Ceren Şehirlioğlu

Ceren Şehirlioğlu

ceren.sehirlioglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Müziğin kalitesini değerlendirecek terbiyeyle eğitilmedik. Güzel şarkılarımız olsa da, artık 'iyi şarkı’ yok. Eurovision'un da sürekli 'kötü şarkılar' organizasyonu olarak anılmasının sebebi, müzikal yetersizlik değil PR eksikliği


Manga’nın Eurovision’da ikinci olması sürpriz. Eurovision’da birinci olan şarkıların coşku yaratması aslında başlı başına bir sürpriz. 55 yıldır genellikle kötü şarkılar yarışıyor. Her sene de bu tartışılıyor. Bir de “Eurovision’dan çıkan tek grup ABBA” klişesi var. ABBA’nın iyi bir grup olduğuna inanmak istemiyorum. ABD’nin büyük stüdyolarının hakimiyetindeki müzik endüstrisinde İngiltere dışında Avrupa izi göremezsiniz. İtalyan bir grubun sansasyon yarattığını hatırlıyor musunuz? Pardon, Jovanotti’nin muhteşem hiti ‘Lombelico del Mondo’ bir dönem (2002) neşeli hayatımızın müziği olmuştu. Avrupa’nın, İngiltere dışında anaakıma kattığı iki güzel şey İrlandalı U2 ve Damien Rice.

iYi ŞARKI DiYE BiR ŞEY YOK
İsveçli ABBA değil.

Haberin Devamı

Paket endüstrisi
Eurovision’da birinci olan ‘Everyway That I Can’ de, Türkiye’nin yarışmaya gönderdiği en iyi şarkı değildi. Biz yıllardır Semiha Yankı’nın ‘Seninle Bir Dakika’sını söylüyoruz.
Bugün iyi diye dinlediğimiz şarkıların hiçbiri müzikte çığır açmıyor. Lady Gaga’nın ‘Poker Face’i dünyanın en harika şarkısı olduğu için değil, Gaga şahane paketlendiği için hayatımızdan çıkmıyor. Eurovision’un yıllardır sürekli kötü, kitsch, sıkıcı, gülünç diye eleştirilmesinin sebebi doğru düzgün PR çalışmasının eksikliği. Yoksa Lordi (2006) çoktan heavy metal camiasının yeni fenomenine dönüşmüştü. Cumartesi gecesi birinci olan Lena’nın ‘Satellite’ adlı şarkısının Almanya’nın her yerinde çalacağı gerçek ama biz bu yaz Bodrum’da Satellite’la anılarımızı süslemeyeceğiz.
Bodrum’da dinleyeceğimiz şarkıların da hiçbirinin ‘iyi’ olmadığını bileceğiz. ‘Poşet’, ‘Pasta’, ‘Sopa’ gibi bir takım muhteviyatla eğleneceğiz. Çünkü artık iyi müzik için bir beklentimiz yok. Yüksek sanatla kucaklaşma peşinde değiliz. Caz ve klasik müziği anlamak için alt yapımız yetersiz, bu yüzden onları sevenleri ‘poşetleyip’ züppeler adasına yolluyoruz.
Sevdiğimiz şey yaldızlı paketler. Ve artık paket endüstrisi şeker üretiminin çok önünde.
Her şeyi iyi bir ambalajla satabilirsiniz. En yeteneksiz insandan sırf yeteneksiz olduğu için bir şöhret yaratmak mümkün. Biraz yetenekliyse, iyi değil, akılda kalıcı bir şarkıyla idare edersiniz. Çok yetenekli ya da çok güzelse altın yumurtlayan tavuk demektir.

Haberin Devamı

Kişisel CEO'lar
Bugünün pop yıldızları iyi şarkılar için değil, iyi imaj için çok sıkı çalışıyor. Saygı duyulacak tarafları sanatçı ruhları değil. Beyonce’nin, Rihanna’nın, Justin Timberlake’in, Lady Gaga’nın yönetmeleri gereken dev bir marka var. Kendi kendilerinin CEO’su olmak, sahnede tüyleri diken diken eden bir ballad söylemekten daha yorucu.
Bugün dinlediğimiz müzik çok ciddi bir yönetim ağıyla idare ediliyor. Neyi sevip, neyi sevmeyeceğimizi de biz belirlemiyoruz. Öyle bir müzikal yetkinliğimiz de yok. İyi müziği, kötüden ayırt edemeyecek kadar köreldik. Kulağımız sanatın yüceliğiyle terbiye edilmedi.
Operadan anladığımız şey Çetin Alp’in Eurovision şarkısı. Eurovision’dan anladığımız şey bir milli mücadele. Hangi komşunun hangi komşuya ne verdiği dedikodusu... Manga’nın hayranlarının da umurunda olan şey o sahnede müzikal devrim yapması değil, Almanya’yı ezmesi, Fransa’ya fark atması, Norveç’e tur bindirmesi filan.
Dinleyince eski sevgilinizle geçirdiğiniz tatlı bir günü hatırlatıp içinize işleyen şarkılar yine güzel olacak, ama iyi müzik için artık çok geç.


ZAYIFLARIN KRALiÇESi
Ebru Şallı yine beş aylık hamileyken bir kilo almasıyla övünüyor. Türkiye’nin 34 beden polisine dönüşen Şallı, birçok ünlü gibi spor bağımlısı. Sağlıklı beslenmek harika bir şey ama vücut ölçüsü faşizmi pek iyi değil. “Neden reklamlarda şişmanları oynatmıyorlar?” diyenlerin de anlamsız bir tartışma peşinde olduğunu düşünüyorum. Şişmanlık da özendirilecek bir şey değil. Ama Şallı’nın tahtında olduğu incecikler imparatorluğu, gergin bir monarşiyle yönetiliyor.

SAYFA GÜZELi

iYi ŞARKI DiYE BiR ŞEY YOK

İlk Shameless’taki ağır İskoç aksanıyla keşfetmiştim. Sonra ‘Kefaret’teki “The story will resume” monoloğu kalbimde izini bıraktı. ‘Wanted’da Angelina Jolie’nin yanında gayet başarılı bir aksiyon figürü olmuştu. James McAvoy şimdi Professor X rolüyle aksiyon sahnesine dönüyor.