Cadde 'Her gün misafir oluyoruz'

'Her gün misafir oluyoruz'

16.10.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:

‘Kırık Hayatlar’ dizisinin başrol oyuncuları Meltem Akçöl ve Erdem Yılmaz, “Seyircimizle bağımız çok kuvvetli. Her gün evlerine misafir oluyoruz ve bir süre sonra artık aileden birisi gibi hissediyorlar” dedi.

Her gün misafir oluyoruz

SERCAN KISMET - Meltem Akçöl ve Erdem Yılmaz, Kanal D’de hafta içi her gün 11.00’de ekrana gelen ‘Kırık Hayatlar’ dizisiyle izleyici karşısına çıkıyor. Projenin kısa sürede sevilmesine Yılmaz, “İyi işlenen bir senaryomuz var. Oyuncu kadromuz ve teknik ekibiyle tam anlamıyla bir aile ortamı olduk. Bu da başarıyı getirdi” diyor. İkiliyle, diziyi, projenin çekildiği İzmir’deki yaşantılarını ve aşkı konuştuk.

Haberin Devamı

- Kanal D’de hafta içi her gün ekrana gelen ‘Kırık Hayatlar’ kısa sürede sevildi. Bu kadar ilgi bekliyor muydunuz?

Meltem Akçöl: Ekipçe aldığımız geri dönüşlerden çok mutluyuz. Temennimiz; seyircilerimizin daha da ilgisini çekeceği uzun süreli bir proje olmak.
Erdem Yılmaz: Dizinin çok sevileceğini ve izleneceğini bekliyordum. Çünkü sürükleyici hikayemiz, iyi işlenen bir senaryomuz, oyuncu kadromuz ve teknik ekibiyle tam anlamıyla bir aile ortamı olduk; bu da başarıyı getirdi.

- Dizi günlük olarak ekrana geliyor. Avantajı ve dezavantajları neler?

E.Y.: Her gün ekran karşısında olduğumuz için seyircimizle kurduğumuz bağ çok kuvvetli. Çünkü her gün evlerine misafir oluyoruz ve bir süre sonra artık aileden birisi gibi hissediyorlar. En büyük dezavantajı izleyenin alışık olduğu normlar dışında olmamız. Günlük 50 dakika yayınlandığımız için en çok ‘Çabuk bitti, keşke biraz daha uzun olsa’ gibi cümleler duyuyoruz.

Haberin Devamı

- Haftalık diziyle günlük arasındaki farklar neler?

M.A.: Çalışma saatlerimiz haftalık diziye nazaran daha fazla oluyor. Daha yoğun bir tempoyla çalışıyoruz.

- Projenin çekimleri İzmir’de devam ediyor. Setten boş kalan zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

M.A.: Oyunculuğun yanında influencer’lık yapıyorum. İzmir’de yeni yerler keşfedip, fotoğraflayarak takipçilerime içerikler sunmaya çalışıyorum.
E.Y.: Arkadaşlarımla olmaya çalışıyorum. Annem İzmirli olduğu için ailemden çoğu insan burada yaşıyor ve onlarla zaman geçirmek, bir şeyler paylaşmak beni ayrıca mutlu ediyor.

- Canlandırdığınız karakterle benzeyen özellikleriniz var mı?

M.A.: Deniz’in en sevdiğim ve kendime yakın bulduğum özelliği tuttuğunu koparan, kendine güvenen ve haklı olduğu noktada kendini ezdirmeyen yanları...
E.Y.: Erdem’le Çınar’ın çok fazla ortak noktası var. İkimizin de aile sevgisi aşka olan inancımız tutkumuz çoğu yerde kesişiyor. Zaten oyuncu oynadığı karakteri kendi içinde yaşıyor. İçimizde olmayan birisini seyirciye gösteremiyoruz.

Her gün misafir oluyoruz

‘Birçok hedefim var’

- Sosyal medyada da kısa sürede büyük bir hayran kitlesine sahip oldunuz. Sevenlerinizle nasıl bir iletişiminiz var?

Haberin Devamı

M.A.: ‘Hayran’ olarak adlandırmayı sevmiyorum. Yalnızca, beni seven ve her an destekleyen insanlar var. Bu tarif edilemez bir duygu, beni inanılmaz mutlu ediyorlar. Gerek yaptıklarıyla, gerek yazdıklarıyla, ben de onları çok seviyorum. İyi ki varlar.
E.Y.: Sosyal medyada kısa sürede bu kadar güzel yorumlarda bulunulması beni çok mutlu ediyor.

- Oyunculukla ilgili hedefleriniz neler?

M.A.: Birçok hedefim var. Oyunculuk öyle bir meslek ki, en azından benim düşüncem; ‘Oldum’ dediğin noktada olmamaya başlıyor. Her gün daha çok çalışman gereken, her an hedeflerini bir adım ileri taşımam gereken bir meslek.
E.Y.: Oyunculuk sürekli gelişime, okumaya, pratik yapmaya dayalı bir meslek. Bu yüzden kendimi sürekli geliştirmeye devam ediyorum. O yüzden tek bir hedef koymak yerine, kısa vadede hep yeni hedefler koyuyorum. Ama en büyük isteğim yaptığım her işte seyircinin takdirini toplamak.

- Aşkla ilgili düşünceleriniz neler?

M.A.: Hayatım boyunca aşkın insanın başına ya bir kez geleceğine ya da hiç gelmeyeceğine inandım. Bir kez geldiyse de eğer o insanın çok şanslı olduğuna... Tarifi olmayan bir duygu bence...
E.Y.: Aşk dünyadaki en güzel duygulardan bir tanesi. Zaman, mekan, dil, din ve ırk bütün kavramlar tek bir şeyden dolayı değişebiliyor. Aslında milyonda bir olacak ihtimali gerçekleştiriyoruz.