Ferhan İstanbullu

Ferhan İstanbullu

ferhanist@gmail.com

Tüm Yazıları

Üç kuşaktır Kapalıçarşı’da halıcılık yapan bir ailenin oğlu, Memet Güreli. “Çark ne de güzel dönüyor” dememiş, işini baştan yaratmanın yollarını bulmuş

Yaşlanma belirtisi midir yoksa el emeğinin hakkını vermeyi öğrenmek midir bilmem, halıcıların vitrinlerine uzun uzun bakar oldum. Dünyaca ünlü halılarımız yüzünden oyuncu Ben Affleck gide gele Kapalıçarşı sakinlerinden birine
dönüştü! Bizse çoğu zaman yaptığımız gibi bu çok kıymetli değerimize de burun kıvırıyoruz. Halıyı fazla ‘yetişkin’ (yaşlı demiyorum) bulanlara şahane bir giriş seçeneği sunacağım bugün...
Kapalıçarşı’daki ‘Dhoku’, el işi kilimleri-halıları evirip çevirip doğal boyalarla renklendirmiş,

Halının halleri
geleneksel halıları türlü sihirbazlığın ardından modern tasarımlara dönüştürmüş. Bu halıların ardında, ‘Dhoku’ ve ‘Ethicon’ markalarının yaratıcısı Memet Güreli var. Ethicon’da eski halıları kesip birbirine ekleyerek ‘patchwork’ işler yaratan Güreli, ‘Dhoku’ kilimlerinin yalın tasarımları için mimari/iç mimari projelerinden tanıdığımız ‘Superpool’ ile çalışıyor. Üçüncü kuşak halıcı olan Güreli, Kapalıçarşı’da dört dükkanı varken, kurulu düzeni tıkır tıkır devam ederken, niye böyle bir işe soyunmuş? Güreli, hem ‘Ethicon’ hem de ‘Dhoku’yla çok sevdiği Anadolu motiflerini evrenselleştirmeyi ve güncel kılmayı amaçladığını belirtiyor.

Haberin Devamı

Gözlerimi alamadım
Görünüşe göre işin boyutu iyi niyetli bir girişimden, gerçek bir ‘business’a dönüşmüş bile. İkitelli’deki fabrikada mesai, ‘Ethicon’ için kilimleri-halıları kesip yapıştırma, ‘Dhoku’ içinse ‘Superpool’ tasarımları üretmekle geçiyor. ‘Ethicon’ projesi başlayalı
10 yıl, ‘Dhoku’ içinse 6 yıl geçmiş. Güreli en büyük pazarlarının ABD olduğunu anlatıyor. Beverly Hills’in müşterileri arasında Ralph Lauren, Martha Stewart, Kim Basinger gibi isimler var. Güreli ayrıca benim halıya nankörlük ettiğimiz görüşüme de katılmıyor. Halının dekorasyonda tekrar önemli bir parçaya dönüştüğü, müşteri profilinin değiştiği bilgisini veriyor. Bu arada takı tasarımcısı Ela Cindoruk’un anneannesinden kalan halıda yarattıkları mucizeden gözlerimi alamadım. 100 yaşını aşmış bir el dokumasının da, çağdaş bir tasarımın da salonuma yakışacağına karar verip ayrıldım ‘Dhoku’dan...

Haberin Devamı

Adres: Takkeciler Sokak, No: 58-60 Kapalıçarşı - Beyazıd


Bu aralar ne moda?


‘aksoycindoruk’ şirketinin yaratıcı, vizyoner ve çok zevkli ortağı Melek Aksoy, bu aralar nelerin moda olduğunu anlatıyor. Ben de sayesinde dağarcığıma yeni bilgiler ekliyorum.
t Film: ‘Kings of Pastry’, son seyrettiğim iyi bir belgesel. Patti Smith’in ‘Dream of Life’, Fellini’nin ‘Dolce Vita’si, Liliana Cavani’nin ‘The Night Porter’i, tüm Visconti ve Tarchovsky’ler...
t Kitap: Bu ara Slavoj Zizek ve Bülent Somay’ın yazılarını okuyorum. En son Zizek’in ‘Mimari Paralaks’ kitabını aldım.
t Yemek: Cihangir’deki, Dilara Erbay’ın yeni sihirli fırını ‘Datlı Maya’ya hindi siparişi verdik, heyecanla bekliyoruz. Ayrıca kız arkadaşlarımla yediğimiz, artık gelenekselleşen yeni yıl yemeği için Galata’daki George Otel’in restoranına gidiyoruz.
t Seyahat: Zürih’te oturan iki arkadaşım, Interlaken’de
150 yıllık bir ev alıp onardı. Daha şimdiden şömine başında gülmekten katılırken, mutfakta nefis kokular içinde yemek hazırlarken, göl kenarında yürüyüş yaparken görebiliyorum hepimizi.
t Kişi: Alejandro Jodorowsky’i geçen sene filmekimi’nde tanıdım. Paris’te yaşıyor ve evinin yakınlarındaki bir kafede tarot bakıyor. İnanılmaz bir hayal dünyası ve espri yeteneği olan bu ustayla tanışmak için ilk fırsatta Paris’e gitmeyi planlıyorum.
t Sergi: Milli Reasürans’taki ‘Marimekko’ sergisi...
Siyah-beyaz çizgili şeylere düşkün olduğum için, Marimekko’nun 1950-60’larda yaptığı kıyafetleri görmek sürpriz oldu benim için.
t Mekan: Son ziyaretim Florya’daki Atatürk Deniz Köşkü’ne oldu. İstanbul’da sayıları az olan en güzel modern mimari örneklerinden.
t Müzik: 2011’e girerken Andreas Scholl’den Vivaldi’nin ‘Nisi Dominus’ ve ‘Es ist Vollbracht’ yorumlarını dinliyordum. Şimdi 2012 gelmek üzere; hâlâ nefis olduklarını düşünüyorum. Ve son olarak Paul McCartney&Wings’in ‘1985’i ve ‘Mrs Vanderbilt’ yakışıyor bugünlere.