Cem Mumcu

Cem Mumcu

cemmumcu@okuyanus.com.tr

Tüm Yazıları

Önce klasik olanla klişeyi ayırt eden bazı özellikleri sıralayalım: Klişe basmakalıptır, klasik kalıbını basar. Klişe kolay anlaşılır, klasik zor anlaşılır. Klasik gerçeğin özüne dokunur, klişe orasını burasını eller. Klişe aldatıcıdır, klasik aydınlatıcı. Klişe uyanıktır, klasik uyandırır. Klişe mış gibidir, klasik ‘kendi’sidir. Klasik türünün başlangıcıdır, klişe kalıp tekrarı.
Bu tür yazılarda aslında siz okurların oyuna dahil olmalarını çok arzu ediyorum. Birlikte genişletelim konuyu, hatta ne bileyim birlikte blog açabiliriz veya daha iyisi ‘Çağdaş (?) Klişe Müzesi’ diye bir kitap yazabiliriz. O halde bu hafta konuya ‘köşe’den başlayalım.

Haberin Devamı

ÇAGDAŞ KLiŞE MÜZESi - 1
BİR TÜR YENİ NESİL KÖŞE YAZARI KODLARI
Olabildiğince agresif ol. Yazılarının temel meselesi saldırmak olsun. Ona buna *ok at. Sana da atılmasına zemin hazırla ki topladıklarını tekrar fırlatabilesin. Bırak ellerin, üstün başın kirlensin. Meseleleri olabildiğince kişiselleştir. Kavram ve olaylardan ziyade ‘kişi’lerle meşgul ol. Hırçınlığın yüzünden senden korkanlar olsun ya da sana bulaşmak istemesinler. Bu özelliğini omuzlarında bir apolet gibi taşı.
İşine geldiğinde gelenekleri kır, dök, eleştir; işine geldiğinde gelenekçileri -başkalarının üzerine- kışkırt. Mümkünse edepsiz ol. ‘Edep’in sınırlarını kendin belirle. İftira ve dedikodu temel malzemendir, onları sen yazmadan kimseyle paylaşma. Birine *ok atılacaksa ilk atan sen olmalısın. Sakın ola kimseye empati yapma, empati senin en önemli değer ve malzemeni elinden alacak; seni kimsenin ilgisini çekmeyen, tirajsız ve reytingsiz ‘iyi’ insanlardan biri haline getirecektir.
Sakın ‘iyi’ olayım deme. Unutma ki ünlü bir genel yayın yönetmeni odasından çıkan muhabir kıza bakıp yanındaki eski meslektaşına “Bu kız o kadar kötü ki onu köşe yazarı yapacağım ve çok okunacak” dedi; bunu yaptı ve haklı çıktı. Mutlaka bir klanın, tayfan, lobin olsun ve de savaştığın, sataştığın başka klanlar. Arada bir yer değiştir. Kankaların değişsin. Onlarla buluş veya twitter gibi alemlerde onlarla birlikte hareket et. Sizden olmayanlarla dalga geçmek, en kıymetli hazinelerinizden biridir. Hatta kendine köşe savaşı yapacağın bir başka köşe yazarı seç. Ve aranızdaki meselenin gündemin en önemli maddesi olduğunu sanarak yaşa. Başka yayın organları ve internette kendinin ve onun adını ara.
Körlerle sağırlar birbirinizi ağırlarken, sizin geyiğiniz metropolün birkaç kafesinde çok ama çok küçük bir azınlığı oyalarken, gerçek insanların gerçek hayatlarında yaşananları fark etme bile. Şehrin ‘in’ mekanlarında takıl. Oralarda kimleri ve nasıl gördüğünü ertesi gün köşende yaz. Önemli meseleleri önemseme, onları kimsenin okuduğu yok (!); başkalarının tenasül hayatına dikkat kesil. Aslında zaten sen bizatihi kendinin medyasısın. Eğer kendini haber yapamıyorsan, yayın yönetmenin senin başkalarını haber yapmana izin vermeyecektir. Sen medyanın hem öznesi hem de nesnesi olmalısın. Haberleri takip etmekten çok kendin haber olmalısın. Köpek ısıran birini bulamazsan sen köpek ısırmalısın. Bu nedenle olaylara nesnel falan yaklaşmaya kalkma. Muhtaç olduğun kudret senin beyninin kıvrımlarından çok bizzat bedenindedir. Sakın ola kitap falan okuma, internet, televizyon ve diğer gazetelerden edindiğin malûmat dışında gerçek bir kavramsal bilgiye ihtiyacın yok. Medyayı, medya malzemesi olmayı, görünmeyi, göstermeyi, tirajı ve reytingi değerler hiyerarşisinde en yüksek yere koy. Sansasyon ve polemik sen dahil her şeyin üzerindedir. Bunların önüne geçecek herhangi bir ilken ve etiğin olmamalı. Etik ezik bir şeydir, ilke ise ilkellerin sorunudur.

Haberin Devamı

“KİRLEN VE KİRLET”
Sen modern, çağdaş ve ayrıksı olmalısın. Üstelik etik ve ilkeli herhangi bir durum haber değeri taşımaz. Nörotik, histrionik, narsisistik ve grandiöz olmalısın. Asosyal değil ama antisosyal özelliklerin olmalı. (gerçi bu ikisini sıklıkla karıştırırsın). ‘Kirlen ve kirlet’, ‘asla faydalı olmaya çalışma’, ‘zarar vermekten kaçınma’ gibi cümleleri yazıp yatağının başına asmalısın. Popüler olanı hem önemseyip, hem ondan yararlanıp, hem ondan nefret etmelisin. Bütün bunları sürdürebilmek için olabildiğince mutsuz olmalısın. Ve en önemlisi sakın ola ‘ayna’ya bakma ya da elinde aynası olanlarla karşılaşınca karşı kaldırıma geç!

Haftanın önerileri
Kitap: Malte Laurids Brigge’nin Notları, Can Yayınları, Rainer Marie Rilke
FİLM: Başkalarının Hayatı, Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck Web sitesi: http://milli-tarih.blogspot.com
MÜZİK: Passion, Peter Gabriel
Mekan: Kantin, Nişantaşı Akkavak Sokağı 30