"Öyle bir fotoğrafımız yok. Doğumhaneye de inmedik hiç ama zaten bu süreçte emin olduğum tek şey; doğum, siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir. Önce Pelin... İlk o eklendi hikayemize. 20’li haftalarımızda tanıştık Bodrum’da, 30’lu haftalarda eğitimlere başlamak üzere sözleştik ve bu esnada da birlikte yoga yaptık haftada iki gün.'Doula' kelimesinin eski Yunanca'da sözlük karşılığı, 'köle kadın' demekmiş. Sevmiyorum bu manasını. Şimdi karşılığı 'doğum destekçisi' ki bu da yetersiz bir tanım. Daha doğrusu bence; tıbbi olarak size hiç bir müdahalede bulunmayan ve o an sizin neye ihtiyacınız varsa, sizin için o olan."
"Şimdi Pelin’e sorsanız; bütün iyi doulalar gibi, doğum için aslında bir doulanın şart olmadığını, insanın sadece bedenine ve bebeğine güvenmesi gerektiğini ve her kadının içinde bu gücün olduğunu söyleyecektir. Ben size diyorum ki; şart!"
"Evet, yine siz doğuruyorsunuz ama bedenine ve bebeğine güvenmek için o yolu bir bilenle yürümek şart çünkü aslında tam da bilmiyoruz süreci, ihtimalleri, işleyişi... Yine Pelin reddedecektir ama o olmasa böyle bir doğum hikayem olmayabilirdi."
"Doktor tavsiye edilmez' derler ama ben yine olsa, yine onunla yürümek isterim bu yolu. Bana kendi bedenime ve bebeğime güvenmeyi öğretenlerden o da...Bana anlatılan ya da okuduğum pozitif doğum hikayeleri hep çok iyi geldi bana. O yüzden ben de ilk fırsatta anlatmak istiyorum size. 'O yaptıysa, ben de yaparım' diye cesaretlendirir belki birilerini. Edip’ten hiç bahsetmediğimin farkındayım. Anlatmaya kalksam, haksızlık ederim hikayenin o kısmına…"