11.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
LALE DANIŞMAN
ETS Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ersoy’un eşi Pervin Ersoy’la iş adamı İbrahim Hattat’ın eşi Burcu Hattat, aile yaşamlarındaki istikrar ve sosyal hayatlarındaki başarısıyla dikkat çekiyor. Bir takı markası için tasarım yapan yakın arkadaşlar, CADDE’ye konuştu.
Lion Diomand’ markasıyla işbirliğiniz nasıl doğdu?
PERVİN ERSOY: Biz ‘Piga Project’ olarak ‘Lion Diomand’ markasına destek veriyoruz. Markanın lansmanı, marka bilinirliğini, basın yansımalarıyla ilgilenmek için yola çıktık. Fakat markanın sahibi Öznur Yakın, bize şöyle bir öneride bulundu:
“Bizim basına sunacağımız lansmandaki takıları siz de ortaya çıkarın.” Biz de tasarım ekibiyle kendi zevkimizi ortaya koyduk. Burcu, benden daha çok çalıştı.
Tasarımlarınıza ‘Aşkın Gözyaşları’ adını verdiniz... Aşk size neden göz yaşını çağrıştırdı?
BURCU HATTAT: Çünkü, aşk insanlara üzüntü ve sevinci bir arada yaşatıyor. Aşkta gözyaşı, hem mutluluktan hem de hüzünden doğabilir.
Peki sizin için nedir aşkın tanımı?
P. E.: Benim için artık aşk, 2 çocuğum. Burada sınırsız sevgi var çünkü. 10 yıllık evliyim, eşimi de çok seviyorum ama aşkı soracak olsanız; her zaman ‘evlat’ derim. Eşime sevgi ve saygım çocuklarıma tutkulu bir aşkım var.
B. H.: Benim de 3 çocuğum var. Evliliklerde belli bir zamanı devirdikten sonra öncelikler değişiyor. Çocuklar ön planda oluyor. Aşk deyince benim de aklıma ilk gelen çocuklarım. Aşkı her birinde ayrı boyutuyla yaşıyorum.
Aşk, gençlikte mi kaldı yani...
P. E.: Aynen. Artık eşimle hayat arkadaşı, yoldaşız. Kelebekler uçmuyor midemde. Ama çocuklarımı gördüğüm an içimde adeta bir kelebek sürüsü geziniyor. Aşkı bekar arkadaşlarımdan dinliyorum.
Çocuklardan çok bahsettik. Anne olarak kendinizi tanımlar mısınız?
P. E.: Yerine göre kuralcı yerine göre esnek olmaya özen gösteriyorum. Onlar çocuk özgürlüklerini yaşayabildiği kadar yaşasın. Büyüdükleri zaman çünkü hayat onlar için çok zorlaşacak. Şimdi keyfini çıkarsınlar.
B. H.: Ben Pervin’e göre daha esneğim. Kural çok fazla yoktur. Hayır’ kelimesini sık kullanmam. Ama nerede duracaklarını iyi bilirler.
PERViN ERSOY: Büyük başın derdi büyük olur
‘Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır’ bu söze ne kadar katılıyorsunuz?
P. E.: Elbette katılıyorum. Eşim gerçekten çok yoğun çalışıyor. Türkiye çapında yönettiği oteller ve turizm şirketimiz var. Ağır şartlar altında çalışıyor. Şu an bu işte 20 bin insan ekmek yiyor. Ama bazen de diyorum ki, “Zorlanıyorsun ama isyan etme! Çünkü sen bu şartlar altında eşine ‘Evet’ dedin.” Şikayet etme lüksüm yok. Onu engellemek yerine daha destek olmaya çalışıyorum.
Dışarıdan bakıldığında, yaşadığınız lüks hayat, pembe dizileri çağrıştırıyor. Hayatınızın içi gerçekten böyle mi?
P. E.: Kesinlikle değil. O kadar büyük şirketlerin başında durmak! Binlerce kişiyle uğraşmak kısacası, o gemiyi yürütmek o kadar hiç kolay değil. Siz geçin bakalım o geminin kaptanı olun bakalım yürütebilecek misiniz? Dışarıdan gazel okumak kolay! Bizim sırtımızdaki yükle onların yükü arasında dağlar kadar fark var. Mukayese yaptıkları zaman yanılıyorlar. Bakın bir laf var: “Büyük başın büyük derdi olur!” Sen sabah 9, akşam 6 mesaisinde çalışan bir insan olarak diğerinin lüks hayatını yargılayamazsın. Kimbilir o dinamiklerin içinde neler dönüyor.
B. H.: Aslında dışarıdan bakıldığında belki dediğiniz gibi bir hayat ama işin aslı öyle değil. Onların nasıl aileleri varsa ve problem yaşıyorsa bizde de durum aynı. Bizim yaşadığımız hayatı ‘Sosyete’ diye sınıflandırmak çok yalnış. Bizim eşimizin hayatında saat mefhumu yok mesela. Bize hep idare etmek düşüyor.
Bu yoğun programda fiziksel ve ruhsal açıdan çok fazla yıpranır insan...
P. E.: Eşim, her sabah 5’te kalkıyor. Bu rutin yıllardır değişmedi. Gece saat 3’te ise şirket otobüslerinin temizlik kontrolüne gider. İlk günkü disiplinle işine devam ediyor.
B. H.: Benim eşimin de hafta da 4 ayrı ülkeye seyahat ediyor zaman zaman. İnsan bu tempoya bir yere kadar dayanabilir.
Çalışmak karakter meselesi
Çalışan ve üreten kadınlar olarak, ev kadınlarına ne gibi öneride bulunursunuz?
P. E.: Karakter meselesi. Bazı kadın, koca parası yemeden duramıyor. Bazısı da varlıklı bir aileye gelin gidiyor ama ruhu rahat +durmuyor. ‘Ev kadını’ olma lüksünü yaşamak istemiyor.
‘Ev kadınları’ da çok ciddi performans gösteriyor. Ama çalışana göre daha keyfi...
P. E.: Olanakların dahilinde öğlene kadar uyuma şansın var mesela. Çalışmayı sevmekle alakalı. O zaman hem kendi hem de eşinizin parasını yersiniz.
B. H.: Evdeyken günlük hayat ritüeli hemen her gün aynı şekilde sürüyor. Belli zaman sonra bir şeyler üretmek istiyorsunuz. Kapasiten varsa neden evde oturasın?