Cadde‘Bugünün işini yarına bırakmam’

‘Bugünün işini yarına bırakmam’

14.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Kunt, başarısını çeşitliliğe ve değişikliğe açık olmaya bağlıyor

‘Bugünün işini yarına bırakmam’

Cemiyet hayatının renkli simalarından Prof. Dr. Arzu Kunt, geçen yaz Fransız devletinin kendisine takdim ettiği ‘Chevalier dans I’Ordre des Palmes Académiques’ nişanıyla ülkemize farklı bir gurur yaşattı. Başarılı iş kadınıyla yaşamı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Haberin Devamı

-Arzu Hanım kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Ankaralı bir ailenin kızıyım. Fransa’yla iş yapan bir iş adamıydı babam. Kendisi Fransızca bilmediği için hayran olduğu bu dili çocukları öğrensin istemiş bu yüzden ilkokul birinci sınıfa Fransa’nın Strasbourg kentinde başladım. Ardından Ankara Fransız Büyükelçiliği okulu Lycée Charles de Gaulle’de liseyi bitirdim. Üniversite eğitimimi Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yaptım. Yine aynı bölümde asistanlık yıllarım geçti. Yüksek lisans, doktoramı tamamladım.

2003’te İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’na geçerek Yardımcı Doçentlik, Doçentlik ve şimdi de Profesörlük unvanını aldı.

Halen İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında öğretim üyeliği görevimi sürdürüyorum. Bir yıldır da Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmekteyim.

Haberin Devamı

-Bu sene Fransız devleti tarafından ‘Chevalier dans I’Ordre des Palmes Académiques’ nişanına layık görüldünüz, bu nişanın anlamı nedir?

Fransız Devleti’nin eğitim, öğretim ve kültür alanında çalışan bilimcilere verdiği Palmes Académiques Şövalye Nişanı’na layık görüldüğümü öğrendiğimde muhteşem bir duygu yoğunluğu yaşadım. Bu nişan 1808’de Napoléon tarafından öncelikle akademisyenlere verilmeye başlanmış.

Takdir edersiniz ki bu değerli nişanı Fransız Devleti’nin bana layık görülmesi tarifsiz şekilde onurlandırdı. Sevincimi ifade etmeye inanın kelimeler yetmez. Benim için çok büyük manevî değeri olan Şövalye unvanını ve madalyayı ömrümün sonuna kadar erdemli bir şekilde taşıyacağım.

‘Öğrencilerim varlık sebebim’

-Öğrencilerinizle aranızda nasıl bir iletişim var?

Her yıl yeni gelen öğrencilere öncelikle Fransız dili ve edebiyatı öğrencisi olmanın bir ayrıcalık olduğunu vurgularım.

Böylesi güzel bir dili öğrenmenin, onun çok zengin ve etkileyici edebiyatıyla da dört sene boyunca iç içe olmanın kendilerinde kuşkusuz rafine bir dünya görüşü oluşturacağını her fırsatta yineliyorum.

Paris’e her gittiğimde Saint-Michel’deki kitapçılarda saatlerimi geçirir, derslerimde kullanmak üzere yeni ne varsa alırım çünkü öğrencilerim benim varlık sebebim.

Haberin Devamı

-Okul, sosyal sorumluluk projeleri ve ev... Bu yoğum tempo arasında hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz?

Düzensizliği ve belirsizliği sevmeyen bir yapım var, dolayısıyla zamanımı iyi ayarlamayı seviyorum. Sabahları erken kalkmayı yeğliyorum böylelikle günden olabildiğince faydalanıp, bugünün işini yarına bırakmamaya çalışıyorum.

Bunun yanı sıra keyif aldığım dostlarla kaliteli zaman geçir mek ve gün sonunda etkinliklere katılmak da yaşam tempom içinde.

-Eğitim ailede başlıyor. Çocukluğunuzu anımsadığınızda aklınızda neler canlanıyor?

Güzel ve şanslı bir çocukluğum oldu.

Ailem eğitimime çok önem verdi. Babam disiplinliydi ve çocuklarının da öyle olmasını isterdi. Bana kendi ayaklarım üzerinde durmayı, özgüveni ve güçlükler karşısında cesur olmayı öğretti.

-İş yaşamında başarılı olmanın kuralları nedir?

Fransız kültürü bana öncelikle özgüven sahibi olmayı öğretti.

Karar vermeden önce sentez yapabilmek için tez ve antitezin ne olduğunu kavramamı sağladı. Rafine bir dünya görüşünün ne olduğunu öğretti bana. Tabii ki öncelikle sevdiğiniz ve sizi heyecanlandıran bir işi yapacaksınız.

Haberin Devamı

Disiplin, sorumluluk, zamanı iyi kullanabilme, karar alabilme ve hedeflerinizin olması gerekir.

Dahası insanın ne istediğine odaklanması da başarının kuralları arasında. Bunların yanı sıra çeşitliliğe ve değişikliğe de açık olmak başarılı olma yolunda önemli adımlardan...

Milliyet

Arzu Kunt, eşi Mehmet Kunt’la farklı ülkelere seyahat etmekten ve dostlarıyla bir araya gelmekten büyük keyif duyduğunu söyledi.

‘Satın alacağım ürünü incelerim’

- Arzu Hanım neredeyse sıfır bedensiniz. Son derecede sağlıklı ve dinç görünüyorsunuz. Fiziğinizi nasıl koruyorsunuz?

Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim. Spor benim hayatımda çok önemli bir yer kaplıyor. Haftada en az dört gün spora gitmezsem rahat edemem. Tabii bunun yanı sıra sağlıklı ve dengeli beslenme de benim için çok önemli. Şeker ve beyaz un özellikle kaçındığım gıdaların başında. Marketlerde hiç üşenmeden alacağım ürünlerin içeriğini okurum.

- Peki yoga ve meditasyon gibi kişisel gelişim alanlarıyla ilgileniyor musunuz?

Evet, çok ilgileniyorum ve bu bağlamda kendime yatırım yapıyorum. Zihin, beden ve ruhun sadeleşmesi için buna hepimizin ihtiyacı var. Bu sadeleşmeyi de inanın son zamanlarda bir şekilde deneyimlemeye başladım. Giyimimden tutun da görüştüğüm insanlara kadar... Eski kalıplardan sıyrılma, bir çeşit farkındalık hali... Bana olumlu enerji veren ortamlarda olmak, “mış” gibi yapmayan kişilerle görüşmek ve yapmak istemediğim bir şey olduğunda “hayır” diyebilmek gibi..

‘Stil bir duruştur’

- Sizi daha çok sportif bir şıklık içinde görüyoruz. Modayla aranız nasıl? Sizi hangi tarz yansıtıyor?

Modayla yakından ilgileniyorum. Tarzım spor - abiye sanırım. Stil bir duruştur, dünya görüşünüzle ilgili birçok şey ifade eder. İnsan ilişkilerinde bile bir stiliniz, duruşunuz, tavrınız olmalı. Hep söylerim, “Bir stiliniz olsun.” Giyim konusuna dönersek stil benim için nereye, ne giyileceğini bilmektir. Bu da tabii ki sizin alt yapınızla alakalıdır. Küçüklükten beri süregelen, ailenizde oluşturduğunuz dünya görüşünüzden gelir.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler