25.02.2010 - 00:20 | Son Güncellenme:
Röportaj: Umut Yalım
Sergin Bey, nasılsınız?
İyiyim. Sağolun.
Kadın bir enstelasyon mudur, sizce?
Enstelasyon bir mekanla var olur. Kadın, mekansızdır ve mekansız olduğu için güzeldir. Çünkü iç güzellik mekansızdır. Herkesin mekanı da kendine ayrıca.
Kadın mekansızsa, bir zamanı var mıdır peki?
Doğrusal bir zamandan söz edemeyiz ancak her şeyde olduğu gibi kadının da bir zamanı vardır tabii.
Biraz açar mısınız?
Kadınlar doğrusal olmayan birçok zamanı kendilerinde barındırabilirler. Kadınlar, paralel zamanlıdırlar.
Kadın paralel zamanlarda bir yolcuysa, erkek kadını nerede yakalayacak da nasıl sevebilecek?
Seviyorsa bir erkek, zaten ne zaman kalır, ne mekan, ne de erkeklik.
O zaman bu durumda kadına ne olacak? Yani, 'kadın kendinden daha alt bir varlık tarafından mı seviliyor' demek istiyorsunuz?
Hayır. Yalnızca farklı bir varlık tarafından seviliyor çünkü farklılık olmasa herkes kendini sever. Herkes kendini severse, güzellik endüstrisi çöker ve yüzyılların sorunu olan 'güzellik' kavramı ortadan kalkar.
Peki, o zaman iç güzelliği nereye yerleştiriyorsunuz?
Aslında olduğu yerden memnunum. Fakat, dış güzellik kadar erişilebilir olmasını umut ediyorum çünkü insanlar iç güzelliklerinden ürktükleri için dışa önem veriyorlar. Oysa, insanın içi dışı bir olmalı.
Çok sağ olun Sergin Bey. Umarım fazla meşgul etmemişizdir sizi. İyi günler.
Siz de sağolun.