BU KEZ SADECE GÜZEL DEĞiL KOMiK DE

Güzel oyuncu güneşli ve aydınlık yanını Daniele Thompson’ın yeni komedisinde gösteriyor bu kez. İki erkek kardeş arasındaki çekişmenin boy gösterdiği filmde Belluci, eski güzellik kraliçesi olarak karşımıza çıkıyor

Çok yakında Sırp sinemacı Emir Kusturica’yla turneye çıkmaya hazırlanan Monica Bellucci, ‘It Happened In Saint Tropez’de bildiğimiz cazibeli hallerini ve ihtişamını komik ve hafif saf bir kadın rolüne girerek yıkıyor. Oyuncu, “Güzel olmak komik olmayı engellemiyor” diyor. ‘Paris Match’ dergisi, yeni rolünden girip aşk hayatından çıkmış güzel oyuncuyla sohbetinde.

Neden bu kadar az komedi filmi yapıyorsunuz?
Çünkü teklif gelmiyor. Beni genelde kara melek gibi görüyorlar, bu benim karanlık ve dramatik yanım olsa gerek, güzel olmak komik olmayı engelliyor sanki! Daniele Thompson’dan böyle bir teklif geldiğinde çok şaşırdım. Bir dakika bile tereddüt etmedim.

Eski güzellik kraliçesi ve biraz saf olan Giovanna karakteri size çok benziyor!
Yani onun gibi güzel ve salak bir havam olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? (Gülüşmeler) Giovanna, yahudi bir ailede yaşıyor ve Şabat Günü’nün değiştirilmesinin mümkün olup olmadığını soruyor. Katolik eğitim almış olmama rağmen tam bir agnostiğim(bilinemezci). Ama yine de ben bile bu kadar saçmalamam. Yani lüksü seviyor ama sevmeyi de biliyor. Onun olayı da bu.

Siz de onun kadar kaprisli misiniz?
Ben epikürcüyüm (zevk ve sefaya düşkün), diva değil! Yaşamak ve eğlenmek... İkisini de istiyorum. Hayatı bir skeç olarak görüyorum. Gülmeye, yemeye, arkadaşlarımla iyi bir şarap içmeye bayılıyorum. Belki bu benim güçlü yanımdır, belki de zayıf... Ama kendi kendime diyorum ki; yarın başka bir gün, hayat çok kısa.

Sizi ne canlandırır?
Aşk! Tutku ve arzu beni yürüten. Doğum, bir anlık bir şey. Zevk gibi çok kısa ve çok yoğun. Size çocuklar bahşeden bu yoğun aşkın içgüdüsü hep içimde vardı. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum. Eğer çocuğum olmasaydı evlatlık edinirdim. İşime tutkuyla bağlıyım ama çocuklarım her şeyden önce gelir.

“14’ümde kadın oldum 20’sinde rüzgara kapılmıştım” Çekiciliğinizin gücünü ne zaman fark ettiniz?
14 yaşında kadın oldum. Tatil sonrası okula geri döndüğümde fark ettim ki bir yazda her şey değişmiş. Hoş biri olduğum için insanlara yanaşmayan ben, bir mucize sonucu bütün insanları kendime çekiyordum artık. 20 yaşıma geldiğimdeyse, iyice rüzgara kapılmıştım.

Aşk yüzünden saçmaladığınız oldu mu hiç?
Ah evet! Çocuk sahibi olmadan önce. Aşık olduğumda kırılganlaşıyordum. Aşk yüzünden yabancılaştığım oldu hatta, yerin dibine girdiğim de. Düştüm ama her seferinde yeniden kalktım.

Aklınızı başınızdan alan bu adamlar kimler?
Beni duygusal olarak altüst eden, tehlikeye atan adamlar. Aslında hepsine teşekkür etmem lazım. Çünkü sizi sığınağınızdan çıkarıp, zayıf yönlerinizle yüzleştiriyorlar. Sonra siz de ilerliyorsunuz tabii, yol alıyorsunuz.

Kendisiyle barışık Eşiniz Vincent’ın (Cassel) diğerlerinden ne fazlası var?
İlk önce çocuklarımın babası. Hatta mükemmel bir baba. Hikayemiz sonsuza dek sürecek mi peki? Buna cevap veremem.

Öğrendiniz ki sevdiğiniz adam sizi aldattı. Onu terk etmek mi istersiniz, öldürmek mi yoksa intikam almak mı?
Her şey şartlara ve o ana göre değişir. Tek kelime bile etmek istemediğimiz anlar vardır.

Olduğunuz kişiyi seviyor musunuz?
Kendimle barış halindeyim. İki çocuk sahibi olarak geçen son sekiz yılım, düşünceye dalma ve kendi ruhumu inceleme dönemimdi. Düşündüğümden daha özgürüm.

“HAYATIMDA HiÇBiR ŞEYi DEĞiŞTiRMEZDiM”

Projeleriniz neler?
Emir Kusturica’yla 4 aylık bir turneye çıkıyoruz. Çok kolay olmayacağını biliyorum ama çoktan yolcuyum diyebilirim. Hayatım çok göz önündeydi. İnsanların bakışla-rının üzerimde olmasını sev-medim mi? Sevdim. Ama gerçekten görebildiklerine emin değilim. Kusturica’nın görebildiğini düşünüyorum oysa. Hayatımın senar-yosunu yeniden yazma şansım olsaydı, hiçbir şeyi değiştirmezdim. Yaşadığım her şey, kötü olaylar bile beni zengin-leştirdi, büyüttü.