25.04.2013 - 20:53 | Son Güncellenme:
Röportaj: iLKNUR TAŞ / ilknur.tas@milliyet.com.tr
O dönem Erdal Acar ve Murat Varol gibi isimlerin mekânlarında işletmecilik yapan Zeytun, “Gece çalışmak zordur. Gündüz normal gördüğünüz insanın, gece dişleri uzar” diyor
Nasıl başladı maceranız?
90’lı yıllarda, TRT’nin tek kanal olduğu zamanlarda hem okuyup hem de kasetçilerde çalışıyordum. Tom Cruise’un ‘Kokteyl’ filmini seyrettikten sonra “Çok güzel bir işmiş” deyip okulu bıraktım ve barmen oldum. O yıllarda çok popüler olan Regatta’da işe başladım. 1995 yılına kadar popüler bir yerdi, ardından eğlence Etiler’e kaydı.
Barmenlikten işletmeciliğe geçişiniz nasıl oldu?
O dönem bar kültürü henüz tam anlamıyla oturmamıştı. Eğlence daha çok Türkçe barlarda yapılıyordu. Işın Karaca, Burak Kut, Nalan, İzel-Çelik-Ercan albümlerini yeni çıkarmıştı. 1994 yılında Erdal Acar’dan bir teklif aldım. Henüz 20 yaşındaydım ve ilk defa işletmecilik yapacaktım. O zamanlar eğlence daha farklıydı. Parti konseptleri değişikti. 90’lı yılların sonunda underground müziklere geçilmeye başlandı. Ardından Murat Varol’la çalışmaya başladım. Onunla Antalya Ally’yi kurduk. Sektördeki ilk Reina konseptli mekândı. İçinde 6-7 ayrı restoran vardı. Birçok yerde çalıştım ve 2008’de CVK Group’un sahibi Mahmut?Çevik’in desteğiyle‘Kuruçeşme Kahvesi’ni açtık.
Kuruçeşme Kahvesi Foursquare’de en çok check-in etiketlenen mekânlardan...
İlk açtığımızda bölgeyi analiz ettik. Piyasada ne var ne yok, gençler neyi talep ediyor bunları araştırdık. İnsanlar sosyalleşmek istiyor. Burada her zaman tavlaya ikinci, okeye dördüncü bulabilirsiniz. Burada eğlenceyi sunuyoruz. Otomatik okey masalarında oynayabildiğiniz gibi üç boyutlu ekranlarda maç izleyebiliyorsunuz. İsterseniz oda kiralayap karaoke yapabiliyor, üç boyutlu oyunlar oynayabiliyorsunuz. Nargile içebiliyorsunuz. Bunların hepsini bir arada sadece burada bulabilirsiniz.
21 yıl boyunca gece çalışmak nasıl bir duygudur?
Gece insanların dişleri uzar. Gündüz normal olarak gördüğünüz insan, gece farklı karakterdedir. Bu sektörün içinde yer almak gerçekten zor. Biz 80’lerin pop kültüründe yetiştik, çok eğlenceli dönemlerdi. Her şey çok uç noktalardaydı. O zamanlar daha oturup kalkmasını, raconu ve eğlenmeyi bilen insanlar vardı. O zamanlarda dostluk vardı, herkes birbirini tanırdı.
Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
İnsanları gece tanıyorsunuz. Onların dertlerini dinliyorsunuz. Bir psikolog gibi davranıyorsunuz. Gece hayatında beş yılda bir jenarasyon, tarz değişiyor. Eskiden eğlence akşam 8’de başlardı gece 2’de biterdi. O dönemler çok keyifliydi. Sanatçılar ilk albüm çıkardığında bizlere dinletirlerdi şarkılarını. O dönem kolay para kazanılır, kolay harcanırdı.
“En mütevazısı Zerrin Özer”O dönem çalşıtığınız isimlerlerden bahseder misiniz biraz da?
Zerrin Özer’in mütevazılığı, personele, çalışanlara karşı yakın davranması efsanedir. Parasını aldığı zaman ilk önce orkestrasına verirdi. Sonra döner çalışanlara verir ve onlarla çorba içerdi. En son kendi parasını cebine koyardı. Nalan, kadar cana yakın birini görmedim. Doktor Bilal, kadar sahnede disipliniyle, duruşuyla titiz olanına rastlamadım. Kenan Doğulu, çok samimidir ve sahnesi çok iyidir. Ayrıca Arto kadar şampanya patlattıran başka bir şarkıcı olduğunu düşünmüyorum.
Gece hayatı, tamamen bitti mi?
2006 yılında evlendim ve bir çocuğum var. İkinci de yolda. Eşimle evlenirken anlaştık. Kendisi Uğurkan Erez’in mankenlerinden Alona Kral. Ne o çok medyatik olacaktı ne de ben. O nedenle gece çalışmayı bıraktım.
“SAKIP SABANCI, ‘TiCARET YAPMALISIN’ DEDi”
Sakıp Sabancı müşterilerim arasındaydı. Gece hayatını bırakıp, sinema işletmeciliği yaptığım bir dönemde kendisiyle karşılaştık. Bana, “Ne yapıyorsun sinemada, senin yaptığın iş çok keyifliydi” dedi. Ben de ona “Evlendim, bıraktım” dedim. O da bana “Buralarda yüksek yerlere gelemezsin. Bence dönüp o işlere tekrar girmelisin. Ticaret yapmalısın” dedi. Bu konuşmanın ardından iki hafta sonra bana ‘Kuruçeşme Kahvesi’nin ortağı olmam için teklif geldi.
“BARLARI ŞARKICILAR BiTiRDi”
Teknoloji gelişti, insanların haberleşmesi daha kolaylaştı. Türkçe barlar bitti. Bunun en büyük nedeni şarkıcıların mekânlardan çok yüksek para istemesi. O dönemlerde şarkıcılar albümlerini tanıtmak için barları gezerdi. Şimdi televizyon programlarını geziyor. Bir de o dönem çok rahat para kazanıldığı için müşteriler rahat harcıyordu. Eskiden beş mekan geziyorlardı, şimdi bir mekânla günü bitiriyorlar. Şu anda bir mekân açacak olsam Kenan Doğulu’yu çıkarmayı çok isterim.
“ERDAL ACAR EN CÖMERT PARTRONDUR”
Erdal Acar, bir gece Arto’nun sahne aldığı mekâna geldi. Yanında başka bir masayla şampanya patlatma yarışına girdi. Yan masa 200 tane, Erdal Acar’da 200 tane patlatıyor. Yan masa ardından 20 tane patlatınca Erdal Acar masadan kalkıp gitti. Masadakiler sevindiler Erdal Acar’ı geçtik diye. Gecenin sonunda masada oturanlar hesabı isteyince garson kulağına eğilip “Erdal Acar sizin hesabınızı ödedi” dedi. Erdal Acar gece hayatının en cömert patronudur.
“O ZAMANLAR DAYANIŞMA VARDI”
90’lı yıllar Burak Kut’un Kenan Doğulu’nun Nalan’ın ilk albümlerinin çıktığı yıllardı. Şarkıcılar arasında dayanışma vardı. Biri albüm çıkardığında diğeri çıktığı mekâna gelir, onu dinler ve sahneye çıkıp birlikte şarkı söylerlerdi. Şimdikiler birbirleriyle çekişme halinde. O zaman da rekabet vardı ama bu derece kavga, gürültü yoktu.