"Kumar hiçbir şeye mal olmadı, ne bir ev, ne bir araba kaybettim kumarda. Sahneye çıkardım, onun ücretini alırdım, ayrıca bana orada oyun oynamam için para, fiş verirlerdi, onunla oynardım, kaybedersem bırakırdım. Hiçbir zaman için evimi satayım, arabamı satayım, bağımlı olayım; hiçbir şeyim olmadı. Çünkü arkada çoluğum çocuğum var. Evlerim barklarım olmazdı, ben ölmeden çocuklarımın her birinin evi var, her birinin hayatını garanti ettim."
"Yine oynayabilirim, hepsinin hayatını garanti etmişim ama... Öyle arkadaşlarım var ki, evlerine dev ekran kurup kumar oynuyorlar, ama böyle bir huyum yok, Allah beni ne uyuşturucuya ne kumara bağımlı yapmadı, hiçbir şeye bağımlı olmadım!"
Ünlü şovmen hastalık dönemiyle ilgili şunları söyledi; "9 ay hastanede kaldım, 6 ayı yoğun bakımdaydı, kız kardeşim başımdaydı, duyuyordum, 'kurtulma şansı yok' diyorlardı, profesör kız kardeşim... 24 saat kızım başımdaydı, normalde su içmem, kız kardeşim başımda damla damla su veriyordu."
"Burnumu bile hemşireler kaşıyordu. Kız kardeşime 'bitkisel hayata girersem fişimi çek, yaşamak istemiyorum, yaşayamam, bütün Türkiye beni severken, izlemişken, benim fişimi çek, bu benim sözüm ne olur' dedim."
"Abi hiç merak etme dedi, kabullendi gibiydi nerdeyse... Bitkisel hayata girme riskim vardı, her gün üç ameliyat oluyordum; kaburgalarım bir gün akciğerime batıyordu, bir gün böbreğimi kaybediyordum, bir gün pankreasımı kaybediyordum... Direnç vardı vücudumda, her gün kan akıyordu, görmedim, Allah büyük, bana göstermedi. Kızım ve doktorum görüyordu. Tanık olmadım bütün bunlara, şanslıyım, yine de şanslıyım. Allah çok büyük, dualarla... Damadım başucuma geliyordu, dua okuyordu, bilmediğim duaları tekrar ediyordum, o dualarla, sevenlerimin dualarıyla, muska getiriyorlardı, tesbih getiriyorlardı... O dönemi çok geçirdim. Normal insan iki hafta yatakta yatsa, yürüme problemi oluyor, kaslarını kaybediyor, ben 9 ay yattım yatakta. Bu hayat benim için ikinci bir hayat. Allah beni sevenlerime, çocuklarıma bağışladı."
Ünlü şovmen geçmiş yıllardaki olayı şöyle anlattı; "Don indirme olayı diyorlar... Rutin olarak her gün yaptığımız bir şeydi... Casting olarak paralı alarak gelen seyirciden insanları çıkarıp diziyordum, pantolonlarını indiriyordum altlarından uzun don çıkıyordu, kiminin pijama çıkıyordu, yazın sıcağında yünlü don çıkıyordu, millet geberiyordu gülmekten; bunu her gün yapıyordum. Arkadaki ekip de donları sıkı sıkı bağlıyordu, pantolon inince donları kalıyordu. Yine bir gün canlı çekimdeyiz, yine indiriyorum indiriyorum, bir tanesi tumanını bağlamamış, her şeyi indi! Her şey göründü!"
"Yönetmen de dur dur dur oraya zoom yap! Şimdi bunda benim suçum ne kadar siz söyleyin! Allah aşkına! Avrupa yasasına göre bunda sorumlu prodüktör ve kanalmış. Mahkemede hiç ceza almadım, ama bence benim suçum yok, o kadar kişi boşuna mı çalışıyor, sıkı sıkı bağlayıp kontrol ediyorlar... Kanala ceza geldi."