Yıllar evvel Ebru Şallı’yı hamilelikte altı kilo altı diye topa tutmuştuk. Hatta bir röportajında bolca kiviyle beslendiğini söyledi diye oğlunun adını ‘Kivican’ takmıştık.
Şimdilerde hepimiz Ebru’yuz! Ananascan’lar, Karpuz Naz’lar, Avokado Su’lar doğurmaya programlıyız!
Willma Elles, şu aralar doğum sonrası dümdüz karnıyla gündemde! Ceren Hindistan, ‘en taş anne’ olarak gazetelerde! Sadece ünlüler değil ev kadınlarının bile doğumu, çocuğu filan taktıkları yok! Dertleri; ‘Kilolar nasıl gidecek?’
Henüz evli olmayan bir arkadaşım şimdiden hamilelikte kaç kilo alacağını, sonra o kiloları nasıl vereceğini planlamış. Hayır, deli değiller, çevre baskısı yüzünden bunlar!
Hamileliğimde lahmacun ve Ayvalık tostuna merak sarmıştım. Toplamda 12 kilo alıp bunun altısını doğumdan üç gün sonra verdim.
Havuz problemi gibi… Bir düzine kilo alıp yarım düzinesini verip kalan yarısını sakladım. Kalan o yarım düzine bir sene terketmedi beni. Yedim. Çok yedim. Etraf kilo vermem gerektiğini söyledikçe daha çok yedim! Doğum yapan ünlüler inceldikçe bunalıma girip karbonhidrata bağladım.
Neredeyse anneannemin anneanne olduğu yaşta doğurmuşum! Evdeki canlı oyuncağa alışmaya çalışıyorum… Televizyonda, gazetede; her yerde doğum yapıp bir ayda eskisinden de zayıf olan kadınlar! Psikolojimi düşünebiliyor musunuz?
Sıfır beden olmamı gerektirecek bir iş yapmıyorum! Televizyona çıkmıyorum! Yeni doğmuş bebekle sosyal hayatım sıfıra yakınken bunları yaşadım. Ünlü kadınların halini düşünün! Beden sağlığımız için iyi de, ruh sağlığımızın gidişatı için endişeliyim!