Bu rahatsızlığı farketmek kolay değildir. Genelde vücuttaki başka hastalıkların tanısı yapılırken ortaya çıkar. Özel bir tedavisi yok, beslenme alışkanlıklarını düzeltmek, yağ, şeker ve alkolden uzak durmak atılması gereken ilk adımlar
Hücrelerde yağ birikmesi anlamına gelen karaciğer yağlanmasının nedenleri arasında obezite, alkol, yüksek kolesterol ve trigliserid, şeker, metabolik hastalıklar var. Ayrıca genetik faktörler, bazı ilaçlar, hızlı kilo artışı veya kaybı ve hepatit C gibi virüs enfeksiyonları da unutulmamalı. Orta yaşlı ve kilolular, özellikle de kadınlar, karaciğer yağlanmasının en çok görüldüğü grup. Bazı çalışmalara göre aşırı kiloluların, yüzde 40’ında karaciğer yağlanması var.
Metabolik sendromda karaciğer yağlanması sıkça görülür. Bu sendrom, fazla kilo ve yağlanma, bel çevresinda genişleme, insülin direnciyle yüksek kolesterol, ürik asit ve yüksek tansiyonun bir arada olduğu bir rahatsızlık. Karaciğer yağlanması tespit edildiyse, doktor kontrolünde kilo verip, bel çevrenizi normal sınırlara indirmelisiniz.
Karaciğer yağlanması, ömür boyu belirti vermeyebilir. Bazılarında beslenme tarzına dikkat edilince, ilerlemesi durabilir ya da gerileyebilir. Ama seyrek de olsa bazı hastalarda siroza ilerleyebilir. Hangi hastalarda siroza ilerleyeceğini tahmin etmek güçtür. Tesadüfen de olsa, karaciğer yağlanması teşhis edildiyse, durumu doktorunuzla görüşüp, önerilerini uygulamalısınız. Alkole bağlı karaciğer hasarında siroz riski daha yüksektir. Alkolün bırakılmasıyla karaciğer hasarının düzelmesi, eğer geç kalınmadıysa mümkün olabilir.
Bilinçli beslenme
Çoğunlukla karaciğer yağlanması ultrason bulgularıyla veya kanda karaciğer enzim yüksekliği nedeniyle tesadüfen saptanır. Karaciğer yağlanmasına tıbbi öykü, muayene, karaciğer testleri ve görüntüleme teknikleriyle tanı konabilir. Karaciğer enzimlerinde her zaman yükseklik görülmeyebilir, yağlanma olduğu halde enzimler normal çıkabilir. Özel bir tedavisi yoktur, destek tedaviler yarar sağlamaktadır. Kolesterol düzeyleri düşürülmeli, kilo verilmeli, bel çevresi indirilmeli, şeker hastalığı varsa kontrol altına alınmalıdır. Şişmanlık, şeker hastalığı veya metabolik sendromda bilinçli beslenme ve egzersizle iyi sonuçlar alınmaktadır. Mümkünse doktorunuzun önerisiyle diyetisyen kontrolünde dengeli bir beslenme tarzı benimsenip kilo verilmeli ve ideal kiloda kalınmalıdır.
Normal bir karaciğer işlevini desteklemede ilk adım sağlıklı beslenmedir, bu konuda diyetisyenimiz Müge Başer’in önerileri var: Karaciğer yağlanmasında en etkili beslenme programı daha az doymuş yağ, daha az kalori, glisemik indeksi düşük, yüksek posa ve antioksidanlı besinlerden oluşmalıdır. Öncelikle karaciğeri yoran doymuş yağ, rafine şeker ve alkolden uzak durulmalıdır. Tereyağ, kaymak, krema, mayonez, yağlı et çeşitleri yerine başta zeytinyağı, kanola, fındık yağı ve diğer bitkisel yağlar tercih edilmeli. Kırmızı et yerine, derisiz tavuk eti ve balık çeşitleri tüketilmeli.
B grubu vitaminleri
Şekerli yiyeceklerin porsiyonları küçültülerek, bunların yerini taze veya kuru meyveler almalıdır.
C vitamini, beta-karoten ve E vitamini gibi antioksidanların karaciğeri koruyucu etkilerinin yanında folik asit ve B grubu vitaminleri de ağır metaller ve diğer zehirli bileşiklerin vücuttan atılmasında kritik öneme sahiptir. Kolin, betain, metionin gibi karaciğerden yağ ve safra akışını kolaylaştıran bileşikler, yağ metabolizmasının düzenlenmesinde etkilidirler. Bunlar balık, pancar, brokoli, ıspanak ve baklagillerde bulunur.
Aynı zamanda sağlıklı bir karaciğer için, karaciğer fonksiyonlarını iyileştiren ve zararlı etkilerden koruyabilecek bazı besinler vardır: İçeriğindeki sülfürlü bileşiklerden dolayı sarmısak, soğan, pırasa. Armut, elma gibi meyveler, baklagiller ve yulaf gibi tam tahıllardan oluşan iyi posa kaynakları. Brokoli, brüksel lahanası, beyaz lahana gibi lahanagiller. Enginar, pancar, havuç gibi yüksek antioksidan içerikli sebzeler. Fazla yağların karaciğerden temizlenmesinde etkili lesitin içeriği ile soya fasulyesi. Zerdeçal, tarçın gibi baharat çeşitleri. Meyan kökü, lavanta ve yeşil çay gibi bağışıklık sistemini destekleyici bitki çayları. Kuşkonmaz, avokado, ceviz gibi glutatyon açısından zengin besinler.
Likopen bakımından zengin domates. Yaban mersini, ahududu, böğürtlen gibi antioksidan zengini koyu renkli meyveler.
Vücudun genel anlamda toksinlerden arınmasına yardımcı limon ve limon suyu. Son olaraksa karaciğerde oluşan atıkları temizleyen su (günde ortalama 8-10 bardak).