11.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Emre Aydın, İbrahim Tatlıses’ten yıllardır dinlediğimiz ‘Yalnızım Dostlarım’ isimli parçayı yeniden yorumladı. “Hep aklımda olan bir eserdi, çocukken de dinlerdim” diyen şarkıcıyla, yeni çalışmasını, sektöre bakışını ve eşi Eda Köksal’la mutlu evliliğini konuştuk.
- ‘Yalnızım Dostlarım’ parçasını yorumlamak nereden çıktı?
Seviyorum eseri... Aklımda böyle 5-6 parça daha var... Aslında kendi şarkım için çalışmalara başlamıştım. Sonra baktım çok uzun sürecek, yetişmeyecek, kafamda bir şablon var ‘Yalnızım Dostlarım’ı cover’layayım dedim.Hep aklımda olan bir parçaydı, çocukken de dinlerdim.
- İbrahim Tatlıses dinledi mi şarkıyı, bu süreçte görüştünüz mü hiç?
Konuştuk, ‘Dinletebilir miyiz?’ diye. Yetiştiremedik. Klibi de gecikti zaten. Parçanın müziğinde imzası olan Burhan Bayar ve sözlerini yazan Tahir Peker’in ailesi dinledi.
- Kayıt süreci nasıl geçti?
Eser sahiplerinden izin alabilirsem kısa sürer diye giriştim ama öyle olmadı, albüm gibi uğraştık. İsveç’te yıllardır mix’lerimi yapan kişi, “Bu şarkıda kendimi hiç rahat hissetmiyorum” dedi. Burada aranjör Burak Bedirli ve Çağatay Şen’le tamamladık. Günün sonunda memnunum. İyi ki yapmışım, güzel bir iş oldu.
- Artık albüm çıkarmayacak mısınız?
O konu belirli bir süreliğine kapandı. Bütün sektör için... Yeni bir isimseniz, kemik bir dinleyiciniz olsun istiyorsanız yapmak durumunda kalabilirsiniz ama kitleniz varsa şu şartlarda albüm çok doğru olmuyor. Sektörün ve dinleyicinin tercih ettiği bir şey değil.
- Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Yeni isimlerin geniş kitlelere ulaşması çok daha zor. Bir plak şirketi olmadan şarkılarını sunmaları daha şanslı oldukları anlamına gelmez. Ben de herkes gibi bakıyorum neler yaşanacak diye... Bence iyi şarkı her zaman yolunu bulur.
- Bir ara yabancı şarkılara ağırlık vermiştiniz. Şimdi sırada neler var, hemen yeni bir parça çıkarır mısınız?
İngilizce şarkı işi devam edecek, sevdiğim için yapıyorum. Onun dışında yeni bir parça yazıyorum, bence iki ay sonra çıkar ama öyle kolay olmuyor. Bir eserle ilgili beş kişi kavga ediyoruz, düzgün iş çıksın diye... O süreç bayağı sancılı geçiyor. ‘Ve Gülümse Şimdi’ diye bir şarkım var, birinci albümümdeydi. O zaman “Klip çeksem ne güzel olur” deyip, yapamamıştım. Şimdi Burak Bedirli’yle yeni bir versiyonunu gerçekleştirdik. Ona klip çekeceğiz. Fırat Tanış’ın ‘Yani’ şarkısı yine o projede... Piyano-çello konsepti, Hangar Yapım’ın YouTube kanalında kliplerle sunulacak.
- Yeni bir film projeniz var mı?
Hikaye bakıyoruz. Ekip olarak inandığımız, hepimizi yükselten bir fikir olursa yaparız. Ama bu kez türü korku olmayacak. Korku filmlerinin birçok zorluğu var. Yapımcısını da çok zorluyor. Artık önceliğimiz değil.
- Kendi filminizde oynar mısınız?
Bardaki adamı oynayabilirim (gülüyor). ‘Ezel’de bir bölüm rol almıştım, Haluk Bilginer’le karşılıklı sahnemiz vardı, o beni heyecanlandırmıştı zaten. Karakterin adıyla değil, kendi ismiyle seslendiğim için çok tekrar almıştık. Zor bir iş... Dizi teklifleri de alıyorum. Hatta geçtiğimiz yaz gelen bir projeyi kabul etmediğim için annem çok kızdı. Ama bir marka durumunuz var sonuçta... Emre Aydın benden de ayrı bir marka. Bir ismi var, şarkıları ve duruşu var.
- Aldığınız her kararı markanızı düşünerek mi veriyorsunuz?
Tabii ki... Kendi yapımcım benim zaten ama karar alırken şarkıcı tarafından da düşünüyorum. O ayrımı hep yapmaya çalışıyorum. Olay zaten markayı yönetmek. Gerçekten bir içecek markasından farkınız yok. Bu şu demek değil tabii, sunduğunuz şey çok samimiyetsiz ve ticari... Bu yönetilmesi gereken bir süreç...
‘Çocuk düşünmüyoruz’
- Evlilik nasıl gidiyor?
Gayet güzel... Eda hemen hemen her konuda bana yardımcı oluyor. Mümkün olduğunca turnelere de birlikte gidiyoruz. Zaten iç mimar ve sanat yönetmeni. Klipler konusunda inanılmaz katkısı var, bütün kapak tasarımlarımı yapıyor. Evliliğin kendisi de gayet keyifliymiş.
- Eşinize şarkı yazdınız mı hiç?
Henüz mutlu bir şarkı yazamadım ama bir gün yazacak olursam bu kesinlikle Eda’ya olur.
- Çocuk düşünüyor musunuz?
Düşünmüyoruz, şu an öyle bir motivasyonumuz yok. İnsanlar biyolojik olarak istiyorlarmış ya, bizim öyle bir güdümüz yok.