17.02.2020 - 09:14 | Son Güncellenme:
Son olarak ‘Ufak Tefek Cinayetler’ dizisinde ‘Merve’ karakterine hayat veren Aslıhan Gürbüz ekranlara ara verdi.
Güzel oyuncu bunun ardından Ege'ye yerleşerek doğa ile iç içe yaşamaya başladı.
Kendine yeni bir hayat kuran Gürbüz, 37. yaşını ise Hindistan'da karşıladı. Oyuncu, doğum gününde denize girdiği anları, "İlk defa bir doğum günümde denize girdim. Teşekkürler hayat, teşekkürler okyanus" notuyla yayınladı.
Tatilden kareleri sosyal medya hesabından takipçileriyle paylaşan Aslıhan Gürbüz, doğum gününde hissettiklerini şu sözlerle dile getirdi:
"Hoş geldin 37... Tam vaktinde ve olması gerektiği gibi... Hoşça kal canım 36... Çok hızlı geçtin, çok şey öğrettin, ders aldırdığın hatalar, bırakmakta zorlandığım alışkanlıklar, içimi acıtan tüm yaşanmışlıklar için teşekkür ederim."
"İyi bir öğretmendin. Yaşlanmıyorum, yaş alıyorum. Ruhumda ki o küçük kız; seni çok ama çok seviyorum. Bundan sonra kulağım ve kalbim hep sende. Birlikte neşe ve şifa ile büyüyeceğiz kızım, hazır mısın?"
Geçtiğimiz aylarda yeni hayatından bahseden Gürbüz, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yaşadıklarını anlatmıştı.
Bel fıtığıyla nedeniyle zor günler geçiren oyuncu, spor yaparak sağlıklı yaşadığını ve hayatını düzene soktuğunu dile getirmişti."Son 6 seneye 4 ameliyat sığdırdım" diyen Gürbüz, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Tam bir sene önce bugün bir karar vermiştim. İstanbul’dan uzaklaşacak ve sağlığıma kavuşacaktım. Son 6 seneye 4 ameliyat ve 3 ayrı sakatlık sığdırmış, yaşımdan beklenmeyecek bir performans ile tüm omurgamı haşat etmiş, bedenimde ki tüm ihtiyacım olan hormon ve vitaminleri tüketmiştim. Üstüne üstlük psikolojim son ameliyatla yerlerdeydi."
"Dile kolay 2 bel fıtığı ameliyatı, 2 adet köprücük kemiği platini takma-çıkarma, 1 adet fizik tedavisi 7 ay süren donuk ve çatlak omuz, bir adet diz kapağında kemik iliği ödemi ve menüsküs yırtığı ve yıllar önce ki trafik kazamdan yadigar boyun düzleşmem."
"Şimdi yazarken bile nefessiz kalıyorum. 'Nasıl oldu bunlar?' derseniz ben hepsinin yanıtını biliyorum ama 'Nasıl geçti?' derseniz işte onu anlatırım. İstanbul'u terk edip hayatıma düzenli sporu ve sağlıklı beslenmeyi sokmadım sadece, bana faydası olmayan her türlü eşya ve insanı da hayatıma sokmadım mesela."
"Sadece tüm sahteliklerden uzak, gerçek doğada aylar, günler geçirmedim. Bana ait olmayan, başkalarının tüm yargılarını asla kabul etmemem gerektiğini ve kusurlarımla önce kendimi kabul etmem gerektiğini öğrendim mesela."
"Kendimi en çok sakatlıklarım ve marazlarımla da sevmeyi öğrendim mesela, o düz durmayan dizimi her sabah öpüp, okşadım. Sabahları yataktan zor kalkmama sebep olan o belime her sabah şefkat gösterdim."
"Durmayı öğrendim. Bir de durmanın da en zor eylem olduğunu, sabretmenin aslında benim de başarabileceğim bir şey olduğunu… Ve her gün ve her gün yeniden yeni baştan başlasam da bedenin inanılmaz bir güce sahip olduğunu öğrendim. Yogayı, pilatesi öğrendim. Her yerde her zaman bedenimi dinlemeyi de öğrendim tabi ki."
"Mesela bana iyi gelmeyen bir ortamı, insanı, bir işi, bir şehri bırakmam gerektiğini, eğer bırakamıyorsam söylenmemeyi de öğrendim ki en zor öğrendiklerimden biri buydu. ‘Sağlık sahip olunması gereken en zaruri ihtiyaçtır ve kişinin bu ihtiyacını hiçbir iş, hiçbir insan ve kişisel hiçbir hata engelleyemez!’ demeyi de öğrendim."