Op. Dr. Ziya Saylan

Op. Dr. Ziya Saylan

ziya@saylan.com

Tüm Yazıları

Tarih boyunca Ay’ın insan ruhuna etki ettiği varsayılmış ve planlar hareketlerine göre ayarlanmış. Bu konuda yüzlerce hikaye ve efsane anlatılır

İnsan ruhunun aydan etkilendiğini ve deliliğin nedeninin aydan gelen enerji olduğunu zanneden eski hekimler, akli dengesi bozuk insanlara ‘Lunatic’ yani aya bağımlı demişlerdir (Luna, Latince Ay demektir, ‘tic’ de bağımlı ekidir yani fanatik, otomatik gibi). Tımarhanelere de Latince ‘Lunaticasylum’ denir.
Günümüz İngilizce’sinde Lunatic kelimesi deli anlamına gelmektedir.
Antik çağda ameliyatlar yeniay döneminde yapılırdı. Bu dönemde cerrahlar yaraların daha mükemmel iyileşeceğini kabul ederlerdi. Bir doktor ve bilimadamı olarak belki sizlere burada tam olarak inanmadığım ama yüzlerce senedir ve belki de bazılarınca halen geçerli olan bir durumu anlatmak istiyorum. Ben bu bilgiyi, okuduğum kitaplardan aldım ve aynen kullanmaya çalıştım.
Almanya’da Ay takvimine göre hastalarını tedavi eden doktorlar ve ‘heilpraktiker’ denen şifa dağıtıcılarına bizzat şahit oldum. Bazı bilimadamları Ay’dan Dünya’ya gelen ve okyanuslarda gel-git olayına neden olabilecek kadar kuvvetli bir çekim kuvvetinin insan vücudunu etkilediğini kabul ederler.

YENİAY DÖNEMİ
Eski çağlarda yeniayda başlanan işlerin daha başarılı olacağına inanılırdı. Mahsül yeniayda toplanır ve bu zamanda toplanan hububatın daha bereketli ve bozulmadan uzun süre kaldığına inanılırdı.
Binlerce senedir insanlar (Müslümanlık da dahil olmak üzere bütün dinlerde) yeniayda oruç tutmaya başlarlar. Bu dönem iyileşmek ve vücuttaki zehirleri atmak için en uygun zamandır. Bizim Ramazan ayımızın da yeniay ile başladığını düşünürsek Ay çekiminin dinimiz tarafından da kabul edildiğini farz edebiliriz. Oruç tıbben en iyi detoks yani zehirlerden arınma yöntemidir (İftarda tıka basa yememek şartı ile).
Eski Roma da tırnaklar yeniayda kesilirse daha sıhhatli uzadıklarına, kesilen saçların da daha gür çıkacağına inanılırdı. Yüzdeki akne ve vücuttaki iltihapların dolunayda arttığına inanılırdı. Eklem ve baş ağrıları da dolunay döneminde daha fazla ortaya çıkardı.

DOLUNAYDA GÜZELLİK
Vücutta ağrılar bu dönemde daha fazla hissedilir. Kadınlar ağdayı eskiden dolunayda yaptırmazlardı. Dolunay süresince daha fazla diş ve karın ağrısı olduğu kabul edilirdi.
Şifalı otlar dolunayda daha etkili olurlar. Büyücüler, özel krem ve ilaçlarını bu dönemde kullanmayı severlerdi.
Eski Roma’da kadınlar dolunayda ciltlerinin gerildiğini zanneder ve hatta cilt işlemlerini bu dönemde yaptırırlardı. En yaygın yöntemler, mermer tozuyla yüz ve vücut derisini zımparalamak ile zeytinyağı kürleriydi.
Eski inanca göre, şiddet ve dolunay birbiri ile yakından ilgilidir. Savaşlar ve cinayetler dolunay döneminde olurdu. Kötü ruhlar, vampirler ve hayaletler bu dönemde geceleri dolaşırlardı. Eskiden kurtların ve köpeklerin dolunayda daha çok ulumaları da ayın hayvanları etkilediğine örnek verilirdi.

KÜÇÜLEN AY
Bu dönemde kesilen saç ve sakalların daha yavaş büyüdüğüne inanılırdı. Yüzdeki sivilceler ve vücuttaki iltihaplanmalarda azalma görülürdü. Eski hekimler Ay’ın küçüldüğü dönemde vücutta ve bilhassa bacaklarda daha az şişlikler olduğunu ve kan basıncının azaldığını kabul ederlerdi.
Mitolojiye göre doğal felaketler, ölümler ve salgın hastalıklar da daha çok bu dönemde olurdu. Tesadüfte olsa ölüm tarihleri bilinen büyük şahsiyetlerin bir çoğunun küçülen ay döneminde hayatlarını kaybettiği bilinmektedir. Ancak bu denizlerdeki suyu kaldıran Ay’ın çekim gücü her gün aynıdır ve gün içinde farklılıklar gösterse de bilimsel olarak bizleri fazla etkilemez.