22.05.2012 - 19:59 | Son Güncellenme:
Çeviri: Tülin Açıkbaş
Şimdilerde sahada işlerin daha kolay döndüğünü belirten Pele, “Bizim oynadığımız futbolu oynayacak sporcu yok” diyor...
“Edebiyat, müzik ya da spor alanlarında gelmiş geçmiş en iyi isimler kim?” diye sorsak herkesten farklı bir cevap alırız. Ama futboldan bahsedersek konu mutlaka dönüp dolaşıp Pele’ye gelir. Pele, daha önceki bir röportajında bunun nedenini şöyle açıklar: “Pek çok müzisyen var ama sadece biri, Beethoven.”
Pele; Andy Warhol, Henry Kissinger ve Bobby Charlton gibi isimlerden övgü almış, yaşayan nadir insanlardan biri. 71 yaşındaki eski futbolcu, hâlâ dünyanın herhangi bir sokağında yürürken histeriyle karşılanıyor. Durum, onun için 60 yıldır böyle. Pele’yi görerek fotoğrafını çekmek ya da imza almak isteyenler öylesine bir hızla yanına gidiyor ki, ona saldıracaklarını zannediyorsunuz. Belki yüzünde, belki insani tavırlarında, belki de şık hareketlerinde insanları ona çeken bir şeyler var.
Günümüzdeki oyunculara baktığınızda Johan Cruyff, Zinedine Zidane ve George Best kalitesinde biri gözünüze çarpıyor mu?Hayır. Herhangi birini o kademede göremiyorum. Bahsettiğiniz isimlerin hepsinin harika yetenekleri ve iki harika ayağı var. Ve hepsi havada çok iyi.
Ya Messi?
Messi, harika bir oyuncu. Çok yetenekli ve akıllı. Ancak havada iyi değil ayrıca ayakları konusunda rahat değil. Ama o, modern zamanın en iyi futbolcusu.
Cristiano Ronaldo’yu duymuşsunuzdur herhalde...
Ronaldo, çok iyi bir futbolcu. Aynı, iyi bir futbolcu olan David Beckham gibi.
Şimdilerde top oynuyor olsaydınız, hemen Avrupa’ya transfer olup Real Madrid ya da Barcelona takımlarının kadrosuna girerdiniz. Hayatınız da daha farklı gelişirdi. Sanırım kariyerim yine aynı olurdu. Futboldan konuşacak olursak şimdilerde top koşturmak daha kolay olurdu.
Bunu fiziksel anlamda mı söylüyorsunuz?
Evet. Bugün hakemler, oyuncuları iyi kolluyor. Sarı ve kırmızı kartlar, koruma sağlıyor. Bizim oynadığımız futbolu oynayacak sporcu yok şimdilerde.
KiMDi KiM OLDU?
Rio’ya 4-5 saatlik uzaklıktaki Minas Gerais’te doğan ve gerçek adı Edson Arantes do Nascimento olan Pele, üç yaşında ailesiyle Bauru’ya taşındı. Babası Joao Ramos, Fluminense için top koşturan yetenekli bir orta saha oyuncusuydu. Ama sakatlığı yüzünden futbolu erken bırakmak zorunda kaldı ve bir hastanede temizlikçi olarak çalışmaya başladı. O günlerde Pele, kahve yaparak ve yerleri silerek babasına destek olmuş. Sonra da 8-9 yaşlarındayken ‘kendi işini kurup’ tren garında ayakkabıları boyamaya başlamış. Amcası Francisco’nun da yetenekli bir futbolcu olması, babasının Pele’de de aynı genler olabileceği fikrini aklına getirmiş ve onu yönlendirmeye başlamış. Ağaçtan yaptıkları topla futbol oynayan Pele, futbol ayakkabısı almak için bir çetenin üyesi olmuş, bir depodan fıstık çalarak bunları satmış.
Pele’nin yeteneklerini ilk fark eden Brezilyalı forvet Waldemar de Brito olmuş. Ve, Santos’lu yıllar başlamış. 1956-1974 yılları arasında burada top koşturan Pele, ilk olarak 1958 Dünya Kupası’nda attığı iki golle dikkatleri çekti. Pele, bazı takım arkadaşları gibi kötü alışkanlıklara hiç bulaşmadı. Hep oyunuyla anıldı.
Ailesi hep ön plandaydı1958’de Juventus’a transfer olması için ayaklarının önüne bir hazine serildi. Ama Pele ‘aile meseleleri’ yüzünden taklifi reddetti. 18 yıl boyunca Santos’ta kaldı. Sadece 18 ay boyunca New York Cosmos’da oynadı. 2 Ekim 1974’de Santos-Ponte Preta maçının 20’nci dakikasında havadan gelen topu iki eliyle tuttu ve sahanın ortasına giderek diz çöktü. Kollarını seyirciye doğru açarak ve gözlerinden yaşlar boşanarak jübilesini yaptı.
IRKÇILIK PEŞİNİ BIRAKMADI1950-1960’lı yıllarda yani ırkçılığın iyice kendini hissettirdiği dönemlerde Pele de durumdan nasibini almış. Özellikle Uruguay, Paraguay ve Arjantin takımlarıyla karşı karşıya gelen siyah futbolcuların hakarete maruz kaldığına şahit olmuş. O da ‘Brezilya Maymunu’ olarak anılmış. Pele, “Eskiden futbolcular, ırkçı kelimeleri birbirine söylerdi. Zenci der, annemize küfür ederlerdi. Şimdilerde insanlar, gazeteleri daha çok satsın diye sorun çıkarmaya çalışıyor. Bugün, FIFA kuralları çerçevesinde ırkçılığa karşı bir cezalandırma yok. Zaten böyle bir şey için oyuncuya ceza veremezsiniz. En iyisi, ırkçılığa pay vermemek ve olanları görmezden gelmek. Eskiden sahanın her yerinde kameralar yoktu ve insanlar, oyuncuların birbirlerine ne yaptığını görmezdi. Şimdiyse her hareket takip ediliyor” diyor.
Müziğe de yeteneği vardı.