Sevinçten deve kesen de var, korkudan Facebook listesine saldıran da

AYRILIK SONRASI ERKEK PORTRELERi
Ayrılığın da doğru bir yolu yordamı olmalı.
(Temsili fotoğraf)

“O kadar mutluyum ki, deve kessem yeridir!” cumartesi sabahının bir kısmını bu sevimsiz cümleyi tekrar tekrar okuyup anlamaya çalışarak geçirdim. Hayvansever, daha doğrusu dört bacaklı her şeyi iki bacaklılara tercih eden biri olduğumdan cümledeki devenin beni ne derece rahatsız ettiğini söylememe gerek yok. Ama konumuz cümlenin içindeki değil, onu sarf eden.
Şöyle ki: Lemi Gülman boşanmak için yanıp tutuştuğu 17 yıllık eşinden sonunda ayrılmış. 3.5 milyon lira tazminat ödemesi gerekiyor ama bu onun için ‘vız gelir tırıs gider’ olmalı ki yazının başındaki o şahane cümleyle duygularını özetlemiş. Bilmeyenlere açıklayayım: Gülman 4.5 yıldır boşanmak için mahkeme salonlarını aşındırıyor ama bu süre zarfında kendine yeni bir hayat kurmayı da ihmal etmedi. Spiker Ece Özbek’le beraber. Özbek’ten bir de oğlu var. Ne diyelim Allah mesut etsin etmesine de o cümle ne olacak? “Söz uçar yazı kalır” ya hani...
Merak ettiğim bir diğer şey de şu: 17 yıl boyunca iyi kötü bir hayatı paylaştığı eşinden ayrılınca bu şekilde sevinen bir adamla yeni bir hayata başlamak, belki de onun ‘yeni eşi’ olmak nasıl bir his acaba? Özbek hiç düşünmüyor mudur “Acaba benden ayrılınca ne kesecek bu adam diye?”

Haberin Devamı

iKi SENE SONRA ‘DELETE’

Bu, uzun zamandır size anlatmak istediğim bir hikâye. Ancak çok yakın bir arkadaşımın başına geldiği için ve kendisi olan biteni unutmak için zamana ihtiyaç duyduğundan bekledim. Neyse ki artık çok iyi, büyük bir hatanın eşiğinden döndüğü için mutlu bile. O nedenle anlatabilirim.
Efendim konumuz ayrılık ve Facebook. Daha doğrusu bir ilişkinin bitişinin Facebook üzerindeki yansımaları. Arkadaşım yaklaşık iki yıldır birlikte olduğu ‘adam’la ayrıldı. Adam kelimesini tırnak içine alıyorum, zira öyle olduğundan feci şekilde şüpheliyim.
Neyse, bu kişi kızımızı bir anda, ortada hiçbir neden yokken, hatta her şey çok güzel, tozpembe giderken bırakıverdi. Ağlayarak, “Aşkım, canım” diyerek bıraktı üstelik. Kendini açıklamak için kurduğu ve zırvadan öteye geçemeyen uzun ve süslü cümlelerini yazmaya gerek görmüyorum. Özet olarak korktu kaçtı, ilişki ciddileştiği, ufukta evlilik belirdiği an paçaları tutuştu. Üstelik korkusu o kadar büyüktü ki eve gider gitmez kızı ve ortak tanıdıklarının hepsini Facebook’undan sildi.
“Ne yani evlilikten korkmak da mı suç?” diye celallenen sevgili okuyucu. Tabii ki hayır. Bence evlilik zorunluluk ya da ilişkide varılması gereken bir ‘son durak’ değil. Ama her şeyin doğru bir yolu yordamı yok mu? İki yıl gibi bir süreyi iyi kötü birlikte geçirdiğin, yalandan da olsa hayaller kurduğun kadına zaman tanımadan, onun durumu anlamasına izin vermeden ‘delete’ tuşuna saldırmak ‘adam’lık mı? Sorarım size, Sorarlar ‘adama’!

Haberin Devamı