Cadde DAHA GENÇ DAHA TAZE DAHA MUTLU

DAHA GENÇ DAHA TAZE DAHA MUTLU

30.06.2012 - 19:24 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin gündeminden, magazinden uzak kalan Burcu Esmersoy son üç ayını şort, tişört ve terlik üçlüsüyle geçirdiğinden şehir hayatı onu zorlayacak gibi görünüyor. Sunucu, “Kıyafetleri ince dokulu olanlardan seçip giyebilirim ama fark ettim ki bu yaz topuklu ayakkabı olayı benim için bitmiş” diyor.

DAHA GENÇ DAHA TAZE DAHA MUTLU

Burcu Esmersoy İstanbul’a yeni döndüğü için henüz şehir ortamına pek alışamamış.“Bu sabah en minik şortumu giymemek için kendimi zor tuttum” diyor gülerek. Ama ayakkabı konusunda içinden geldiği gibi davranıp flip flop’larını ayağına geçirmiş. Onu Sedef Adası’na taşıyan tekneye herkesten önce rahatça binip en kenarda, rüzgar almayacak bir yer seçmesi, üstelik sallantılı yolculuktan hiç rahatsız olmaması üç aydır devam eden ada macerasının getirileri.
‘Yok Böyle Dans’ın yarışmacısı, bir sonraki sezonun sunucusu, ‘Çocuklar Duymasın’ın Aylin Yulin’i ve ‘Survivor’ın sunucusu, spor haberlerindeki mesafeli tavrını unutturup, tıpkı günlük hayatındaki gibi sıcacık duruyor artık ekranda.

Haberin Devamı

İşleyişten etkilenmiş ‘Survivor’da her şeyden önce çok eğlendiğini defalarca söylüyor. Ama sakın Dominik’e gidip, iki saatlik çekimin ardından tüm gününü sahilde bronzlaşarak, hindistan cevizi yiyip tekneyle koyları keşfederek geçirdiğini sanmayın. Çünkü aralıksız 6-8 saat çalıştığı olmuş. Üç ay içinde sadece, bir reklam çekimi için gelmiş İstanbul’a. Onda da sadece

48 saat kalabilmiş. “Yok Böyle Dans’la birlikte Acun ve ekibinin çalışma tarzlarını görme şansım oldu. Ne kadar güzel bir ortam olduğunu ve işleyişin ne kadar iyi olduğunu biliyordum zaten. Onlarla çalışmanın tadını alınca, insan bunun devamını istiyor” sözleriyle başlıyor ‘Survivor’ macerasını anlatmaya güzel yıldız. “Survivor’da Acun’un yardımcı sunuculuğu önerildiğinde, seve seve kabul ettim. Zevkli bir ortam olacağından emindim, öyle de oldu. Hasret dışında...” diyor.

Haberin Devamı

Bir ay sonra özlem başlamış “Bu palmiyeler ne güzel, aaaa bu yemek ne lezzetli, bu plajın kumu nefis, bu suyun dibi gözüküyor derken ilk 15 gün geçti. Sonraki 15 gün de işe uyum sağlamak, yoğunlukla başa çıkmayı öğrenmekle bitti. Ve birden hasret denen şey başladı. Herkeste farklı ortaya çıkabilir. Ama bende saat farkını fark etmemle baş gösterdi hasret. Ablamı, arkadaşlarımı aramak istediğimde onların uyuduğunu fark edip bozuldum biraz. Bazen uyuyup uyumamaları umrumda olmadan aramaya başladım, sırf seslerini duymak için.”

DAHA GENÇ DAHA TAZE DAHA MUTLU
DAHA GENÇ DAHA TAZE DAHA MUTLU

Sevdikleriyle konuşmanın dışında, her ne kadar İstanbul’da bağımlısı olmasa da beyaz peynir ve çayı çok özlemiş. “İstanbul’da çay içmek aklıma bile gelmezken, orada ince belli bardakta içilen çayın rengini bile özledim. Beyaz peyniri tostun içinde mi yesem yoksa yanında domatesle mi? diye hayaller kurar hale gelmiştim” derken az önce iskeleden aldığı peynirli tostundan bir ısırık alıyor.

Adada bir süre sonra duygusallaşmak da bu hasretten kaynaklanıyor olmalı. Mesela yarışmacılardan Almeda’nın ödül olarak çok özlediğini her fırsatta belirttiği annesiyle görüştüğünde Almeda’yla birlikte Burcu’nun da gözyaşı dökmesi bunun bir sonucu olmalı. Her giden yarışmacının ardından yaşanan hüzün de öyle...

Diğer yandan da Türkiye’nin gündeminden, magazinden, televizyondan uzak kalmak çok iyi gelmiş. Bu sakinlik, görüntüsüne de yansımış Esmersoy’un. Daha genç, daha taze ve çok daha mutlu görünüyor. Sanki hem ruhen hem de bedenen bir detoks uygulamış gibi.

Haberin Devamı

Güneş kremlerine elveda Adaya ilk gittiği günlerde faktörlü güneş kremleri, şapkalarla cildini koruyan Esmersoy’un bu çabadan vazgeçmesi ikinci haftanın sonlarına doğru olmuş. “Baktım ki yapacak bir şey yok, bıraktım krem kullanmayı. İlginç bir şekilde kremleri bırakınca çok da zarar görmedim güneşten. Sanırım cildimizin şehirde verdiği tepkiler, yorgunlukla, bağışıklık sistemimizle ilgili. Ben tatilde böyle bir güneşe maruz kalsam, cildimde yaralar çıkar, güneş alerjisi olurdum. Ama hiçbiri olmadı” derken hayatı boyunca bundan daha koyu renkli olmadığını gülerek söylüyor.

Son üç ayını şort, tişört ve terlik üçlüsüyle geçirdiği için bir süre daha fazla giyinmesi zor olacak Esmersoy’un. Çekimlere giderken, arkadaşı Mert Arslan’la çıktıkları alışverişlev 33 haftaya yetecek bir gardırop oluşturmuş.
Neon şortları, beyaz, incecik tişörtleriyle ekranda gördüğünüz Burcu, bu tarzı çok sevmiş ve benimsemiş. Eeee şimdi şehirde işler biraz zor olacak! “Kıyafetleri ince dokululardan seçip giyebilirim de topuklu ayakkabılar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Oysa topuklu ayakkabılarım benim için çok önemlidir. Hatta kimi zaman ablamla paylaşmak bile istemem. Mutlaka önce ben giymeliyim. Ama dün eve ablamla girdik, eşyaları yerleştirirken, eline bir ayakkabı alıp, ‘Aaaa bu çok güzel, yeni mi?’ diye sordu. ‘İstersen al’ dedim ve o an fark ettim ki bu yaz topuklu ayakkabı olayı benim için bitmiş” sözleri bunu çok iyi kanıtlıyor.

Bu arada Burcu Esmersoy, neredeyse adadaki yarışmacılar kadar kilo vermiş, incelmiş... Yoksa o da mı aç kaldı oralarda? “Yoğun çalıştığım dönemlerde hep olan bir şey bu. Bir de maalesef bu ara biraz düzensiz beslendim. Yoğun olduğum zamanlarda, sabah evden çıktığımda kahvaltıyı kahveyle geçiştirdiğimde günün tüm yeme düzeni alt üst oluyor. İpi kaçırıyorum. İstanbul’a dönüş yoluna geçtiğimden beri, 2.5 gün hiçbir şey yemediğimi fark ettim bu sabah. Sadece kahve ve suyla idare etmişim. Eee bu durumda kilo vermek de kaçınılmaz oluyor” sözleri neden bu kadar inceldiğini ortaya koyuyor açıkça.

Haberin Devamı

“TATiL YOK, SIRADAKi iŞE GEÇELiM”

Haberin Devamı

Artık Survivor macerası sona erdi. Sırada yeni maceralar var! 2005 senesinden beri hiç tatil yapmayıp çalışan Esmersoy, düne kadar, “Bu yaz çalışmayacağım” diyormuş kendine. Hatta seyahat, tatil organizasyonları bile yapmış. Bu sabah uyandığındaysa modu, “Tatil istemiyorum, sıradaki işe geçelim” olmuş. Şimdi ajansı Gaye Sökmen’le seçim yapmak için teklifleri gözden geçiriyor. Peki bu yaz, söylenegeldiği gibi bir düğün var mı? Sorunun yanıtı tatlı bir kahkahanın peşinden geliyor. “Gideceğim düğünler var elbette, ama benimki değil!”