme brulee ile Türk kahvesi istedik. Ben rakı, arkadaşlarım beyaz şarap içtik. Ödenen rakamı bilmiyorum. Erken kalktığımız için pek tanıdık görmedim. Ama sanat, sosyete, spor dünyasından pek çok kişinin Vogue müdavimi olduğunu biliyorum tabii. Rezervasyon için telefon numarası (0212) 227 44 04. Ardından yakın arkadaşlarım, sosyetenin ünlü butikçilerinden sevgili Muzi Karaata ve 8 yıldır birlikte olduğu, şimdilerde tekstilciliğe soyunan sevgili Saffet Arıkan ile buluşmak üzere Levent’teki Polo 13’e gittim. Cenk Eren çıkalı bir saat olmuş. Benim masaya gidişim de
yarım saati buldu.
Önce buranın başarılı işletmecileri Ali Sayar, Deniz Akkaya ve modacı Nur Yerlitaş ile lafladım. Yerlitaş, Ebru Gündeş’in Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konseri için yaptığı kıyafetle rüzgarını estirmiş yine. Dün akşam Günay’da sahneye çıkan Petek Dinçöz’ün kıyafetlerini de hazırlamaktan bitap düşünce kafasını dağıtmak için Cenk’e gelmiş. Yanında daha önce ‘Tıpatıp Show’da yeralan sevgili Cengizhan vardı. Metin ve Sedat ile birleşip ‘Birebir Show Grubu’nu kurmuş Cengizhan. O gece ilk kez Polo 13’de sahneye çıkmışlar. Cengizhan "Keşke biraz erken gelseydin Şenay Abla" dedi. Masaya giderken sevgili Nedim Keçeli, karısı Suzan, kayınbiraderi Metin Şen ve karısı Aslı’yı gördüm. Arkadaşlarıyla pek güzel eğleniyorlardı. Nedim ve ağabeyi Engin Keçeli baba Orhan Keçeli’nin gurur kaynakları. Engin ile Nedim, Seba İnşaat olarak İstinye’nin yarısına bayrak diktiler valla. Yok, daha masaya varamadım, çünkü bu kez de yolumu sevgili Fazıl Bilgel kesti. Anadolu Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı. Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taylan Bilgel’in yakışıklı oğlu.
Fazıl’ın masasında sevgili Derya-Zafer Babacan’ın Boston’da eğitimini reklamcılık ve halkla ilişkiler dalında tamamlayan kızları Sinem de vardı. Zümra-Alper Cücenoğlu çiftinin Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi kızı Gözde, Dilruba Sarıyer ve birkaç genç daha o kadar güzel eğleniyorlardı ki iftihar ettim. Hepsi Amerika’da eğitim görmüşler ama Türkiye’ye faydalı olmak üzere dönüp birer iş bularak baba parasıyla değil, kendi paralarıyla yaşamayı tercih etmişler. Sayıları az ama örnek gösterilecek gençler de var çevremizde. Polo 13’de epey renkli isimler vardı. Şu an yayında olmayan Haftanın Sesi Gazetesi’nde Yayın Yönetmeni olarak çalıştığım sırada patronum olan sevgili Metin
Has’ı gördüm mesela. Amcası Kadir Has’ın yanında Cannes’daymış, bayağı kilo vermiş, çok da şıktı. Bir başka masada Ata’nın manevi kızı Ülkü Adatepe, kocası ve arkadaşlarıyla oturuyordu. Ülkü Hanım’a bayılıyorum; pür makyaj, taşlı gözlükleriyle yaşına-başına bakmadan hayatın tadını öyle bir çıkarıyor ki. Helal olsun valla. Maçka’daki Zevk-i Sefa’da başarılı program yapan sevgili Fatih Ürek, Arzu Tok ve Bodrum’daki Taşevi’nin değişmez solistlerinden Haluk Kunter aynı masadaydılar. Fatih haklı olarak serzenişte bulundu. Epeydir Zevk-i Sefa’ya gidemedim de. Oysa Fatih’in sahnesini çok da beğenirim.
Cenk, Bodrum’dan tanıdığımız, şu an Andon’da başarıyla program yapan Aşina’nın yeni albümünden ‘Toprak’ adlı şarkısını benim için okudu. Birkaç satır ama olsun. Aşina’nın ‘Bana Yalan Söylediler’ adlı ilk albümünde gerçekten çok güzel şarkılar var. Ayrıca Aşina sahnede aralıksız 8 saat şarkı söyleyen ender isimlerden biri. Dinlemediyseniz, çok şey kaçırdınız demektir.
O akşam Polo 13’de masaya garson Bülent Başarır ile komi Önder Gürkan baktılar. Telefon numarası (0212) 281 05 25.
Nispetler’in veliahtının erkekliğe ilk adımı Hafta arası bir de sünnet düğününe katıldım. İstanbul, Ankara, Çeşme’de bulunan Nispet Gece Kulüpleri’nin sahibi sevgili Can Koç’u 20 yıldır tanırım. Ramazanda iftara, teraviye gittiğim, kimi zaman da çanak, poker gibi kağıt oyunları oynadığım eski ve sağlam bir arkadaşımdır. Karısı da bir zamanlar Taksim’in en gözde mekanlarından Kulüp 12’in sahibi olan ‘hanımağa’ Filiz’in kızı Tuğba. Şu an Can ile Tuğba ayrılar ama
iki medeni insan olarak yakışıklı oğulları Cem’in Maslak Darüşşafaka Spor Tesisleri’ndeki sünnet düğününde birlikteydiler. Darüşşafaka Spor Tesisleri’nin ortakları Necdet Göral ve Celal Altınel (Süslü) bana tesisi gezdirdiler. Müthiş bir yer.
Çarşamba günkü köşemde sizlerle paylaşacağım. Neyse, gelelim düğüne; çok kaliteli bir davetli topluluğu vardı. Cem’in kirvesi, genç iş adamı Sedat Peker’di. Peker’in masasında Eti’s’in ortaklarından sevgili Olgun Aydın da vardı. Can Koç’un babası, Köşem Bistro’ların sahibi rahmetli Hanefi Koç’u o gece bol bol andık. Çünkü sanatçıların çoğu Hanefi Ağabey’in Tarabya’daki yerinde çalışmışlar. Ercan Turgut, Emel-Ümit Besen, Serpil Benay, Nilüfer Kurt, Birol, Utku, Serdar Ortaç, Rober Hatemo, Petek Dinçöz-Can Tanrıyar düğünün konukları arasındaydı. 36 yıldır sahnede olan Ercan Turgut gecenin açılışını yaptı, aslan gibi okudu. Ardından da
Serpil Benay çıktı. Bir zamanlar Harbiye’deki gece kulüplerinin kraliçesiydi. Vallahi sesi hala gümbür gümbürdü, sadece kilo almış. Tam bir nostalji gecesi oldu. Ümit Besen şu an Kumkapı’daki Kordon Restaurant’da çıkıyormuş. Anıları tazelerken taaa İzmir Kordon Boyu’na kadar uzandık. Bilirsiniz, Ümit Besen’in ‘Tahta Masa’, ‘Islak Mendil’ gibi şarkıları hala dillerde. Genç neslin iyi seslerinden biri olan Birol da coşturdu. Birol’un albüm satışları bayağı iyi gidiyormuş. Serdar Ortaç bestesi olan
‘Vururum Kendimi’ adlı şarkıyı herkes bir ağızdan söyledi.
Ne yalan söyleyeyim, hoş bir geceydi gerçekten de.
Minik Beyoğlu turu ve yeni gözde AnjeliqueDoors Restaurant Group sessiz sedasız gider ama İstanbul eğlence yaşamının ve kaliteli restoranların çoğuna hakimdir. Grubun ortaklarından sevgili Rıza ve
Levent Büyüuğur’a sözüm vardı; Beyoğlu’nda yeni açtıkları Anjelique’e yemeğe gidecektim. Bir kez kapıdan uğramıştım. O gün de tesadüf, aynı şirketin bünyesinde olan, Teşvikiye’de Milli Reasürans Çarşısı içindeki George’da bir kız arkadaşımla öğle yemeği yemiştim. George Bistro aslında günün her saatinde hareketli bir mekan. Sevgili Yazgülü Aldoğan da sever orayı. Üstelik öğle yemeklerinde sunduğu set mönüleriyle de George’dan hesaplı çıkabilirsiniz. Akşamları saat 23.00’den itibaren canlı müzik var. Telefon numarası (0212) 231 47 55. Neyse, dönelim Anjelique’e. Bu kez bana, dünya çapında bir makyöz olan sevgili Hakan Aydın kavalyelik yaptı. Eskiden Beyoğlu denilince akla pavyonlar ve onların ışıl ışıl yanan neonları gelirdi. Kimler çalışmamıştı ki o pavyonlarda. Neyse, deşmeyelim şimdi, ayıp olur. O akşam Beyoğlu’nun yeni gözdesi Anjelique ilk durağımız oldu. Her gün açık olan mekan tıklım tıklımdı. Saat 18.00’de açılıp bazen 05.00’e kadar hizmet veren mekanın mönüsü konukların damak zevkine uygun. Bir kere dünya mutfağından örnekler sunuyor; Pekin ördeği Japon eriştesi ile birleştirilmiş mesela. Ayrıca karışık yabani mantar çorbası, ıspanak ve limon sosu ile ızgara çipura, nehir kerevitli risotto, ördek ve sebzeli noodle, balsamik soslu karides ve avokado salatası... Dedim ya, yok yok. Fiyatlar mı? Ana yemekler 13-24 milyon, başlangıç ve salatalar 6-7 milyon, tatlılar 5-7 milyon. Yerli içkiler 6-7, yabancı içkiler 8 milyon. Şişe açtırırsanız 60 milyona da çıkabilirsiniz. Sırf hava olsun diye giderseniz 6 milyona bir bira içip merakınızı da giderebilirsiniz. Ya da kişi başı 35-40 milyona zevkli, güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Eski Beyaz Saray’ın yerinde açılan Anjelique, 1930 yılında apartman olarak inşa edilmiş. Yapı aslına sadık kalınarak yenilenmiş. İnanın, topu topu 300-350 bin dolar harcanarak muhteşem bir hale getirilmiş. Bar, restoran, kırmızı özel localar, ışık oyunları, boydan boya aynalar hoş.
Anjelique’de ‘70-’80’li yılların İskoç parçaları, yine ‘70’lerin Türkçe şarkıları, haftasonları da 15 dakikalık travesti şov var. Değişik. Özetle Anjelique, Beyoğlu’na büyük bir canlılık, hava, güzellik katmış. Rıza ve Levent Büyükuğur’u kutlamak gerek. Baktım da kimi ararsanız orada; Alinur Velidedeoğlu, Çiğdem-Yiğit Şardan, Nurettin Hasman, Hasan Mingü, yeni sevgilisi Tarkan Sualp ile kumrular gibi olan sevgili Hande Ataizi... Hande bu kez gerçekten aşk sarhoşu olduğu için beni görmedi.
Dilerim aradığı mutluluğu bulmuştur. Çünkü gerçekten hassas bir insandır Hande. Yüreği de iyidir. Ama ne yapacaksınız ki bu alemdeki herkes gibi Hande de zaman zaman pembe yalanlar söylüyor işte. Eh, gülü seven dikenine katlanır tabii. Bir gece önce de Tarkan, Cem Cantaş, Sinan Çetin, Yılmaz Erdoğan ve Demet Akbağ varmış. Çıkışta, Hakan ile 2 dakikalığına, Beyoğu’nun farklı kültürlerinden biri olan Zindan’a uğradık. Zindan’da, TGRT’de müzik programları yapan, eskiden yarışma hostesliğinden tanıdığınız Aslı Kökçe sahne alıyormuş. Dinleyemedik. Zindan’ın ardından Cem Karaca’nın çalıştığı Yaga Bar’a geçtik. Cem eski toprak tabii, müthiş performansı ile gençleri coşturdu. Yarım saat sonra soluğu Karafaki’de aldık. Bir geceyi daha sabaha karşı tamamlamış oldum. Evet, bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun.
Yazara e-mail:
MAGAZİN