CaddeMUHTEŞEM ÜÇLÜ

MUHTEŞEM ÜÇLÜ

12.03.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

Yönetmen koltuğunda Taylan Biraderler, senarist Meral Okay. ‘Muhteşem Yüzyıl’ın setindeyiz. Tarihi bir dekorda, iktidar, aşk, savaş sesleri arasında bugünün dertlerini, dizi dünyası savaşlarını, sinemanın muhteşem geleceğini konuşuyoruz

MUHTEŞEM ÜÇLÜ

* Üçünüz nasıl bir araya geldiniz?
Meral Okay: İlk defa iki yönetmenle çalışıyorum ve bunun konforunu yaşıyorum. Onlar birbirlerinin dilini çok iyi biliyor. Her bölümde, olağanüstü sahnelerle sunulan hediyeler görüyorum. Bir senaristin yaşayabileceği en yüksek sevinci yaşıyorum. Genelde yazdığınızın yüzde 40’ı gerçekleşirse iyi, yüzde 60’ı gerçekleşirse olağanüstüdür. Buradaki oransa çok yüksek. Yazarken ilk aklıma gelen yönetmen onlardı.

Durul Taylan: 15 yıl dizi çektik. Aslında artık dizi çekmemeye karar vermiştik. Ancak Meral’ın iki senelik yoğun hayali, yazılmış sekiz hazır bölüm bizi heyecanlandırmak için yeterliydi. Kararımızı iki saatte verdik.

* Meral Okay, televizyonda ilklere imza atan bir isim... Taylan Biraderler de Türk Sineması’nda benzer ilklere sahip. Üçlü bir araya gelince, ‘Muhteşem Yüzyıl’ takipçilerini yarattı...
D.T.: Türkiye’de tarihi işler hep belli dünya görüşlerinin, siyasi davaların aracı olarak yapılıyor. Osmanlı tarihiyle ilgili bir iş yapıyorsanız, önünüzde bir kimlik kartı oluyor, Osmanlıcı mısınız, değil misiniz gibi. Bu projede bu yoktu. Tarihi karakterler sevilerek ve onların psikolojisi üzerine kafa yorarak yazılmıştı. “Bu iş güzel olur” demiştik ama bu kadar reyting alacağını tahmin etmemiştik.

* Meral Okay bunu tahmin etmiş olmalı...
M.O.: Elbette yeni bir şey olduğu için bir ilgi oluşturacağını düşünmüştüm ama tepkisinin de sevgisinin de bu kadar uç noktalara varacağını tahmin etmemiştim.

YAĞMUR Taylan: Sinemayı tarihçiler yapmaz. Senaristler yazar ve yönetmenler yönetir. Biz mesleki performans
gösteriyoruz, ideoloji değil. Bunu tekrar tekrar hatırlatmak gerekiyor Türkiye’de.

D.T.: Tarihi karakterlerin kullanıldığı ve kurgu olduğuna dair ibare ilk bölümden beri yazıyor dizinin başında. Ayrıca gururla şunu söyleyebilirim ki ilk bölümünden, son bölümüne kadar tepkilerden dolayı ne bir sahne atıldı ne de yeni bir sahne eklendi.

* Sinema-dizi etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
D.T.: Türkiye’de sinemadaki canlanmanın en temel sebebi televizyon. Sektöre oyuncu, görüntü yönetmeni, yönetmen, senarist sağladı. Ancak olumsuz bir durum olarak, dizi gibi filmler de ortaya çıktı. Diğer yandan birçok filmden daha başarılı televizyon dizileri mevcut. Amerika’da da durum böyle. Spielberg, Scorsese televizyon dizisi yapıyor. Demek ki bu etkileşim dünyada da yükselişte.

Y.T.: Etkileşim bence çok yararlı. ‘Art house’ filmler üretenler de dizinin oluşturduğu bu altyapıdan besleniyor.

M.O.: Antalya’da bu yıl jürideydim. 14 filmin içinde 4-5 tanesi çok parlaktı ve Seren Yüce, Özcan Alper gibi başarılı yönetmenler, televizyonda dramalarda çalışmış, sektör sürecinden geçmiş isimler.

* Dizi işi sorunsuz olmaz, peki bu projede en büyük sıkıntınız ne?
D.T.: Sette bir sorun yok, yapımcılarla, oyuncularla uyumumuz şahane. Tek sorunumuz dizilerin uzunluğu.

M.O.: Ben 60 dakikaya razıyım. Herkes için ideal bir süre. Kalite düşmesin diye insanlar 15-20 saat çalışmak zorunda kalıyor.

* İleride başka hangi tarihi kişilikleri ağırlayacaksınız dizide?
M.O.: Mimar Sinan gelecek. Piri Reis, Barbaros dahil olacak. Çocuklar büyüsün ve kardeşler arası iktidar savaşı başlasın diye sabırsızlanıyorum.

D.T.: Seneye olacakları çekmek için çok heyecanlıyız. Heyecan duyabildiğimiz için çok şanslıyız.

* Bu önemli karakterlerin kastı belli mi?
M.O.: Üzerinde çalışılıyor. Belki yabancı konuk oyuncular olacak.

*Taylan Biraderler sinemaya ihanet mi edecek ‘Muhteşem Yüzyıl’ bitene kadar?
D.T.: Bu yıl film çekemeyiz. Seneye bu diziye devam edebilmemiz için yazın dinlenmemiz lazım.

“Bir yönetmen için en zevkli şey, iyi bir senaristle çalışmaktır”
* Siz hep başkalarının senaryolarını çektiniz sinemada, Meral Okay da hep dizi için yazdı. Siz, kendiniz yazmayı düşünüyor musunuz, Meral Okay siz de sinema için yazmayı planlıyor musunuz?
M.O.: Yazmak istediğim 1-2 hikaye var ama televizyon temposu beni durduruyor. Sinema yoğunlaşma istiyor, en az altı ay kapanmak lazım. Dizi bittikten sonra...

Y. T.: Asla yazmak istemiyorum. Üzerime öyle bir yük almak istemiyorum. Bir yönetmen için dünyada en zevkli şey, iyi bir senaristle çalışmaktır. Türkiye’de eğer güçlü bir sinema sektörü oluşacaksa, bunun sırrı yönetmenlerin, senaristlerin, kendi aralarında iş bölümünü doğru yapmaları. Çok iyi bir senarist olmak için, çok yetenekli olmak, çok çalışmak lazım. İyi bir yönetmen olmak için de emek lazım. Bunların ikisini bir arada yapanlara zaten biz dâhi diyoruz.

“HAKARETiN AYARI YOK”
*Tarihi erkeklerin yazdığını, saraydaki kadınların hayatının pek bilinmediğini düşünürsek, bu projede bir kadın olarak da imzanız önemli.
M.O.: Kadın olarak yeterince sopa yedim bu işte. Senaryoyu bir erkek yazsaydı bu kadar ağır hakarete uğramazdı. Bu ülkede erkeğe hakaretin ayarı ve raconu var ama kadına karşı ölçüsüzlük, kuralsızlık var. Bir kadın olarak girmemen gereken alanlara girdiğin zaman tepki de, işin ölçüsüzlüğü de ikiye katlanıyor. Sıkıntılar yaşadım ama bu meseleleri çok da büyütmemek lazım. Biz dürüst bir çaba içindeyiz. İşimizi ahlakla yapmaya çalışıyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler