Dededen toruna bir dinleyici profilim var

50 yıla yakındır sahnede olan ve bugüne kadar söylediği birçok şarkıyla gönüllerde taht kuran Alpay, yılbaşından önce yeni albümüyle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor... Bugüne kadar bir numara olmuş birçok şarkıya imza atan ve “Başarımın sırrı sevdiğim müziği koşullanmadan yapmak” diyen Alpay, gündelik şarkıların peşinde hiç koşmadığını söyledi... Alpay geçen yıl da sahne aldığı Ankara Satsuma’da 1 Ekim’den itibaren perşembe geceleri sevenleriyle buluşacak. Hayranlarıyla bir araya gelmek için gün sayan Alpay, “Beni dinlemeye gelenlerin çoğunluğu gençlik. Dededen toruna bir dinleyici profilim var” diyor...

Geçen kış sahne aldığınız Ankara Satsuma’da 1 Ekim’den itibaren yine program yapmaya başlayacaksınız. Neden hafta sonu değil de perşembe geceleri çıkıyorsunuz?
Bir kere Satsuma çok hoşuma giden bir mekân. Mutlu olmak isteyen bir insanım ve mutluluğu arıyorum. Bence dünyaya gelen bütün insanların da birinci görevi mutlu olmaktır. Mutlu olan insan etrafındakileri de mutlu eder. Benim önemli bir birikimim var. Bu nedenle program yapmamı istediler. Hangi gün yapalım dediğimde bu kararı bana verdiler. Cuma ve cumartesi günü her yere herkes gidiyor. En kötü gün perşembedir ve ben perşembe yapalım dedim. Bütün bir kış sezonu mekân tıklım tıklım oldu perşembe geceleri. Yaz gelince programa ara verdik ve 1 Ekim’de yeniden başlayacağım.

Bu yıl repertuvarınızda ne gibi değişiklikler yaptınız?
Birtakım vazgeçilmez şarkılarım var. Onları söylemeden sahneden inme şansım yok. Onun yanı sıra Rock’tan Latin’e, Blues’a dünyanın çok önemli, kimsenin söylemeyi aklına bile getiremeyeceği şarkıları okuyorum. Çok zor şarkılardan oluşan bir repertuvarım vardı geçen yıl. Bu yıl da o repertuvara 20 yeni şarkı ekledim. Üç saat sahnede olacağım. Değişik yerlerde çıkmak yerine benim gibi bir insanın adresi olması lazım. 1 Ekim’den itibaren yine perşembe geceleri Satsuma’da olacağım.

Satsuma yemekli bir mekân. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?
Benim çıktığım saatte yemek bitmiş oluyor. Hafta içi olduğu için 22.30’da sahneye çıkacağım. Ben sahneye çıktığım andan itibaren adeta bir stadyum tezahüratı oluyor. Şarkı söylerken nefes sesi bile gelmiyor diyebilirim. Şarkı bittikten sonra tezahüratlarını yapıyorlar. Adeta bir konser havasında oluyor. Çoğu şarkıları benimle birlikte söylüyorlar. Gelenlerin yarısından çoğu gençlik. Her yaştan insan var. Dededen toruna bir profil var. Hoş geceler yaşıyorum.

Sizin için en özel şarkınız hangisi?
Benim 50’den fazla bir numara olmuş şarkım var. “Fabrika Kızı”, “Hayalimdeki Resim”, “Gitme”, “Ayrılık Rüzgârı” “Eylülde Gel”, “Bekledim Yine”, “Senin İçin” gibi birçok kıymetli ve özel şarkı... Bunları söylemeden asla olmaz.

50 yıla yakındır sahnedesiniz. Bu denli kalıcı olmanızın sırrı nedir?
Sırrım kendi sevdiğim müziği koşullanmadan yapmak. Türkiye’de birçok şarkım bir numara oldu. Hiçbirini bir numara olsun diye yazmadım, kendim sevdiğim için yazdım ve söyledim. Bir numara olmayan şarkıları da severek söyledim. Halk bunu sever, şunu yaparsam albüm çok satar kaygıları hiç taşımadım. Belli bir hedefim vardı o da iyi ve kalıcı şeyler yapmaktı.
Yıllardır birçok şarkım hâlâ isteniyor ve talep görüyor. Bütün o şarkılar ve kasetlerim satışta. Bugün pop müziği dendiği zaman çabuk tüketim maddesi olarak algılanıyor. Domates, peynir, salatalık gibi bir şey olarak görülüyor. Şarkılar yapılıyor, tüketiliyor ve üç ay sonra çöpe atılıyor. Şarkıların ömrü insan ömründen daha uzun. Benim babaannemin şarkıları var hâlâ ortalıkta dolaşan. Kalıcı olabilmek için gündelik şarkılar yapmamak lazım. Ben hiç gündelik şarkıların peşinde koşmadım.

Son yıllarda eski şarkılara büyük ilgi var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eskiye bakan bir adam değilim ben. Eski eskide kalmıştır. Eski şarkılar tabii ki yeniden yapılabilir. Ben de bir ‘Best Of’ albümü yaptım. Eskiden yapılmış, kimsenin umrunda olmamış, güme gitmiş şarkıların bugün yeniden seslendirilmesi ve beğenilmesi güzel. Hatta alkışlanacak bir olay. Ancak bir de yaşayan şarkılar var. Mesela Tanju Okan’ın “Kadınım” şarkısı var. O şarkının başkası tarafından yeniden seslendirilmesini kabul etmiyorum. Bırakın onu Tanju Okan söylesin. O yaşayan bir şarkı. O şarkıyı yeni baştan ortaya koymayı doğru bulmuyorum.

Yeni bir albüm hazırlığı içindesiniz. Albüm ne zaman çıkacak?
13 şarkı yaptım bu albümde. Hiçbiri atılacak şarkı değil. Başından sonuna oturup dinleyebileceğiniz şarkılar var. Müzikal açıdan benim hayatımda yaptığım en iyi albüm. Dünya çapında, Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir isim Cihan Sezer’le çalıştım. Belçika’da yaşayan çok önemli bir müzik adamı. Türkiye’ye yerleşti kendisi. Süper bir albüm hazırladı Cihan. Her şey canlı oldu. Türkiye’nin en iyi isimleri ile çalıştık. Albüm yılbaşından önce çıkacak.

Şu an yapılan işlerin çoğu kötü
Yeni albümdeki şarkılarınıza klip çekecek misiniz?
Klip olayına hiç sıcak bakmadım bugüne kadar. Ancak çekiliyor ve ben de çekeceğim. Hangi şarkıya çekeceğimize henüz karar vermedik. Müzik izlenecek değil, dinlenecek bir olaydır. Türkçe ya da yabancı hiç fark etmez bir şarkı dinlerken neler hayal edebilirsiniz neler. Sizin hayalinizi televizyonda bir klibe sığdırmak mümkün mü?

Günümüzde yapılan müzikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
O kadar tekdüze işler yapılmaya başlandı ki, bin tane müzik dinliyorsunuz hepsi birbirine benziyor. O şarkıları söylemek için şarkıcı olmaya da gerek yok. Şu anda piyasada yapılan işlerin pek çoğu kötü. Ama arada iyi isimler de yok değil. Hiçbir özellik taşımayan, kişiliği olmayan müzikler var ortada.

Sizin beğendiğiniz isimler hangileri?
Kenan Doğulu’yu çok seviyor ve beğeniyorum. Son derece müzikal ve düzgün işler yapıyor. Funda Arar, Şebnem Ferah gerçekten kişilikli işler yapıyor. Bir de Ferda Anıl Yarkın diye bir çocuk var. Neden ortalıkta değil, önemli yerlere gelemiyor merak ediyorum. Daha iyi yerlerde olabilir.

Yeni albümde “Fabrika Kızı”, “Eylülde Gel” gibi hit olacak dediğiniz bir şarkı var mı?
Tüm şarkıları çok severek okudum. Bu şarkı ya da şu şarkı diyemeyeceğim. Ayrıca “Fabrika Kızı” çok basit bir şarkı bence. Bana ne acayip yorumlamışsın diyorlar. O şarkıyı sokaktan bir adam çevirip söyletsen o da söyler. Evde yemek yapan bir kadının bile yalnız başına söyleyeceği kadar basit bir şarkı. Herkes söylüyor zaten. O şarkının sözleri ve mesajı önemli. “Fabrika Kızı” benim için bir kıstas olamaz. Ama “Hayalimdeki Resim”, “Ayrılık Rüzgârı”, “Eylülde Gel” bir kıstastır.