Op. Dr. Ziya Saylan

Op. Dr. Ziya Saylan

ziya@saylan.com

Tüm Yazıları

İlk yazımda sevgili okurlara kendim hakkında bilgi vermek isterim. Bu köşede doktorlarınızın sizlere anlatmadıklarını da anlatmaya çalışacağım. Ayrıca, estetik operasyonların arka yüzünü de göreceksiniz

32 yıl Almanya ve ABD’de doktor olarak çalıştıktan sonra yurda döndüğümde Türkiye’de hastaları estetik müdahaleler hakkında uyaran ve onlara bilgi veren ne kadar az yayın olduğunu gördüm ve onları bilgilendirmek üzere estetik müdahaleler hakkında bir kitap yazıp ayrıca köşe yazılarıyla okurlara faydalı olmaya karar verdim.
Kanımca estetik müdahale görmüş hastaların birçoğu daha önceden ne olacağını bilselerdi belki farklı düşünürler ve bugün daha mutlu olurlardı. Gazete, mecmua ve televizyon yayınlarının verdiği bilgiler haber niteliği taşımakla birlikte her zaman gerçeği yansıtmamaktadır. Günümüzde basın, genellikle estetik ameliyatı olmak isteyenleri cesaretlendirmekte fakat onları tehlikelere ve tuzaklara karşı uyarmamaktadır.

Estetik operasyonların sınırları olmalı
Estetik cerrahi mutlaka başarılı bir yöntemdir ama yine de sınırları ve yapılamazları vardır. Her sene onlarca bilimsel toplantıya katılmakta ve hatta kendim kongreler düzenlemekteyim. Binlerce ameliyat olmuş ve olacak hasta gördüm. Bu hastalardan çok şey öğrendim. Mahkemelere bilirkişi olarak çıktım ve kimlerin mutlu olacağını, kimlerin beklentilerinin yanlış olduğunu daha iyi anladım. Sizlerle bu bilgilerimi paylaşmak istiyorum.

Sihirli değneğimiz yok
İnsan ömrünün uzaması, onlarda daha uzun zaman genç kalma veya daha geç ihtiyarlama arzularını uyandırmaktadır. Konrad Lorenz’in dediği gibi; “Güzellik iyidir ve iyi de güzeldir, güzeli her zaman korumak isteriz ve ona ilgi duyarız. İnsanlar da bunu bildiklerinden kendilerine olan ilgiyi artırmak için daha güzel ve genç olmaya çalışırlar.” Güzellik şekil ve hacim arasındaki bir uyum, bir dengedir. Güzeli görünce mutlu olmayız ama mutlu olunca güzellikleri daha çok görürüz.
Modern cerrahideki en son gelişmelere rağmen 21’nci yüzyılda artık peri masallarına yer yoktur ve hiçbir doktor size sihirli değneğiyle dokunup hayallerinizi gerçekleştiremez. Hukuki açıdan her ameliyat ve enjeksiyon bir vücut yaralama olayıdır ve bu açıdan hata yapılırsa cezalandırılır. Dünya Sağlık Teşkilatı’na göre estetik müdahaleler, ruhsal ve sosyal sağlığın bir parçasıdır ve tıbbi bir olaydır. Bu tür müdahaleler için hastanın aydınlatılması ve yazılı onayı gerekir aksi takdirde operasyon, o kimsenin isteği dışında uygulanmıştır. Ameliyat, insan vücudunun bütünlüğü olan cildini keserek açılması, dokularının yerlerinin değiştirilmesi, gerekirse yabancı maddeler konulması ve cildin tekrar dikişlerle veya başka bir yöntemle kapatılması olarak tanımlanır. Bu tanıma yan etkileri ve ameliyat nedeniyle insan hayatını tehlikeye atacak durumları da ilave etmek gerekir. Hayati bir gerekliliği olmayan estetik ameliyatlar bu nedenle özel durum taşırlar.

Önce zarar vermeyeceksin
Bu köşeden doktorlarınızın sizlere anlatmadıklarını da anlatmaya çalışacağım. Bu sayede doktorlara daha akıllıca sorular sorup meseleye daha kolay hakim olmanızı sağlayacağım. Yazılarım sayesinde okuyucular muhtemel estetik ameliyatlarından sonra; “Ama ben bunu bilmiyordum” veya “O konuyu sormamıştım” diyemeyecekler. Ayrıca, estetik operasyonların karanlık yüzünü, bir başka deyişle aynanın arka yüzünü de görecek; belki de beklentilerinizin ve kararlarınızın yanlış olduğunu anlayıp uygulamadan vazgeçeceksiniz.
Günümüzde bazı doktorlar Hipokrat Yemini’nde vurgulanan “Önce zarar verme” cümlesini unutmuş veya hatırlamaz olmuşlardır.
Saygılarımla...