18.11.2014 - 19:14 | Son Güncellenme:
MELiS GÜVENÇ
İçlerine sinen bir aşk filmi çektiklerini söyleyen ikilinin izleyiciden ricası var: “Umarız öpüşme sahneleri filmin önüne geçmez. Bu sahneler bizim için el sıkışmak kadar normaldi. Bu karelerle hatırlanmak, emeğe saygısızlık.”
“SEYiRCi KAYBETME KORKUSU YAŞAYACAK”
‘Seni Seviyorum Adamım’ filminde bir araya gelen Gizem Karaca ve Barış Kılıç:
“Filmi izleyenler ya hemen çocuk yapma kararı alacak ya da küslüklerin sona ermesi için bir adım atacaklar ve kendilerini sorgulayacaklar”
Gizem Karaca ve Barış Kılıç’ın başrolünü üstlendiği ‘Seni Seviyorum Adamım’ 21 Kasım’da vizyona giriyor. Çekimleri mayıs ayında Kıbrıs’ta gerçekleştirilen filmde, iki sevgiliyi canlandıran Karaca ve Kılıç, Cadde’nin sorularını yanıtladı.
‘Seni Seviyorum Adamım’ nasıl bir aşk filmi oldu?
Gizem Karaca: Çok şirin ve sıcak bir aşk filmi oldu. Bazen hüzünlü, bazen çok komik sahnelerimiz oldu.
Barış Kılıç: Çok ani bir şekilde böyle güzel bir işe dahil olma fırsatı buldum. Film bittikten sonra ilk hissettiğim ve söylediğim şey; “elimden geleni yaptım” demek oldu. Nasıl bir film olduğuna izleyenler karar verecek.
Bu film kariyerinizde nasıl bir yere sahip olacak?
B.K: ‘Seni Seviyorum Adamım’da oynamış olmakla, ömür boyu filmi ruhumuzda, herşeyimizde yaşayacağız. Dizilerin hepsi sabun köpüğü gibi ama sinema filmi insanın çocuğu gibi sahiplendiği, en değerli varlığı. Küçüklüğümden beri hayalim; kalabalığa hitap etmekti. Bunun için çok dua ettim ve dışa vurumu oyunculukla oldu.
G.K: Benim için her zaman baş köşemde yer alacak bir film oldu. İleride torunlarımla bile açıp izleyebilecek bir filmde yer almış olmanın keyfi anlatılamaz.
Karakterlerinizden bahseder misiniz?
G.K: ‘Ezel’ ve ‘Berk’ davranış ve karakter olarak birbirine zıt insanlar. Ortak noktada buluştukları şey ise; ‘Berk’ isteyerek hayatından vazgeçerken, ‘Ezel’ hayattan çok keyif almasına rağmen vazgeçmek durumunda kalıyor. Vazgeçtiği noktada bir şekilde ‘Berk’ onu çıkartıyor ve böylece ‘Ezel’, ‘Berk’e aşık oluyor.
B.K: Birbirlerinden haberi olmayan iki insan, zaman içinde öyle bir karşılaşıyorlar ki, birbirlerinin en önemli parçası oluyorlar. Birbirlerine duydukları bu aşkın tek açıklaması sadece aşk değil. Çünkü ortak paydada ikisi de vazgeçmişlik ruhuyla bir araya geliyor.
Filmi izleyenler salondan hangi duygularla ayrılacaklar?
B.K: Filmi izleyenler hemen çocuk yapma kararı alacaktır ya da sevgilisine “Sen bugüne kadar neden beni böyle öpmedin?” diyeceklerdir.
Şaka bir yana her ilişkide gizli küslükler var. Bu küslük sebeplerine hiç değinmezler ama filmden sonra o gizli küslüklerin sona ermesi için bir adım atacaklar.
Filmin sonunda, insanların kendini sorgulayacağını düşünüyorum.
G.K: Kaybetme korkusunu yaşayıp, birbirlerinin kıymetini daha da çok bileceklerini düşünüyorum. Her aşk filminde kendinden bir şey bulan aşıklar, bizim filmimizde daha fazlasını bulacak, eminim.
ÖPÜŞMEK EL SIKIŞMAK GiBi...
Filmdeki yakınlaşma sahneleri senaryo ve oyunculukların önüne geçer mi?
B.K: Burada çekilmiş bir film var. Kimsenin sevişme, öpüşme derdinde olduğunu sanmıyorum. Eğer o sahneler filmin önüne geçiyorsa, insanlar akşama kadar sevişsin ve birileri de onları görüntülesin. Sevişmek hayatın, dolayısıyla filmin de bir parçası. Öpüşme sahnesi var diye insanlar filme mi gitmesin? Bu konuda bir tered-dütüm yok.
G.K: Umarım bu sahneler filmin önüne geçmez. Bu sahneler bizim için el sıkışmak gibi ama dikkatlerin sadece öpüşme sahnelerine yoğunlaşması beni çok üzüyor. Filmde birçok hikaye varken, dikkatler o yöne çekildiğinde emek veren o kadar kişiye ve bize haksızlık oluyor.
Filminizin sonu için ne diyeceksiniz?
B.K: Filmin sonu hayatın direk göbeğinden olan bir hikayeyle bitiyor.
Dizileriniz ve bu film dışında yeni projeleriniz olacak mı?
B.K: Şu an yeni bir proje düşünecek pozisyonda değilim. İçinde yer aldığım dizi başarılı bir şekilde devam ediyor.
Yüzümüzün akıyla devam ettirebildiğimiz yere kadar en iyi şekilde taşımaya devam edeceğiz. Bu iş biterse, sevdiğim başka işlerin içinde olabilirim.
G.K: Şu an sadece ‘Güzel Köylü’ için Muğla’ya gidip, geliyorum. Zaten şehir dışında bir iş olması nedeniyle hiç vaktim kalmıyor. O yüzden sadece dizi var.