Yılda 2 - 3 kez abiye kıyafete ihtiyacım oluyor. Her giydiği üzerine ‘cuk’ oturan taş kadınlardan değilim. Bazen göbek fırtlıyor, kimi zaman fermuar kapanmıyor.
Hâl böyle olunca giriyorum büyük mağazalardan birine, satış elemanına, “Bana şöyle kusur giderici, kalıbı kalıbıma uygun ve sade birkaç kıyafet gösterseniz” diyorum. İşe yarıyor! Genelde ilk giydiğimi alıp çıkıyorum. ..
Geçenlerde hep işin kolayına kaçıyorum, bu sefer Nişantaşı’ndaki minik butikleri ve 1 - 2 modacının atölyesini dolaşarak kıyafet alayım dedim. Bakın neler gördüm...
Yerli - yabancı markaların satıldığı minik butiklerde müşteriye ya aşırı ilgi ya da aşırı ilgisizlik var. İkisi de itici.
Çok beğendiğim genç modacı Özgür Masur’un fiyatları uçmuş. Harvey Nichols’ta indirimde 5 bin 300 TL’ye Elie Saab tuvalet satılırken Masur’un elbiseleri 8 bin TL’den başlıyor.
Türk modası adına sevindiricidir herhalde.
Giyinme kabini sorunsalı
Çoğu butikte mağazanın orta yerine perdeden oluşan ve çoğunlukla o perdenin kapanmadığı bir bölüm yapmışlar. Güya kabin, orada üstünüzü değiştirmenizi bekliyorlar.
Zeynep Tosun’un (tasarımlarına bayılırım) Akmerkez’deki mağa- zasında bulunan giyinme kabininde yerler saç içindeydi. Elbiseleri, indirimde 2 bin 300 TL’ye satılan bir mağaza kabininin daha temiz olması gerekir düşün-cesiyle satış görevlisini uyardım.
Cevap: “Akmerkez’de mağazalara haftada bir temizlik hizmeti veriliyor, temizliği de ben yapacak değilim.”
‘Özrü kabahatinden büyük’ dedikleri bu olsa gerek!
1960 model deneme terliği
Kıbrıslı Modacı Raşit Bağzıbağlı’nın Bağdat Caddesi’ndeki dükkanında bir elbiseye vuruldum. Fiyatı indirimde 2 bin 200 TL civarı (tam rakamı unuttum).
Denedim, üzerimde güzel durdu. Daha iyi görmek için abiye ayakkabı rica ettim.
Bana en az 20 yılık ve gayet kirli gözüken bir terliği işaret ettiler. Zeynep Tosun’un mağazasındaki ayakkabılar da çok eski modeldi diyemem ama onların da içlerinde siyah ter lekeleri vardı.
Bir gece giyeceğim kıyafete minimum 2 bin TL ödeyeceksem, biraz vizyon, gusto ve en önemlisi temizlik beklemek en doğal hakkım. Sonra, “Parası olan Beymen’e, Harvey Nichols’e, Vakko’ya koşuyor; minik butikler yaşamıyor” diye şikayet ediyorsunuz.
Para, hizmette ve ayrıntıda gizli, bunu idrak etmeliyiz artık!