CaddeHAYATINI BiR ERKEĞE ADAMAK..

HAYATINI BiR ERKEĞE ADAMAK..

04.01.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

‘Hanımın Çiftliği’nin ‘Halide’si o. Çiftliği, abisini, çevresindekileri, kısaca tüm yaşamı kontrol eden bir kadın. Katılaşmış, sürekli kontrollü, kalbini dinlemekten uzak. Muzaffer Bey’in güzel ama bir o kadar da sert kardeşi Ebru Özkan, rol kişisini sağlıksız buluyor

HAYATINI 	BiR ERKEĞE ADAMAK..

Ebru Özkan, 2006’da ‘Gözyaşı Çetesi’ ile televizyon dünyasına girdi. Şimdi, ‘Hanımın Çiftliği’ dizisinde oynadığı Halide karakteriyle adından söz ettiriyor. Çekimleri Adana’da yapılan dizi sayesinde dinginleştiğini söyleyen Özkan, 50’lerde kadın olmanın daha zor olduğunu söylüyor.

Haberin Devamı

Beş aydır Adana’dasınız. Orada olmak sizi zorluyor mu?
Çekimler güzel gidiyor. Ekiple bir aile olduk. Şehir dışında çalışmak çok zor bir şey. Ailemizden, evimizden, arkadaşlarımızdan, yaşadığımız şehirden uzaktayız. Bunu negatif olarak değil, pozitif olarak algılıyorum ve oradaki zamanımı güzel geçirmeye gayret ediyorum. İlk başta kendimi çok yalnız hissettim, özledim ama sonra alıştım. Bir yıl Adana’da yaşamış ve anılarla geri dönmüş olacağım.

Set dışındaki zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?
Öyle bir durumumuz yok. Olduğu zamanlarda keyif almak için kitap okuyorum, sinemaya gidiyorum, tiyatroya gidiyorum. Adana’yı gezme şansımız pek olmuyor. İzin günlerimizde dinlenmeye çalışıyoruz. Dolaşmak yorucu olduğu için Adana’yı çok fazla yaşayamadık. Adana’da içine kapanık bir hayat yaşıyoruz. Bahar gelince açılacağız herhalde.

İstanbul’un keşmekeşinden çıkıp, Adana’da olmak nasıl geldi?
Kesinlikle iyi geldi. İstanbul’da bir yerden bir yere ulaşmak için tükeniyorsunuz. Orada trafik yok, gürültü yok. Çalıştığımız mekanlar sessiz yerler. Adana’da dinginleşiyorsunuz. Başkalaşma yaşıyorsunuz. Bu anlamda hepimize iyi geldiğini düşünüyoruz.

Adana’nın yemekleri güzel olur. Yemeklerle aranız nasıl?
Benim yemekle aram yok. Çok iştahlı biri değilimdir. Sağlıklı olabilmek için yemek yemeye zorluyorum kendimi. Et yemeyen biri olarak, Adana’nın kebapları beni pek ilgilendirmiyor. Orada yemek konusunda biraz zorluyorum. Sebze ve meyve ağırlıklı besleniyorum.

‘Hanımın Çiftliği’nden önce rol aldığınız diziler kısa ömürlü oldu. Dizi konusunda biraz kısmetsiz misiniz?
Belki bilemiyorum. Reyting kaynaklı talihsizliğimiz oldu. Bu herkesin başına gelebilir.

Hanımın Çiftliği’yle şeytanın bacağını kırdınız diyebilir miyiz?
Evet kırdık galiba. Teklif geldiğinde çok kısa düşündüm ve tamam dedim.

Edebiyat eserlerinin, dizilere uyarlanmasını yararlı buluyor musunuz?
Ben edebiyat uyarlamalarını çok doğru buluyorum. Okuma oranı düşük bir ülke olarak bu tarz dizilerin, kitapların okunmasına faydalı olduğunu düşünüyorum. Ben gidip almak istediğimde “Çok ilgi var. Sipariş verdik” demişlerdi. İnsanlara televizyonda çok kolay ulaşabiliyorsunuz. Diziler vasıtasıyla klasikleri ve yazarları insanlara tanıtıyorsunuz?

Haberin Devamı

Tarlalara bakmaktan keyif alıyorum

İnsanların facebook’ta çiftliklerle uğraştığı bir dönemde, siz Adana’da çiftlikte yaşıyorsunuz. Çiftlik hayatı size nasıl geldi?
Ben alışkınım çünkü altı yılımı Nevşehir’de küçük bir kasabada geçirdim. Toprağa, suya, çamura, ağaca, çiçeğe, böceğe alışkınım. Orada olmaktan, oranın kokusunu almaktan, tarlalara bakmaktan keyif alıyorum.

Dizide at biniyorsunuz. Daha önce at biniyor muydunuz?
Hayır. Bu proje için at binme dersleri aldım. Binicilik çok zor ama keyifli bir spor. At binmek başka bir şey. Bütün vücudunuz çalışıyor. Bindiğiniz zaman bir hafta her yeriniz ağrıyor.

Aşk, evlilik sizin için ne ifade ediyor?
Aşk tanımsız bir duygu. Aşka karşı bir kalıbım yok. Yaşattıklarından yola çıkan, nasıl gerekiyorsa öyle yaşayan biriyim. Aşka çok fazla anlam yüklemek, hem kendi hem onun adına sorular ve cevaplar üretmek yorucu bir şey. Güçlü ve zeki kadınlar daha zor aşık olur. Çünkü detaycı ve kontrollüdürler. Dolayısıyla zor beğenirler. Evlilik düşündüğüm bir şey. Çocukları çok seviyorum.

Halide asla kalbini dinlemiyor
Oynadığınız Halide nasıl bir kadın?
Sert, otoriter ve çok dominant bir kadın. Abisini çok seviyor. Onu bütün tehlikelerden uzak tutmak istiyor. Yalnızlığından kaynaklı sert bir kadın olduğunu düşünüyorum. Yalnızlığının arkasına sığınan bir kadın. Daima mantıklı hareket etmeye alışmış, katılaşmış. Göründüğünden zıt duygulara sahip ama sürekli kontrollü, asla kalbini dinlemiyor. Benden çok uzak bir karakter, bu da çok cazip kılıyor. Kendimden ne kadar uzak bir karakter oynarsam, o kadar besleniyorum.

Haberin Devamı

Halide’nin yalnızlığı ne zaman son bulacak?
Halide aşık olmaya başladı. Bir flört durumu var. Şu anda parmaklar aşkı gösteriyor (Gülüyor).

Bir kadının tüm hayatını abisine ya da bir erkeğe endekslemesi nasıl bir psikolojidir?
Çok sağlıklı bir durum değil. Bütün hayatını bir erkeğe adamak çok saçma. Duygusal olarak, psikolojik olarak sağlıksız bir durum. O kişiye bir şey olduğunda, hayatta durma, nefes alma şansınız yok. O gitti, sen bittin demek. Olmaması gereken bir şey.

Çok güler yüzlüsünüz. O kadar sert bir karakteri oynarken zorlanıyor musunuz?
O koşullarda olsaydım ben de onun gibi davranabilirdim. Hepimiz doğuştan getirdiklerimizin yanında, koşulların şekilendirdiği karakterlere sahibiz. Ben gerçekte o kadar sert ve otoriter bir yapıya sahip değilim. Ama herkes gibi beni tetikleyen bir durumda sert olabilirim.

Bu yüze sahip olmak avantaj mı?
Kesinlikle çok avantajlı, yüzümün böyle bir ifade yansıtıyor olması. Bir önceki projemden beni hatırlamıyorlar. Bu çok güzel. Bir oyuncu için bu çok güzel bir durum. Başka biri olabilmişim. Bu benim oyunculuk yelpazemi ve çeşitliliğimi açar.

1950’lerde geçen bir dizi. O dönemin atmosferi ve kostümleriyle nasıl bir duygu içine giriyorsunuz?
İlk başlarda çok ilginç gelmişti. O kostümleri giymek, kendini aynada görmek çok keyifliydi. O eşyaların içinde olmak çok farklı bir duygu. Zaman tünelinden geçiyor gibisiniz. Otele gittiğimizde 2010 yılındayız diyorum.

O dönemle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Güzel bir dönemmiş. İlişki biçimleri, sanat anlayışı, kadın kavramı çok farklı. Televizyon yok, radyo var. İnsanlar paylaşıyor. Biz şu anda iletişim kurmuyoruz. İletişim için zaman yok. Bir çember içinde sürekli dönüyoruz. O zamanlar kesinlikle daha keyifliymiş. O dönemde yaşamayı isterdim.

Hangi dönemde kadın olmak daha zormuş?
İlişki biçimlerine göre o zaman kadın olmak daha zormuş. Şu anda daha eşit koşullarda, gücümüzü gösterebildiğimiz bir platformdayız.

Bir oyuncu olarak oynadığınız karakterlerin izlerini taşıyor musunuz?
Bir şekilde olsa davranış biçimime yansıyor. Bazen ellerimi Halide gibi bulabiliyorum. Bedenimi her gün 18 saat boyunca Halide gibi kullanmaya alıştığım için, bir süre sonra o hareketler alışkanlık yapabiliyor. Arada kendimi Halide gibi yakalıyorum.