Geçen hafta karım Kelly'yle Haiti’deydik. Bu felaket bizi birbirimize bağladı iyice. İkimiz yine bir fidanın güller açan dalıyız. Bu sebeple Kelly de bu hafta benimle İstanbul’da. Biraz da Meg Ryan’a inat olsun diye geldi. Meg’in yaptığı çok ayıptı. Bildiğiniz gibi Fashion Week İstanbul’un açılışını yapmaya geldi ama bir kurdele kesip alay eder gibi apar topar gitti. Bu hareket hiç komik değildi. Bir de sürekli güldüğü için Meg, Kelly iyice sinir oldu. Ne olursa olsun İstanbul kocasının sevdiği memleketti. Bu bile Kelly’i kızdırmaya yetti. “Bu ne ukalalık canım!” diye dolandı durdu bütün hafta. Hangi paparazzi yanaşırsa yanımıza İstanbul gecelerinde bu cumartesi, kucak kucağa, yanak yanağa poz vereceğiz. İstanbul’un dört yanında gezeceğiz. Kelly’e kalsa bütün Hollywood paparazzisine haber edecek ama ben izin vermedim. Kadınların hırsından korkuyorum.
Canım karımı CRR’de Aşkın Ensemble konserine götürmeyi planlıyorum Zuma’da romantik bir yemek sonrası. Gerçek bir virtüöz Cihat Aşkın’ın kemanıyla Çaykovski’den Handel’e aşkımızı tazeleyeceğiz. Konser saat 20:00’da başlıyor. Sonrasında da biraz geç de olsa Maltepe’ye doğru Sabahat Akkiraz dinlemeye yola çıkacağız. İstanbul’a ilk geldiğimde dinleyip hayran olduğum, başbakanınızın da takdirini kazanmış Sabahat Akkiraz’ın hayranıyım. Konser Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Konser Merkezi’nde, 21.00’de. Tuti “Abi ne gerek var gelir gelmez kadını Maltepe’ye sokacaksın” dedi ama olsun İstanbul’un boğazı da, Maltepe’si de güzel. Türklerdeki bu tuhaf davranışı anlayamıyorum. Kelly “Sabahat Akkiraz Harrison Ford’un 'Crossing Over' filminde Azam Ali’nin söylediği 'Beni Beni' şarkısının müziğini yapan kadın değil mi?” dedi ve beni bir kez daha kendisine hayran bıraktı. Her şeyi biliyor. Her şeyi.
Anadolu’nun güzide seslerinden bir demet dinledikten sonra, sevdiğim mekan Babylon’a gitmeyi ve büyük insan Bob Marley’in 64'üncü yaşını kutlamayı düşünüyoruz. Sattas, Bob Marley şarkılarıyla coşturacak insanları. Saat 20.00’de başlıyor her şey. Biz anca sonlarına doğru yetişiriz ama yeterli olur. Bu kar yüzünden dizlerim fena ağrıyor. “İyi ki gitmişsin be Bob. Bu ağrılar fena. Reggae meggae yalan olurdu valla.” diyesim var da, susuyorum. Her şey Kelly için.
Kelly’ciğim İstanbul aşkımı iyice anlayabilsin diye sabaha kadar gezdireceğim kendisini. Babylon sonrasında da Murphy’s İstanbul Dance Bar’a, DJ Ahmet Portakal ile Go Go dansçılarına eşlik etmeye gideriz belki. Supperclub İstanbul Night Party’e hazırlık olur. 23.00’te başlıyor parti. Biz gidene kadar anca ısınmış olur. Böylece Ortaköy Zuma’dan başladığımız serüven yine Ortaköy’de son bulur. Boğaz köprüsünün altında, hiç öpmediğim kadar ateşli öpeceğim Kelly’i. Çekin kardeşim, çekin. Patlasın flaşlar.
