Caddebostan Sahili’nde ‘cillop gibi’ bisiklet yolları var. Hem spor yapayım hem de denize, adalara bakayım diyenler için harika. Tek sorun bisikletliler dışında herkesin o yolu kullanması

‘BiSiKLET YOLU’YLA iMTiHAN

Efendim, bugün bir hafta sonu maceramla daha karşınızdayım, Bağdat Caddesi’nde yürüme imkansızlığı, kaldırım kalabalığı ve ‘yavaşlığı’ meselesini kendi içimde hallettikten sonra bu defa sahile uzayanayım dedim. ‘Turist çılgınlığı başlamadan Bodrum’a gittim ve sessiz sahillerde kumdan kaleler yaptım’ klişesinden de bahsetmeyeceğim meraklanmayın. Bu defa istikametim Caddebostan’dı.
Bendeniz hafta sonu hele de hava güzelse Anadolu Yakası’ndan kopamıyorum. Gönül Bebek’te üç beş tur atmak istiyor ama trafiğe tahammülüm yok. Her defasında 2-3 sakinleştirici yutmak ve küfür hazneme yenilerini katmak zorunda kalıyorum. O nedenle hiç denememek en iyisiydi, doğru Moda’dan Caddebostan’a üstelik yaya. Mis gibi!
Bilen bilir, Caddebostan sahili güneşli ilkbahar ve yaz günleri sevimli bir cehenneme dönüşür. Sevimlidir çünkü etrafta koşturan çocuklar, köpekler, çimenlere uzanmış sohbet eden gençler, gitar çalan popüler çocuk ve ona aşık kız grubu, mangalın başında rakının da etkisiyle duygusal anlar yaşayan amcalar vardır. Cehennemdir çünkü haddinden fazla kalabalıktır ve değil yürümek kimi bölgelerde sağdan sola dönmek bile dakikalar alabilir. Sevgilimle köpeğimizi ve bir sürahi dolusu mojitomuzu alıp kumsalda sızdığımız olmuştur. O nedenle çok severiz, bu arada mojito kalabalık stresini şıp diye alıyor tavsiye ederim.

Haberin Devamı

10 yıllık boşluğu kapattım
Her neyse, bu hafta sonu biraz değişiklik olsun diye bisiklet de kiraladık. Bisiklet benim için mühim bir şey. En son 10 yıl önce falan binmişimdir herhalde. Çocukluğum boyunca her yaz Melike’yle (Hürriyet Kelebek ekinin Habitus’u) “Hangimizin ki daha güzel?” kavgasına girişip onunkinin tekerleklerini çakılla kesmeye kalkışacak kadar ciddiye aldığım bir nesnedir bisiklet. Özlemişim.
Derler ya “İnsan bisiklete binmeyi bir kez öğrendi mi asla unutmaz” diye. Doğru tabii. Biner binmez 10 yıllık boşluğu kapatıverdim. Kaldırımdan iniyorum, çıkıyorum, bıraksan ön tekeri kaldıracağım o kadar! Başladık Fenerbahçe’den Bostancı’ya doğru pedal çevirmeye.
Efendim, sahilde tabiri caizse ‘kız gibi’ bisiklet yollarımız var. Kiremit rengi, üzerinde de eşşek kadar bisiklet amblemi bulunuyor. Ama var mı bunu dikkate alan? O amblemi görüp “Ay ben burada salınmayayım en iyisi” diyen. Tabii ki yok!

Haberin Devamı

Yol podrum mübarek
Elele tutuşup denize ve adalara bakarak romantik anlar yaşamak isteyen çiftlerden tutun, alışveriş poşetleriyle haldır haldır eve gitmeye uğraşan teyzelere kadar herkes bisiklet yolundaydı. Paten kaymayı öğrenen çocukları söylememe gerek yok sanırım. Bizim milletimizde kiremit rengine karşı bir hassasiyet mi vardır nedir kocaman yürüyüş yolu boş, bisiklet için ayrılan yol podyum mübarek!
Tahmin ettiğiniz üzere başladım söylenmeye, hem pedal çeviriyorum hem de önümdeki yayalara teker teker “Merhaba, iyi hafta sonları acaba sizi yürüyüş yoluna alabilir miyiz?” diyorum. Kimi hiç bakmadan bir adım yana kayıyor, kimi “Aaa burası hepimiz için ayol” şeklinde çıkışıyor. En sevdiğim tepkiyse şu : “Senin frenin var, bassana!” Yahu ablalarım abilerim, benim frenim var da sizin gözünüz yok mu? Hani o bisiklet amblemi sadece bir yere konmuş olsa anlayacağım, her 10 metrede bir var. Eşşek kadar, görüyorsunuz bal gibi, çekilsenize.
Sonuç olarak günü kazasız belasız atlattık. Sevgilim birkaç kez acı fren yapmak zorunda kaldı. Biz genç kız cep telefonuyla bisiklet yolunun ortasında sevgili adayı olduğunu düşündüğüm biriyle uzun uzun konuştu. Sağına geçiyoruz adım atıyor soluna geçiyoruz geri geliyor. Bir tarafını tekere kaptırmadan konuşmasını bitirebildiği için kendisini buradan kutluyorum.
Tüm bu hengameye rağmen inanılmaz iyi geldi bu bisiklet olayı bana. Şiddetle tavsiye ederim. Ve yazımı iyimser dileklerle sonlandırmak isterim: Keşke şehir içinde de bisiklet kullansak. İstanbul da Avrupa’daki şehirler gibi olsa. Gürültüsü az, sessiz. Fonda korna yerine bol bol bisiklet zili duyulan. İşlerimize bisikletle gidebilsek, şehrin her yerinde bisiklet yolları olsa. Aklıma gelmişken yolları kiremit rengi yapmayalım yalnız, ne olur ne olmaz!

Haberin Devamı

Meraklısı için not:

Selamiçeşme’de Yeşil Bisiklet adında bir yer var. İnternet sitelerine buyurunuz: (www.yeşilbisiklet.com ) Yıllardır önünden geçerim, bisiklet meraklısı birkaç arkadaşımdan da ismini duymuştum. Yedek parça, kiralama gibi konularda iyiler diye. Bisikletlerimizi oradan kiraladık. Başka yerlerden günlük alabiliyormuşsunuz ama Yeşil Bisiklet saatlik kira sistemi tercih ettiğinden bizim iki tekerlekli maceramız yaklaşık 2 saat sürdü.