Cadde GEÇ KALMIŞ BİR NEBAHAT ÇEHRE

GEÇ KALMIŞ BİR NEBAHAT ÇEHRE

16.10.2011 - 01:20 | Son Güncellenme:

‘Geç kalmışlık’ yalnızca Nebahat Çehre’ye özgü bir sorun değil Türk Sineması’nda...

GEÇ KALMIŞ BİR NEBAHAT ÇEHRE

Öyle ki, kimi sanatçılar daha yolun başında, yani ‘kuluçka dönemleri’nde fırsatları değerlendirip kitlesel anlamda gerçek bir ‘star’ olmayı başarır, kimileri de yorgunluk, yaşlılık ya da ustalık yıllarında. İşte Nebahat Çehre bu ikinci örneklerden

GEÇ KALMIŞ BİR NEBAHAT ÇEHRE

Haberin Devamı

Güzellik yarışmalarından Yeşilçam’a
Bir süre mankenlik yapan, 1959’da Adalar Güzeli, aynı yıl Türkiye Güzeli seçilen Nebahat Çehre, önce vücut yapısıyla öne çıkar. Çene kısmındaki o çok hafif doğal arıza, film karelerine ve fotoğraflara sürekli yansıyıp yüz sinematografisini bozsa da, büstün altındaki kaide, yani kusursuz güzellikteki vücudu asla tartışılmaz.
1961’de Ümit Utku’nun Güzide Sabri’den uyarladığı ‘Yaban Gülü’ adlı filmde Yeşilçam macerası başlar, 17 yaşındaki Samsun’lu Nebahat Çehre’nin. Filmin başrol oyuncuları Göksel Arsoy’la Leyla Sayar’dır. Çehre’nin ismiyse, afişlere Gönül Bayhan’dan sonra yazılır. Yabancısı olduğu Yeşilçam’da eli kolu bağlıdır. Nasıl bir politika izleyeceği konusunda hazırlıklı olmadığından, Ümit Utku’nun denetimi altına girer. Çaresizdir. Ve Utku’nun yönettiği beş filmde oynar.
Aslında bu şanslı bir başlangıç sayılır. ‘Yaban Gülü’ gişe rekorları kıran bir iş filmidir. Sinemaya girişinin ikinci yılındaysa iddialı bir filmle kamera karşısına çıkar. Bu, Türk sinema tarihine damgasını vuran ‘bir Metin Erksan filmi’dir. Nebahat Çehre tiplemesine, yaşına uygun ve gerçekçi yanı ağır basan bir genç kız karakteri yakalamıştır ‘Acı Hayat’la. Ayhan Işık’ın, Türkan Şoray’ın ve Ekrem Bora’nın karşısında (zaman zaman aksasa da) ezilmemek için var gücüyle kendisini kanıtlamaya çalışır. Böyle bir rolü; Metin Erksan gibi usta bir yönetmenin denetimi altında, Nebahat Çehre’yi Nebahat Çehre yapan bir kadın karakterini nasıl yakalayabilecektir bir daha?
İşi zordur Çehre’nin. Yine de kabuğuna çekilip bekler. Karamsar ve umutsuz değildir. Ve bilir ki, güneş her sabah aynı yerden doğmayacaktır. Umudunu yitirmeden, hızlı bir tempoyla birbiri ardına film çekmesine karşın, nedense bir türlü önü açılmaz. Sıra dışı yönetmenlerden Osman F. Seden’le ‘Affetmeyen Kadın’, Memduh Ün’le ‘Dağ Başını Duman Almış’ta çalışsa da sonuç değişmez.

GEÇ KALMIŞ BİR NEBAHAT ÇEHRE

Haberin Devamı

Yılmaz Güney’li dönem1964’te Nuri Akıncı’nın yönettiği ‘Kamalı Zeybek’te karşılıklı oynadığı Yılmaz Güney’le tanışınca, Çehre’nin ‘ikinci dönem’i başlar Yeşilçam’da. Bu kez onun denetimi altındadır. Tutunacak bir dal bulmuştur. Bu birliktelik çok kısa bir süre içinde ‘büyük bir aşk’a dönüşür.
Can Dündar ‘Yüzyılın Aşkları’ adlı kitabında Nebahat Çehre’yi değil Fatoş’u (Süleymangil) ele alıp, Yılmaz Güney’le olan birlikteliğini örnekler sinema dünyamızdan. ‘Yüzyılın aşklarından biri’ olarak. Oysa asıl ‘büyük aşk’ı Nebahat Çehre’dir Güney’in. Fatoş’un Nebahat’le kesişen ortak yazgısı, Güney’in yaşamına giren ‘üç çileli kadın’dan biri olmasıdır yalnızca.
Kimi zaman sado-mazoşist bir kıskançlığa dönüşse de, gerçekte saf, çocuksu ve masumiyet duygularının ağır bastığı bu birlikteliğin büyüklük boyutları ve nedenleri, benim ‘Yeşilçam Aşkları’ adını taşıyan kitabımda yer alacak. Tüm içsel ayrıntılarıyla. Ve bir ‘büyük aşk’ın tanığı olarak. Ve de Güney’in çok özel mektuplarıyla.
Elbette 450 gün süren fırtınalı bir evlilik serüveninin yaşayan bir ‘mağdure’si olarak, asıl söz sahibi Nebahat Çehre’dir kuşkusuz. Bu konuda anlatacağı veya açıklamak istediği olaylar vardır.

Haberin Devamı

Artık özgürdürNebahat Çehre, 1964-1968 yılları arası, 13 filmde karşılıklı oynar Yılmaz Güney’le. ‘Pire Nuri’ ve ‘Seyyit Han-Toprağın Gelini’ birlikte oynadıkları son filmleridir. Özellikle de ‘Seyyit Han’, Nebahat Çehre’nin ‘en iyi filmi’ olduğu gibi, Türk sinema tarihine de damgasını vurmuş sıra dışı örneklerden biridir. Filmde Çehre boynu bükük töre kurbanı Kürt kızı Keje karakterini canlandırmıştır.
Nebahat Çehre’ye sinemasal anlamda en unutulmaz hediyesidir ‘Seyyit Han’, Yılmaz Güney’in. Sevgili eşine kan kusturduğu günlerden sonra, bedelini ödemeye çalışır. Nebahat Çehre, Güney’den boşanıp tüm bağlarını kopardıktan sonra, sinema yaşamının son dönemlerine girer. 1969’dan 1988’e dek. Artık özgürdür.

Haberin Devamı

Dizilerde yeniden keşfedildiMelih Gülge’nin 1988’de yönettiği ve Tarık Akan’la birlikte oynadığı sol eğilimli ‘Kimlik’, son dönem filmlerinden biridir Nebahat Çehre’nin. Ve Çehre 4 yıl sonra ‘Yedikuleli Mihriban’ adlı TV dizisiyle tekrar ortaya çıkar.
Zeki Ökten’in ‘Gülüm’ adlı filmindeki (2002) minicik rolüyle, özellikle de yeni maskıyla Nebahat Çehre, bir başka Nebahat Çehre’dir. Televizyon dizileriyle yeniden keşfedilen ve yaşlandıkça daha bir güzelleşen Nebahat Çehre, bu döneminde yaşını neden saklasın ki. Evet, o 67 yaşında. Ve ünlü bir televizyon yıldızı şimdi. Çevresinde dikkatli izlenen giyim kuşamıyla, karizmasıyla.

Haberin Devamı

Yazının tamamı Milliyet Sanat dergisinde...