Neslihan Özyükseler Tanış

Neslihan Özyükseler Tanış

ozyukselerneslihan@gmail.com

Tüm Yazıları

“Kuzey Güney dizisiyle şöhrete adım atan Öykü Karayel” diye başlıyordu Asu Maro’nun bu hafta Milliyet Pazar’da yayınlanan röportajı... O kadar doğru bir tanımlama ki genç oyuncu için… Karşısında Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir stara, o derin yeşil gözlere rağmen çok seyredilen bir diziyle bile star olamadı. Güzellikte Beren Saat’ten, Tuba Büyüküstün’den ve daha birçoklarından en ufak bir eksiği olmayan bir kadın o. Üstelik konservatuvar mezunu.

Milliyet

Cevabı Asu Maro’ya kendisi vermiş, Demiş ki, “Kendimi şöhret olarak görmüyorum.”

Haberin Devamı

Kulağa çok şirin gelen mütevazı bir yanıt bu. Ve eminim çok samimi bunu söylerken güzel oyuncu. Öte yandan kendine güvenle kendini beğenmişlik arasındaki çizgiye ‘star ışığı’ diyoruz biz galiba. ‘Küçük dağları ben yarattım’ havasında dolaşmayan oyuncuyu starlığa yükseltmiyor olabilir miyiz?

Sürekli mütevazılığın yüceliğine dem vururken gerçekte gizli küstahlığın, saman altından yürütülen kendini beğenmişliğin peşinden mi koşuyoruz?

Sadece ünlüler dünyasıyla da sınırlı değil durum! Mesela Instagram’a fotoğraf koymak istiyorum bazen. Bakıyorum kolum kalın çıkmış, gıdım sarkık, cildim pek parlak değil vazgeçiyorum... Ayrıca iki dirhem bir çekirdek, fönlü, makyajlı dolaşmadığımdan sosyal medyaya pek katkım olmuyor! Filtrelemeye de üşeniyorum çoğu zaman.

Beyin yıkama operasyonu

Öte yandan ardı ardına selfie ve fotoğraf paylaşanların hepsi de benden çok daha süper durumda değiller. Gösterdikleri o kılık kıyafetlerden bizde de var. Onlar kadar hepimiz geziyoruz.

İşte orada da ince bir çizgi var… Ya komik duruma düşüyorlar ya da kendilerine güvenden kaynaklı bir ışık oluşturuyorlar etrafa karşı. İkincisi iyi bir şey!

Öyleleri var ki, kendilerini göstere göstere beynimi yıkıyor ve ilgimi çekmeye başlıyor. Geçenlerde bir arkadaşıma biri için “Kendini çok beğeniyor herhalde, sürekli selfie halinde” dedim. “Bence tam tersi, kendine güveni çok zayıf, Instagram’da aktifleşmeye başladığından beri altına yazılan yorumlarla hayata bağlanıyor” dedi…

Bu gidişle psikologların işini elinden alacak sosyal medya… Bir süre sonra psikiyatristlerin eline bırakacak belki de, göreceğiz!

Sosyal medyadan ne öğrendim?
Geçen gün bizim gruptan Tuğçe paylaşmış:
1- Eski sevgili çok kötü bir şey.
2- Herkes Mevlana’yı ezberlemiş.
3- En mübarek gün cuma.
4- En sevimsiz gün pazartesi.
5- Tüm kadınlar pilatesçi, erkekler kickbox’çı.
6- Herkes çok zengin.
7- Herkes çok iyi, çevresi kötü.
Yine bizim arkadaşlardan biri yorum yazmış altına;
8- Bütün kadınlar kocaları tarafından çok, çok ama çok seviliyor! Ben en çok 8 numarayı sevdim, siz?
EĞRİSİ DOĞRUSU
Milliyet
Milliyet
Berrin Zorlu
Renk cümbüşü yapmadan, olup olmadık parçaları kombinlemeden, desenlere bulanmadan, gözleri yormadan hem tarz hem şık olabiliyor insan. Kızıl saçlı Berrin Zorlu’nun stiline bayıldım bu hafta.
Gülşen
Gülşen’in tek derdi aykırı ve farklı görünmek. Bu tür gayretlerde stilini, ruhunu ve yaşamını ‘bir’ hale getirebiliyorsan, dışarıya iyi yansıyor. Bazen bunu güzel başarıyor ama bu görüntü aklıma Uzaylı Mustafa Topaloğlu’nu getirdi.