Kadın hayatında neredeyse hiç çalışmamış! Evlenip anne olmuş. Birkaç ay kursa gidiyor. Kocası da, karısı bütün gün alışveriş yapıp kredi kartlarını şişireceğine ona bir ofis kiralıyor! Gül gibi bir yaşam - ilişki koçumuz oluyor. Bir başkası; cebinde yemek yiyecek, daire kiralayacak parası yok; eğitimi filan hak getire ama mesleği ‘yaşam - ilişki koçu’!
Orta yaşta bir kadın, bugüne dek iki aydan uzun süren ilişkisi olmamış! Yüzünden mutsuzluk akıyor ama mesleği ‘yaşam - ilişki koçu’… Bunun gibi yüzlercesi var. Ortak özellikleri, kendilerinin insanlara çok iyi geldiklerine inanmaları! Oysa komşumuzun, arkadaşımızın psikoloğu olmak damarlarımızdaki asil kanda mevcut zaten!
Arkadaşlarım bazen sorunlarıyla beynimi kemirip beni yaşadığıma pişman ediyorlar. Ardından binlerce teşekkür… ‘Arkadaşlık, dostluk’ deyip geçiyoruz. ‘Haydi ben gidip bir yaşam koçu olayım’ durumu yok. Bence yaşam koçu, psikoloji eğitimi almış olmalı… Ya da benim sahip olmak istediğim bir şeylere benden önce sahip olmalı ve bu yolda rehberlik etmeli. Onun bir şeyleri başarmış olduğunu göreyim ki izinden gideyim.
Deneyimli tiyatrocuların, dizi oyuncularına, profesyonel sporcuların sporcu vücudu isteyenlere koçluk yapmasına şapka çıkarıyorum. İşadamlarına, yöneticilere yaşam koçluğu yapan çok iyi eğitimler almış, uzun yıllar profesyonel yaşamı deneyimlemiş isimler var. Zaman ve stres yönetimi başta olmak üzere pek çok konuda bu tür kişilerin yaşamını kolaylaştırıyorlar. Benim itirazım; altyapısız ego fırtınası estirenlere. Çok mu özgüvenliler ya da cahil cesareti mi var, bilmiyorum! Bildiğim tek şey aynada kendilerini olduklarından bayağı farklı görüyorlar.
Hepimizin başkalarından farklı özelliklere sahip olduğumuza inanmaya ihtiyacımız var. Bu insani zaafiyeti besleyip, bunun karşılığında kendilerine para verecek bir enayi bulacak kadar şanslıysalar para kazanıyorlar. O vakit bize de “Sen neyin koçusun arkadaş?” diye sormak kalıyor!
GÜÇLÜ VE GÜZEL KADINLAR
Davetlerde çok seyrek rastladığımız isimler var. Onların işi; modayı takip etmek değil. Yaşamlarındaki şatafatı ortaya dökmek de sevdikleri bir şey değil. Şıklık onların yaşam biçimi, zarafet duruşlarında… Güzellik zaten doğalarında… Hayata farklı noktalardan dokunmayı seçmişler. ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ gelmişken onları köşeme konuk etmek istedim.
İstanbul Modern’in kurucusu Oya Eczacıbaşı, sanat ve sosyal sorumluluk elçilerimizden biri. Zarafet ve asalet dendiğinde akla gelen ilk isim.
Caroline Koç,başarıları, tarzı ve tavırlarıyla Türk kadınını çok iyi temsil ediyor.
Şatafattan uzak daima tarz bir isim Nevbahar Koç. Özgün bir duruşu var.
Başarıları soyadının önüne geçmiş Leyla Alaton’un. Sanata olan aşkı ve enerjisi onu güzelleştiriyor.
Ümit Boyner, güçlü, neşeli ve dinamik yapısıyla bir önder.