MODADAN ÇOK ANLAYINCA
Ne zamandır moda konusunda yazmadığımı fark ettim. Bizim Bihter (Ayyıldız) ve Asena’yla (Sarıbatur) yarışamayınca çekildim ligden…
Şaka bir yana moda benim için kahvenin cappuccino cinsidir. Ayda iki kez yeter! O hesap…
Özellikle son yıllarda giyim kuşam konusunda hiç riske girmiyorum. Desensiz, tek renk… Çoğunlukla da pastel ve beyaz tonlara, minimal çizgilere kayıyorum…
Karar vererek değil; içgüdüsel yaptığım bir seçim… Moda konusunda hiç ahkâm kesmedim, zira belli bir konuda konuşacaksan o konuyu dibine kadar bileceksin!
Sezonun hit parçalarını üstüne geçirmekle olmuyor! En pahalı mağazaların bir numaralı müşterisi olsan da nafile… Bu konuda iddialı olmak için öngörülerin olacak, en az üçte bir tutturacaksın…
Birçok şeyden herkesten önce senin haberin olacak, hatta haberler sana akacak…
Modadan anlıyorsan kumaşın iyisini uzaktan fark edeceksin… Bir kıyafetin hangi döneme ait olduğunu bileceksin… Markalarla sınırlı kalmayacak, tasarımcıları da tanıyacaksın…
Renklerin yanı sıra yakalardan, paçalardan da haberin olacak… Öteki türlü aç her ay iki dergi öğrenirsin…
Uzar gider bu konu…
Aslında şunu demek istiyorum; moda konusunda iddialı olmayışım, modadan anladığını iddia eden 1 milyon kişiden daha fenayım anlamına gelmesin. Çok şükür bir sürü olumsuz huyumun yanı sıra haddimi bilmek gibi iyi bir özelliğim de vardır.
Dikkat çeken parçalar
Aslında bu yazıyı bu sene en moda olan iki parçaya dikkat çekmek için yazdım.
Malum bu yaz ortalık hareketli. Fiyonklar, volanlar kocaman kocaman…
Mesela, No.21 ve Kartell ortaklığında tabanı kocaman lastik üstü büyüüükkk düğüm - fiyonk arası süsten oluşan rugan terlikleri görüyorum dergilerde… Araba lastiğinden hallice şeyler bunlar. Her rengi var…
Amannn diyorum! İnce ayaklılar, ve uygun bir kıyafetle kombinleyebilecek genç hanımlar… Kullansın onlar.
Ama ne olur, gözünüzü seveyim, ayağınız tombişse, bileğiniz de kalınsa ıııhhh…
İkincisi bu sene volanlı, omuzları açıkta bırakan giyeni iki beden kalınlaştıran bluzlar var her yerde…
Bunlar da incecik ve küçücük göğüslü kadınlar için… Halk işi değil…
Ya hemen bir sıfır beden diyetine girin ya da bunlardan uzak durun derim…
SNAP KAHRAMANLARI
Sonunda Snapcat kullanmaya başladım, dediğime bakmayın izleyiciyim sadece… Çok az kişiyi takip ediyorum çünkü acayip vakit alıyor…
Eğlenceli mi? Evet eğlenceli…
Snap kullanıcılarının dilinde iki isim var: Caner Çalışır ve Kerimcan Durmaz…
“Takip et, bayılacaksın” dediler. Son derece şımarık, yüzeysel paylaşımlar ama ilk iki gün eğlendim. Üçüncü gün baktım, hep tekrar… Aynı cümleler… Business uçak seyahatleri, CIP salonlarındaki yemekler, beş yıldızlı otel odaları, lüks araba
Mizansen hepsi sanırım… Mizah yönü çok zayıf kurgularla yaratılmış iki fenomen… Hızlı geçmeye başladım çünkü gerçekten vakit kaybı… ‘Bir grup ergen eğleniyorlar’ diye düşünüyorum ama eğlenmeye ayrılan zaman bu kadar uzun mu ve başka mecra yok mu? Düşündürücü…
Her dakika bir şey öğrenmemiz gerektiğini savunmam… Eğlenmek, gülmek, güzel zaman geçirmek kıymetlidir… “Kişiye ne iyi geliyorsa, doğrudur” felsefesini benimsemiş biriyim…
Hâl böyleyken popüler kültürün gittiği yol konusunda ben bile endişeleniyorsam bu işte gariplik var demektir.
Ya da ne bileyim belki de çok yaşlandım ve bu işlerden hiç anlamıyorum…
Olur mu olur…