Dizi mesailerinden olsa gerek oyuncuların gözü birbirlerinden başkasını görmez oldu. Set aşkları, evlilikleri tavan yaptı sanki. Bu yazın düğünleri de çok yavandı bana göre…Hatice Şendil - Burak Sağyaşar’ınki mesela… Şendil’i son oynadığı dizisinden tanıyorum sadece… Sağyaşar’ı seyretmek nasip olmadı bugüne dek.
Holding veliahtları gibi Four Seasons Otel’de evlenmeleri dikkatimi çekti… Hava atmaya mı çalıştılar? Çok görkemli mi evlenmek istediler bilmiyorum…
Aynı şekilde Merve Boluğur - Murat Dalkılıç’ınki de beni hiç etkilemedi. Öykü Gürman - Yavuz Bingöl düğünü de çok klişeydi.
Hani oyuncu - zengin işadamı ve manken - futbolcu düğünlerinde alışığız bu şatafata da… Magazin ünlüleri hayatlarını birleştirirken bohem bir hava ya da ne bileyim başka bir doku arıyoruz.
Beren Saat - Kenan Doğulu… Nil Karaibrahimgil - Serdar Erener farklılık denildiğinde ilk aklıma gelen isimler… Haydi onlar biraz fazla uçmuşlardı diyelim!
Gülben Ergen, Yılmaz Erdoğan, Doğa Rutkay ve daha bir sürü isim… Kâh bir kır alanında kâh bir yakınlarının yazlık evinin bahçesinde evlendiler… Sade, daha basit alanlarda kendi şıklıklarını yarattılar. Harcanan para ya da sadece düğün mekanı da değil konu…
Tuba Büyüküstün mesela… İlk siyah kemeri onun gelinliğinde gördük… Şebnem Bozuklu kısa bir elbise altına puantiyeli ayakkabılar giymişti ve ben onu taklit etmiştim kendi düğünümde!
Özellikle Merve Boluğur’dan bu tarz aykırı bir hareket bekledim… Ünlü dediğin taklit edilmeli… Gelinlikler çok güzeldi elbet… Peri kızı gibiydiler. Bütün gelinler gibi…
Gelinlikle prenses olmak kolay, hele de paran çoksa… Önemli olan kendine ait bir nüans yakalamak…