Cadde "Keşke daha önce..."

"Keşke daha önce..."

09.01.2014 - 12:47 | Son Güncellenme:

NTV Ana Haber Bülteni'ni sunan Seda Öğretir eğlence programıyla başladığı televizyonculuk kariyerini anlattı.

Keşke daha önce...

Öğle bülteninden sonra ana haber bültenini sunmaya başladınız...

Haberin Devamı

Ana haberde daha çok haber vermeye çalışıyoruz. Normalde gün içinde yayınlarımıza konuk alıp, gündemdeki olaylarla canlı yayınlar yapıyoruz ama haberde daha özet olmaya çalışıyoruz. Konuk almayıp, hızlı hızlı haberleri toparlıyoruz. Saat 20.00'de önceki iki bülteni devralıyorum. Saat 21.00'e kadar yayında oluyorum.

Ana haber bültenini sunmak sizin tercihiniz mi yoksa kurumun isteği mi oldu?

Çalışma saatlerime yönetim karar veriyor. Her yıl yayın akışında değişiklikler yapılıyor. Belirli ekran yüzleriyiz dolayısıyla bizi karıştırıp, harmanlıyorlar. Aslına bakarsanız bu iyi bir yenilik oluyor. Yayın döneminde mutlaka kanallar yenilik yapmak istiyorlar ve yeni programlar, yeni kuşaklarla oluyor. Biz de kuşaklarımızı değiştiriyoruz. Mesela yarın iki kişilik bir söyleşi programı ya da tekrar öğle bülteni sunabilirim hiç belli olmaz.

Haberin Devamı

2014 için yeni bir program formatı gözüküyor mu ?

2014 yılı için bildiğimiz tek şey mart ayında seçimler var ve bu seçimlerle ilgili yoğun olarak çalışmamız gerekiyor. Çok fazla şehir ve ilçe var. Bunlara ayrı ayrı özel olarak eğilmemiz gerekiyor. Aslında zaman şimdiden başladı. Ocak ayı itibarıyla önümüzde dolu dolu üç ay var. İstanbul, Ankara, İzmir ve bütün Türkiye’nin yerel seçimlerde belediye başkan adaylarını ekranda konuşup, ağırlamamız gerekiyor. O yüzden yeni bir şey yok seçimden sonra elbette tekrar şekil alacak.

Televizyona Beyaz Şov'la başladınız. Eğlence programından sonra habere geçişiniz nasıl oldu?

Beyaz'ı Eskişehir'den tanıyordum. İletişim fakültesini bitirdikten sonra ondan yardım istedim. Sağ olsun beni kırmadı yardımcı oldu. Beyaz Şov'da yapımcı yardımcılığıyla başladım. Daha sonrasında başka başka programlarda da çalışıp farklı işler yaptım. Ama habere geçmeden önce televizyonculuğu bırakmak istedim. Çünkü o dönem kadro ve sigorta yoktu. Hak ettiğim parayı kazanamıyordum. Sezon bittiğinde yaz döneminde üç ay iş yoktu. Ben de bu şartlar altında televizyonculuk yapmayacağım diye işten ayrıldım. İletişimle ilgili başka şeylerin peşinde koştum. Kanal D Halkla İlişkiler departmanına birinin arandığını duydum ve başvurdum. Başvurumu yapıp görüşmeden çıktığımda program müdürü Dilek Dağcıoğlu'yla karşılaştım. Ona iş başvurusu yaptığımı söyledim o da bana "Mehmet Ali Birand Kanal D Haber'in başına geçti görüşmek ister misin? Sen televizyonda her şeyi yaptın haberci de olabilirsin" dedi. Onun üzerine hemen Mehmet Ali Birand'ın odasına gittik orada muhabirliğe başladım.

Haberin Devamı

Sizce herkes haberci olabilir mi?

Meraklı ve gündemi takip edebilen herkes haberci olabilir.

Sunuculuk hayaliniz miydi?

Bu işe hep kamera arkasında olacağımı düşünerek başladım. Spiker olacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama muhabirlik yapmaya başladığımda "Beni mutlu edecek meslek buymuş" dedim. Muhabirlik yapmaktan, yaptığım diğer işlerden daha çok keyif aldım, işime hep koşarak gittim.

Spikerle muhabir arasındaki fark nedir?

Spiker stüdyoda ve belli saatler içinde yayında oluyor. Son dakika gelişmesi olduğunda saatlerce stüdyoda kalma ihtimali var. Ama muhabirken işler daha başka olabiliyor. Aniden şehir dışına ya da yurtdışına habere gidebiliyorsun. Bazen gideceğin yer için bavul bile hazırlayamıyorsun. Bu gibi farkları var.

Haberin Devamı

Hiç canlı yayın gafınız var mı?

Barselona'lı Pique'nin ve Shakira'nın bebekleri olacağı haberini sunarken Barselona'lı diyememem ve demek için üstelemem en büyük gafımdı. Onun haricinde başka bir gafım olduğunu söylemem.

"İŞİMİZ DOKTOR-HASTA İLİŞKİSİNE BENZİYOR"

Duygularınızı kontrol etmek zorunda kaldığınız haberler oluyor mu?

Bizim işimiz biraz doktor-hasta ilişkisine benziyor. Anne olduktan sonra çocuklara ve kadına şiddet haberlerine karşı hassasiyetim daha da arttı. Ama sunduğum haberlere artık hakkıyla üzülemiyorum. Bununda sebebi işin çok içinde olmak... Fakat Gezi olayları sırasında Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz'ın dövülerek öldürülmesi görüntüleri kadar içimi acıtan bir şey olmadı. Hâlâ o görüntüler aklımdan çıkmıyor.

Gezi olayları sırasında programda kişisel fikirleriniz ve kurum arası fikirler arasında kaldığınıza dair bazı eleştiriler aldınız...

Haberin Devamı

Gezi olayları medya açısından yaşadığımız tuhaf bir dönemdi. Hem olaylar hem de habercilik açısından olağanüstü bir dönemdi. Bir şekilde bu dönemin atlatıldığını düşünüyorum. Amacım gördüğümü, bildiğimi, duyduğumu söylemek ve olanı vermek. Bende yayında bunu yaptığımıza inanıyorum.

Eşiniz Cem Bey'de bir haberci. İki habercinin aynı evde olmasının ne gibi avantajları var?

Bu durumun en büyük avantajını muhabirken görüyordum. Çünkü o zaman gecesi gündüzü belli olmayan bir iş yapıyorsunuz. Mesela Cem'e bugün "Ankara'ya geldim. Birkaç gün burada kalmam gerek" dediğimde bunları çok güzel tölere edebiliyordu. Tabii ki aynı şey benim içinde geçerli...

Eşinizle iş konusunda birbirinizi eleştiriyor musunuz?

Evet tabii ki... Ama Cem benden hem daha tecrübeli hem de daha bilgili. O Türkçe'yi doğru kullanmak, kelimeleri düzgün ifade etmek, yabancı kelimelerden arınmak gibi dil hassasiyetleri çok yoğun biri. Mesela karşıma bilmediğim bir kelime çıktığında hemen cep telefonundan Cem'e sorarım "Bu kelime nasıl telaffuz edilecek" diye. Hatta yayın sırasında bile mesaj attığım oldu. O da bana hemen yardımcı olur. O konularda Cem en büyük destekçim.

İki haberci çift olarak sizi birlikte aynı programda ya da projede görecek miyiz?

Televizyonda bazı şeyler yapma ihtimalimiz var. Ama televizyon öncesinde başka bir projeye başladık. Şimdilik sürpriz olsun. Beraber başka bir iş yapacağız.

Eşinizle birbirinize kattığınız neler var?

Benim müzik kulağım hiç yok. Sadece müzik dinlemeyi severim. Ama Cem bu konuda beni çok eğitti. Ondan önce çok kısıtlı bir müzik tercihim vardı. Onunla birlikte müzik konusunda hayatımda çok başka bir pencere açıldı. Cem'in hem çok gelişkin bir müzik zevki vardır, hem de beste yapıp, çalıp söyler.

"KEŞKE DAHA ÖNCE ANNE OLSAYDIM"

Çok yoğun çalışıyorsunuz, kendinizi nasıl dinlendiriyorsunuz?

Bir yıl önce başka cevaplar verebilirdim bu soruya ama şimdi boş zamanım olduğu anda Ada'yla beraberim. Şu aralar sadece kızımla dinleniyorum.

Annelik nasıl bir duygu?

Neden daha önce anne olmadım diye pişman oldum. Hamile kaldığımda eşimle 7 yıldır evliydik ve çocuğu hep ertelemiştik. Ama çocuk sahibi olmak o kadar güzel bir duyguymuş ki ertelediğimiz için çok pişman oldum.

İkinci çocuğu düşünüyor musunuz ?

Öyle bir şey düşünüyorum, ama gece uykusuzluğu çok yıpratıcı bir süreç ve Ada'nın gece uykusu daha düzene girmedi. O yüzde biraz daha büyümesi lazım.

Yazarlar