Neslihan Özyükseler Tanış

Neslihan Özyükseler Tanış

ozyukselerneslihan@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ünlüler bunu sık sık yapıyor.
Kendilerine küs oldukları kişi hakkında bir soru soruluyor.
“Öyle birini tanımıyorum, o kim?” filan tarzında cevap geliyor.
Bu hiç cool değil, önemsemiyor gibi de durmuyor.
Bilakis olayın acayip önemli olduğunu, o kişi gündeme geldiğinde çıldırdığını filan gösteriyor.
“Bunu konuşmaya gerek yok, eski bir olay” filan dense daha iyi…
Tabii aslında daha espri tadında bir şeyler söylense ne hoş olur da… Nerede?
Toplumun bence en büyük eksiği hazır cevaplık ve mizahi zeka…
Daha fazla Cem Yılmaz izlemeye ihtiyacımız var!
Aslında bizim ülkeye daha çok
komedyen lazım!
Trajedi formatından çıkmamız lazım...

DAHA GÜZEL SAÇLAR İÇİN
Ünlü ve takip edilen kadınların mutlaka bir şeyler üretmeleri gerek…

COOL OLMAYA ÇALIŞINCA

Çoğunluk da bu yönde ilerliyor zaten…
Gönlünce alışveriş, yemek - içmek, gezmek, annelik yetmiyor artık kimseye…
Herkes hayata bir değer katma peşinde…
Cemiyetin en havalı kadınlarından Aslı Şen son zamanların en ezber bozan işini yaptı…
Aslı Şen’i lise yıllarından tanırım…Soyadını aldığı ailenin dışında da iyi bir ailenin kızıdır.
İnsan yapacağı işin kaderiyle dünyaya geliyor herhalde…
Saçlarının o yıllarda çok uzun ve sağlıklı olduğunu hatırlarım…
Hep çok bakımlıydı, bulunduğu her ortamda farkedilirdi.
Önümüzün, arkamızın, sağımızın, solumuzun tasarımcı olduğu günümüzde saçlara yaratıcılık koymak dahiyane bir fikir bence…
Ürünleri henüz kullanmadım çünkü argan yağına alerjim var. Önce içeriklerini incelemem lazım…
Kullananların çok memnun olduklarını duyuyorum.
İsim, ambalaj, etiketleme, renkler de çok başarılı…
Üstelik ulaşılabilir fiyatlarda olması da ayrıca güzel…

SEVGİYE PARA KARIŞINCA
Milliyet Pazar’da Elif İpek Türer’in Haluk Bilginer ve Esra Bilgin röportajına bayıldım bu hafta…
Haluk Bilginer, “İnsanları çok seviyorum” lafına gıcık oluyormuş. Ben de sevgi sözcüğünün çok fazla kullanılmasına gıcığım.
Dolandırıcının dürüstlükten, çapkının
sadakatten, iç güveysinin erkeklikten
övünmesi gibi…
Çok yalan söyleyenin yalandan; dedikoducunun dedikodudan nefret ediyor olması da iyi örnek…
Yaşça benden çok genç bir arkadaşımla sohbet ediyoruz geçen gün…
Genç adam ailesi nedeniyle zor bir süreç geçiriyor…
“Birkaç yıl evvel annem - babam boşandı” diye başlıyor.
“O günden sonra iki ailem var diye kabul ettim. Annemin ailesinde mal mülk çok konuşulurdu. O yüzden birbirlerinden çok parayı seviyorlar diye düşünürdüm.
Babamın tarafıysa benim sevgi kanalımdı. Birbirlerini çok sevdiklerini sanır, sıkıntı olsa hep beraber göğüslerini siper ederler sanırdım.
Kısa aralıklarla iki ailemde de benzer konularda düğümlenmeler oldu.
Annemin tarafında tam bir birleşme yaşandı. Bunu gönülden mi yaptılar sorumluluk gereği mi bilmem. Ama neyse ne! Sonuçta kol kırıldı yen içinde kaldı.
Duvar dibindeki komşu duymadan çözüldü iplik.
Derken öteki ailemde bir sorun gündeme geldi. Buluşmaların dörtte üçünün sarılmalarla geçtiği bir aile ortamıydı orası. Hep sevgiden bahsedilirdi.
Konu daha konuşulurken çözülür sandım. Ne oldu? Sevgi böcekleri ölü taklidi yaptı” diye anlattı yaşadıklarını. “Büyük hayat dersi oldu benim için” diye ekledi.
Sevginin icraata geçen yönüdür önemli olan. Sevdiğin için ne yapıyorsun, nelerden vazgeçiyorsun ona bakmak lazım…
Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki duygular, hisler her şey teknoloji gibi…
Oyunlar, roller bir şekilde ortaya çıkıyor! Maskelerin düşme zamanı…