Neslihan Özyükseler Tanış

Neslihan Özyükseler Tanış

ozyukselerneslihan@gmail.com

Tüm Yazıları

Kadınlar bu hafta Tarkan’ın evliliğini konuşuyor. 40 yaşa kadar bekar kalmış erkeklere uzanıyor sohbet…
Mahsun Kırmızıgül giriyor konuya kısa bir süre… ‘Beyaz’a ne zaman sıra gelecek?’ şeklinde ilerliyor muhabbet…
35 yaşında şu anda bekar olan bir arkadaşım anlattı geçen gün… Açık konuşayım, evli arkadaşlarımdansa bekarlarla laflamayı daha çok seviyorum… Ya da ‘evli olup evliliğine ve sahip olduğu sahte konfora aşırı bağlanmayanlarla’ diyelim…
Önde anne - baba, arkada çocuk(lar) pazar kahvaltısına gitmek pek çok kişinin aksine bana çok mutlu bir görüntü
filan vermiyor.
Sıkıcılık hüzünlü bir şey bence… Neyse konumuza dönersek, arkadaşım bir adamla tanıştırılıyor… 40’ını geçmiş, hiç evlenmemiş biriyle…
Üç kişi buluşup kakara, kikiri hoşça vakit geçiriyorlar. Şaraplar gırla gidiyor…
Derken saat 10 gibi adamın annesi arıyor: “Tavukların soğudu, nerdesin?” diye. Adam bunu aynen söylüyor masadakilere… Arkadaşım, “E yemek yedin, tekrar mı yiyeceksin?” diyor.
“Diyetteyim, annemin bozduğumu bilmemesi lazım” diye cevap veriyor 40’lık ergen…
Zaten telefonda da annesine “Arkadaşlarım” dememiş; “Dışardayım” demiş sadece…
“Beraber mi yaşıyorsun hâlâ ailenle?” diye soruyor bizimki…
“Hayır, ama çok yakınız. Ütü derdi yok, yemek derdi yok. Çok rahatım” diye cevap veriyor.
Arkadaşım şoke oluyor… “Ben de
ailemle yakın oturuyorum ama annem beni akşam dokuzdan sonra mesaj çekmeden hayatta aramaz” diyor…
Adam, a pardon ‘çocuk’ demek daha doğru… Ortak arkadaşlarına “Çok hoş biri ama bizim yaşama bakışımız çok farklı” demiş…
Arkadaşım, “Biz kadınlar evlenmeden yaş alıp, ekonomik özgürlüğümüzü kazandıkça bağımsızlaşıyoruz. Erkeklerse iki türlü… Ya tamamen kopuşta ve uç bir hayatı seçiyorlar. Ya da
ana babalarına iyice bağımlı bir ilişki sürdürüyorlar” diyor.
Gene bekar bir başka arkadaşım yeni flört etmeye başladığı 40’lı yaşlarında üst pozisyonda bir beyaz yakalıyı anlatıyor:
“Bir gün bensiz bir saat bile yapamayacağını hissettirecek şekilde davranıyor… Ertesi gün tek başına Tayland planı yapıyor” diye…

Haberin Devamı

Annelere çok iş düşüyor
Psikolog bir arkadaşıma göre, erkekler ya annelerine tıpatıp benzeyen kadınlar ya da tam zıttı yapıdakileri seçiyorlarmış ve bu seçimler bilinçli değil içgüdüsel
yönelişlermiş.
Ben de üç yaşında bir erkek çocuk annesiyim. Tek çocuğum var haliyle ileride saçma sapan davranabilirim. Psikolog değilim, annelik konusunda iddialı hiç değilim…
Tabii şu da var “Ben harika anneyim, çocuklarıma çok düşkünüm” gibi lafları da hiç kale almıyorum...
Göreceli konular bunlar; konuşmakla bitmez!
Ama yukardaki iki örneğe bakarsak…
Ne çocuğunu yok sayacaksın ne de her şeyin yerine onu koyacaksın sanırım…
Çocuklar belli bir yaşa kadar bize bağımlı, bakımından, yemesinden, içmesinden, okulundan hatta çişinden bile sorumlu olduğumuz küçük bireyler…
Son kelime önemli: Onlar birer birey!
Evet, ortaya salıp tamamen kendi işimize bakarsak hata yapma oranları çok yükselir…
Ama kazık kadar olduklarında hâlâ haşlamalarını, sebzelerini, salatalarını, diyetlerini, ütülerini ve eve kaçta gireceklerini düşündüğümüzde ortaya çok da sağlıklı yetişkinler çıkmıyor…
Erkek annelerinin oğullarını evlendiğinde dahi onları yaprak dolması bahanesiyle kendilerine çekme girişimlerini yaşamışlığım yok ama şahit olmuşluğum var…
O adamın artık dolma yerine suşi sevdiğini kabullenmekte zorlanıyorlar…
Neyse aslında bu uzun yazıyı herkesin Anneler Günü’nü kutlamak için yazmıştım!