DOĞUŞTAN OYUNCU

LABEOUF AY’IN KARANLIK YUZUNDEN BiLDiRiYOR
Amerikalı oyuncu Shia LaBeouf, dünyanın bir yanında sinema seyircilerini büyüleyen ‘Transformers’
üçlemesinin Türkiye’de 29 Haziran’da gösterime girecek son bölümünde, görkemli bir final sözü veriyor. ‘Transformers: Ay’ın Karanlık Yüzü’ndeki 30 dakikalık aksiyon sahnesi, LaBeouf’a göre gelmiş geçmiş en iyi aksiyon sahnelerinden biri

* ‘Transformers: Ay’ın Karanlık Yüzü’ deneyimini özetler misiniz?Aradaki fark ilk adımları attığımız sırada, oyun planımızla ilgili daha fazla yönlendirme olmasıydı. Elimizde çok ayrıntılı bir senaryo vardı, tahmin yürütmeye gerek yoktu. İkinci filmde biraz öyle yapmıştık, bazen çekimler sırasında bir şeyler ortaya attığımız olmuştu. Bu filmde çok daha sağlam bir çıkış noktamız var. Sonuçta bu da diğer Transformers filmleri kadar çılgınca. Arada sırada yaralanmalar oluyor, bazıları çok da ciddi. Bence bu film bugüne kadar yaptığıklarımızın en iyisi. Aynı zamanda set deneyimi açısından en müthiş tecrübelerimden biri oldu. Bu filmde genel olarak çok daha fazla eğlendim. Bence Michael da (Bay) biraz sakinleşti. Onunla ilişkim de gerçekten değişti, aramızda artık güçlü bir dostluk var. Bir yönetmenle bunun olması çok hoş. Benim açımdan çok olumlu bir deneyim oldu.

* Filmin fragmanı çıktığında 24 saat içinde rekor sayıda indirildi...Evet, iyi bir fragman ve bununla gurur duyuyorum. Michael harika fragman yapmayı iyi biliyor.

* Bu film neden bu kadar popüler sizce?Bu tür bir film yaz eğlencesinin nasıl olması gerektiğini tanımlıyor. Yazın gişe rekorları kıracak bir filmin yapması gerektiği gibi, eğlenceli bir film deneyimi sunuyor. Üçüncü film daha yoğun ve ilk iki filmdeki kadar çok aksiyon içeriyor ancak bu seferki daha da iyi. Avatar 3D odasında kullanılan kameraları aldık ve bunları bir paraşütçünün kaskına yerleştirdik. Kamera çekimi açısından çılgınca. Michael bu şekilde sınırları zorluyor. Ayrıca en iyi karakter tanımlaması ve diyaloglar bu filmde. Senarist Ehren, Sam için çok güzel şeyler yapmış.

* Ne açıdan?Sam okuldan yeni mezun oldu ve ilk kez iş bulmak üzere. Bu arada ekonomik durgunluğun yaşandığı bir dönemde çok sayıda iş görüşmesine gidiyor ve iş bulmak çok zor. Sam açısından durum pek de farklı değil. Onunla karşılaştığınız ilk iki filmde de aynı durum var ancak bu sefer travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor. Bu öyle bir duruma geliyor ki, yaşadığı nevroz sonunda farklı düşünmeye başlıyor ancak yine de iş bulamıyor. Biz Sam’i bu aşamadayken görüyoruz.

* Filmde baş kadın rolünde yeni biri var, Carly’yi canlandıran Rosie Huntington-Whiteley. O karakter hakkında ne söyleyebilirsiniz?Sam’in hayatında yeni bir kız var ve son kız arkadaşının ona veremediği şeyler katıyor hayatına. Üstelik Carly onu farklı yönlerden destekliyor. Çok daha dost canlısı ve ılımlı, oysa Mikaela (Megan Fox) daha sert, motosikletçi tipi bir hatundu ve daha karanlık bir enerjisi vardı. Sam kendisine destek olan ve gelişmesini isteyen bir kadın buldu. Onlarla karşılaştığınızda bu aşamadalar zaten. Decepticon’ların, Autobot’ların elindeki gizli bir nesneyi aramaya başlamasıyla birlikte tüm planları suya düşer.

* Bu Rosie’nin ilk filmiydi, onun açısından bu kadar büyük bir filmle başlamak ateşle vaftiz edilmek gibi olmuştur. Nasıldı?Çok iyi ifade ettiniz. Bu Rosie için ateşle vaftiz edilmek gibiydi. Ancak Rosie inanılmaz. Her şeyden önce harika bir insan ve müthiş bir enerjisi var. Bu çok güzel bir şey, sonuçta biriyle 6-7 ay çalışacaksanız, birlikte vakit geçirmeyi sevdiğiniz biri olması harika oluyor. Rosie çok diplomatik, sıcakkanlı ve harika biri. Hayatla baş etmenin yollarını biliyor, çok rahat. Mike’la nasıl baş edileceğini de biliyor. Cazibesini iyi kontrol ediyor, Mike’ın filminde oynayan bir kadın açısından bu çok önemli. Bu konuda çok rahat. Victoria’s Secret mankeni olduğu düşünülürse, bu konuda benden tam not alır. Sinemada yönetmenin, onun vücudunu keşfetmesine yardımcı olmak konusunda çekingen değil. Mankenliğin o alanından geldiği için aldırmıyor. Kameranın bir tarafında Michael Bay, diğer tarafında bir Victoria’s Secret mankeni varsa, bu harika bir birleşimdir çünkü gündemleri uyuşmaktadır. Rosie cinselliğini kullanmak istiyor, Michael’ın da ondan istediği bu. Bu yüzden bir tuhaflık söz konusu değil. Ancak Megan’la çalışırken sanki sürekli cinselliğini ön plana çıkarmasını istemek gerekiyor gibiydi. Bunu yapıyordu da ancak pek istekli değildi. Kafasında başka şeyler vardı. Rosie ise bunu elinin altında tutuyor. Bolca doğaçlama yaptık özellikle benim, John Malkovich, John Turturro, Frances McDormand’ın olduğu sahnelerde. Herkesin diyalogları biraz değiştirdiği çekimler yaptık, Rosie iyi dinlediği için bizimle uyum sağlayabildi.

* Aksiyon sahnelerinde ona yardımcı oldunuz mu?Rosie’nin ona yardımcı olan çok iyi bir dublörü vardı. Filmlerimizdeki dublör ekibi çok yetenekli ve müthiş. Biz düşmeleri ve taklaları yapıyoruz, onlarsa esas tehlikeli sahnelerde yer alıyorlar. Rosie ateş olan sahnelerde biraz gerildi ve birazcık da korktu. Fakat bu noktada ben ona tavsiyede falan bulunmadım. Sadece onu biraz yatıştırdım ve bu konuda onu biraz cesaretlendirdim.

* Filmde yan rollerde çok iyi oyuncular var. Onların hikayedeki yerlerini anlatır mısınız?Patrick Dempsey, Carly’nin müdürünü canlandırıyor. Sam ile Carly’nin arasını açıyor. Sam, Carly’ye sürekli hediyeler alan bu güçlü müdürü kıskanmaya başlıyor ve arada gerilim oluşuyor. Bir de beni işe alan Bruce’u canlandıran John Malkovich var. Malkovich biraz uzak biri, tek başına takılmayı seviyor ve onunla konuştuğunuzda açılıyor. Müthiş hikayeleri var. Ayrıca o her rolün adamı, inanılmaz bir oyuncu ve muhtemelen dünyanın en iyi yardımcı oyuncularından biri. Aynı zamanda modaya meraklı ve çılgınca tasarımları var.