Op. Dr. Ziya Saylan

Op. Dr. Ziya Saylan

ziya@saylan.com

Tüm Yazıları

Yaklaşık 5 bin yıldır insanoğlu meme kanseriyle savaşıyor ve yakın bir gelecekte bir sabah haberleri dinlerken “Falanca ülkede falanca doktor kanser aşısını buldu” haberini duyacağız ve bu savaş bitmiş olacak

MEME KANSERİNİN SONU-1

Meme kanseri yeni bir hastalık değil. Asur’da Hammurabi yazıtlarında kadınların, göğüslerinde meydana gelen hastalık için iyileştiricilere para verip onları görevlendirdiğini belirtir. Yine eski Mısır’da hekimbaşı Imhotep, yazdığı papirüslerde memeleri yara olan sekiz kadından bahseder. Homeros’un kitaplarına göre eski Yunan’da sağlık tanrısı olarak kabul edilen Aeskulap, meme kanserini cerrahi olarak tedavi etmeye çalışır. Yaklaşık 5 bin yıldır insanoğlu meme kanseriyle savaşıyor ve yakın bir gelecekte bir sabah haberleri dinlerken “Falanca ülkede falanca doktor kanser aşısını buldu” haberini duyacağız ve bu savaş bitmiş olacak.

Meme kanseri aşısı yolda!
Son bir haftadır üyesi olduğum Amerikan Meme Cerrahları Derneği yıllık toplantısı için Şikago’dayım. Orada, ABD Ulusal Kanser Derneği temsilcisi
Dr. Brian Czerniecki, 2020’ye kadar meme kanseri aşısının mutlaka piyasaya çıkacağına müjdeledi. Bu aşıdan sadece henüz meme kanseri olmamış sağlam insanlar değil, meme kanseri olmuş hastalar da faydalanabilecek. Mevcut hastaların diğer memelerinde yeni kanser meydana gelmeyecek, metastazlar olmayacak ve esas tümör çıkartıldığında tam şifaya kavuşacaklar.

Türkiye’deki durum
Resmi olmayan rakamlara göre, ülkemizde her yıl yaklaşık 65 bin kadına meme kanseri teşhisi konuyor. Halen yaklaşık 800 bin kadın meme kanseri tedavisi görmekte. Meme kanserinin tedavisinde kemoterapide en pahalı ilaçlar kullanılıyor. Ancak bilindiği gibi, kemoterapi spesifik bir kanser ilacı değil, vücutta birçok hücreyi yok ettiği için arada kanserli hücreler de azalıyor. Meme kanserine yakalanmış kadınların kurduğu Amazon Hareketi, yıllardır ilaç firmalarını bu hastalığı tedavi etmek değil, pahalı kemoterapi ilaçlarını satmak istemekle suçluyor. Biz doktorlar da, ilaç şirketleri kâr amaçlı kuruluşlar ve hissedarlarına para dağıtmak zorundalar diye endişelenirdik. Ancak bu açıklamadan sonra hepimiz az da olsa rahatladık ve sevindik.
Bu arada ağızdan alınan yapay D Vitamini ve omega-3 tabletlerinin meme kanserini önlemediği bilimsel olarak açıklandı. Günlük doğal gıdamızda bu maddeler zaten yeteri kadar var. Kanseri önlemek için doğru olan; az et, bol sebze yemek, stresten uzak durmak ve bol hareket etmek.

Yediğiniz, ilacınız olmalıdır
Bilinen ilk tıbbi ders kitabı olan Hipokrat’ın ‘Corpus Hippocraticum’ında bundan 3 bin yıl önce hastalıkların tanrılardan ceza olarak gönderilmediği ve dış etkenler sonucu meydana geldiği yazar. Hipokrat’a göre, “Yediğiniz, ilacınız olmalıdır.” Bu görüşler bence halen geçerli ve günümüzde meme kanserinin artması hatalı beslenmeye, hareketsizliğe ve çevre zehirlerine (ve de genetik etkenlere) bağlı. İnsanlar zehirli kimyasallar içeren, yapay olarak üretilmiş ve başka ülkelerden getirilmiş sebze ve meyveleri tüketmemeli. Herkes kendi yaşadığı bölgenin ürünlerini tüketmeli; mesela bir İstanbullunun vücut kimyasına en uygun olan onun Marmara Bölgesi ürünlerini yemesi gibi. Organik ürünler tüketmeye çalışın. Unutmayın organik domatesler ve patatesler ufak boyda, iştah açıcı olmayan, çarpık çurpuk, pahalı ve her manavda bulunmayan sebzeler ama sağlıklı.
Meme kanseri 7-8 sene sonra artık ölümcül bir hastalık olmayacak. Devamı ve yeni tedavi yöntemleri haftaya...