EŞiMiN GOZLERi BiR GiRDAP GiBiYDi

Televizyon kariyerini geride bırakarak kendi işinin patronu olan Ahu Orakçıoğlu, hayatının dönüm noktalarını, ailesini ve hakkında merak edilenleri MAG dergisine anlattı.

Ahu Orakçıoğlu kimdir, kendinizden bahseder misiniz?
Ankara’da doğup büyüdüm. Üniversiteyi tamamladıktan sonra 1998’de TRT’nin açtığı yetenek sınavlarını kazandım ve spiker olarak kurumda on yıl çalıştım. Ana haberden, Eurovizyon yayınlarına; muhabirlikten, programcılığa ve radyoculuğa kadar her tür yayını yaptım. 2008’de kurumdan istifa edip özel sektöre geçtim. Kızım Sare’nin doğumu ile TV kariyerimi şimdilik noktaladım.
Bir yıl önce de A&D Art’n Design adı altında faaliyet gösteren içmimarlık ve dekorasyon şirketini kurdum.

Hayatımın dönüm noktası dediğiniz bir olay var mı?
TRT sınavlarını kazanıp kuruma girmem, televizyon ve haber üzerinde profesyonelleşmem, Süleyman ile tanışmamız ve kızım Sare’nin doğuşu... Bir diğer dönüm noktası da; Sare’nin ağabeyi oğlumuz Orka’nın dört yıl önce bizimle yaşamaya karar vermesi oldu.

AŞKA BAĞLIYIM BEN

Sizce aşk?
“Aşkın yerini sevgi saygı alır!” cümlesini sevemeyecek kadar aşka bağlıyım ben.

Eşinizle nasıl tanıştınız peki?
Eski Galata Köprüsü’nde yayın yapacaktım. O dönem İTKİB başkanı olan Süleyman Bey’i konuk olarak almaya karar verdim. Reddetmedi ama biraz ters cevap verdi. Profesyonelce idare ettik durumu, güzel de röportaj oldu. Ama şunu söylemeliyim; hayatımda ilk defa birinin gözlerinin içine bakamadım. Süleyma’nın gözleri bir girdap gibiydi adeta. İçine düşüp boğulmaktan korktum.

LÜKS BİR KÖY HAYATI...

Ailecek en çok ne yapmaktan zevk alırsınız?
Yaşadığımız her ana, aldığımız her nefese, sahip olduklarımıza şükrederek yaşıyoruz. Ama en çok doğada, tabiatın içinde, denizde olmayı seviyoruz. Neyse ki yaşadığımız Beykoz İstanbul’un en büyük orman sisteminin bir parçası. Dalından erik ve kiraz yediğimiz lüks bir köy hayatı bizimkisi.